kapat

28.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nuriş, Çakıcı'yı silebilir mi?
Son dönemin en dikkat çekici mafya babası Alaattin Çakıcı'ydı. Yeraltı dünyası ondan soruluyordu. Taa ki Nuri Ergin (Nuriş) ortaya çıkıp, ona kafa tutana dek

KARTAL Özel Tip Kapalı Cezaevi'nde, kısa süre öncesine kadar aynı koğuşta kalmak isteyen Alaattin Çakıcı ile Nuri Ergin'in arası, Erol Evcil yüzünden bozuldu.

Evcil'e, "Haraç ver; yoksa seni yaşatmayız," şeklinde tehdit pusulası gönderen Nuri Ergin, karşısında Evcil'in yakın dostu Çakıcı'yı buldu. Evcil'i himayesi altına alan Çakıcı'nın, bir görüş sırasında Nuriş'e, "Bu cezaevinde ikimizden birisi fazla; ya sen gidersin ya ben" diye bağırmasıyla mektup savaşları başlamış oldu.

O andan itibaren kimliği bilinmeyen postacılar aracılığıyla mektuplaşan iki mafya liderinin bu mektupları basına yansıyınca kavga kısa sürede alevlendi.

Avukatlar aracılığıyla basına dağıtılan "imzalı" ilk mektuplar, arada bir dostluk olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu. Ancak bunun ardından gelen mektuplar, tam tersine, bir düşmanlık sergiliyordu. Çakıcı ve Ergin mektuplarında birbirlerini alaya almaya, hakaretler etmeye başladılar. 9 Mart'ta Nuri Ergin'in avukatları Tuncay Kütükoğlu ile Hikmet Çarboğa, bir basın açıklaması yaparak, iki ünlü kabadayı arasında bir sorun olmadığını iddia etmişlerdi. Avukatlar, "Sevgili kardeşim Nuri ve Vedat" diye başlayan Çakıcı'nın mektubunu da delil olarak göstermişlerdi.

Ancak Nuriş, ertesi gün kendisini ziyarete gelen avukatları aracılığıyla basın kuruluşlarına gönderdiği mektupta, ilk kez Çakıcı'ya meydan okuyordu. Nuriş'in, "Öyle dost gözüküp düşmanlık namussuzluktur. Önümüz bayram açıkta kalınır. Saldırıya canım helal olsun," şeklindeki mektubuna kısa sürede Çakıcı'dan cevap geldi.

Bu kez gazetelere mektup gönderen Çakıcı, Nuriş'i hesaplaşmaya davet ediyordu:

"Benimle her kimin bir problemi varsa yattığım cezaevinin maltasında, adliye koridorunda hesaplaşabilir. Nurişler'i 8 yıldır telefon görüşmelerinden tanırım. Sekiz yıldır da zaman zaman yardımcı oldum. Buraya geldiğimde de bir müddet yardımım devam etti," diyerek ilişkilerinin geçmişini özetledikten sonra, kendisiyle görüşme taleplerine cezaevi savcısı aracılığıyla şu mesajı gönderdi: "Savcı beyden, 'Alaattin Abi bizim abimizdir. Bizi bir araya getir' diye ricada bulunmuşlar. Savcı bey de bana sorunca, 'Onlar adam değil, sadece anneleriyle görüşürüm' dedim" diye yazıyordu.

Mektubunda Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerden "kişilik ve milliyet erozyonuna uğramış garip göçebe Ciguligiller" diye söz eden Çakıcı restini çekmişti: "Biraz adamlığınız varsa ve gereğini yapmazsanız, şerefsizsiniz."

VE SON MEKTUP
Bir anda kamouoyunun gündemine oturan mektup savaşlarında son bombayı Nuriş patlatıyordu. Mektubunda Çakıcı'yı "sihirli voltajı düşük lamba" olarak tanımlayan Ergin, açıklamasını ilginç benzetmelerle sürdürüyordu:

"Söyle bakalım, sen mi yaman ben mi yaman? Bunu sen istedin edepsiz. Bak şerbeti posalanmış şambabası. Sen önce bu alemde varım diyorsan demir tüccarlığını bırakacaksın. Sen ancak dış kantine yarım kilo boya yazdırıp saçını kaşını boyarsın. Bak Mart ayındayız. Havalar yoğun yağışlı, boyaların akar utanmıyor musun? Sen sanatçı mısın?.."

GÖÇEBE DEĞİLİZ
Çakıcı'nın "kişiliksiz göçebe Ciguligiller" benzetmesine karşılık ise Nuri Ergin, "Benim babam Erzurum delikanlısıdır. Anam da Kayserili tam bir Osmanlı anasıdır. Karagümrüklü olmamdan da gurur duyuyorum. Bu alemin insanına bölücülük yaraşmaz. Sorunun benle ise benle paylaş tamam mı" diye cevap veriyordu.

Ergin, mektubunda Çakıcı'yı kendi adamları olan Tevfik Ağansoy ile Şenol Turan'ın öldürülmelerinden sorumlu tutarak, "O, namluyu bir gün gelir kendi için tetik kesene de çevirtir. Örnekleri; onun için yıllarca mücadele vermiş Tevfik Ağansoy ve Şenol Turan. Yalan mı?" diye de soruyordu.

Çakıcı ile aralarının Adil Cesur yüzünden açıldığını belirten Ergin, "Sebep Cesur'un bu cezaevinde öldürülmesine yol vermememdir. Kurdukları tezgahın bozulmasıdır. Bu alemin insanları savaşıyorsa araya da birileri maddi olanaklar karşılığı giriyorsa işte o namussuzluktur," iddiasında bulunuyordu.

Çakıcı'nın yaşlandığını mecazi bir dille ifade eden Ergin açıklamasında şu sözlere de yer veriyordu: "Bu alemin edebini, adabını, raconunu bozan ilk insansın... Gülümseyerek ceketini gençliğe teslim edeceksin. Hükümeti karıştırdığın yetmiyormuş gibi bir de bu alemi karıştırmaya çalışıyorsun... Satanist düşünceli şambabası. Cinini asla geri vermem sihrini aldım."

BAKANLIK SORUŞTURMASI
Çakıcı ile Nuriş arasındaki mektup savaşından rahatsız olan Adalet Bakanlığı ve DGM Savcılığı inceleme başlatıyordu.

Bu arada Çakıcı'nın adamları Nuriş'in adamlarına silahlı saldırıda bulunuyordu. Hoş aslında yanlış lokele baskın yapmışlardı ama artık kan dökülmüş, niyet belli olmuştu. Bundan sonra çok kurşun sıkılacaktı...

Karagümrüklü çetebaşı: NURİŞ
* Firarlarıyla ün yapan Nuri Ergin daha çok jandarmaları "kandırarak" kaçmayı tercih etti. Kimi zaman yemekle, kimi zaman giysiyle, kimi zaman ilaçla uyutarak... Karagümrük Çetesi'nin elebaşı Nuri Ergin tam 3 kez kaçtı jandarmaların elinden.

* Ergin'in İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1994'ten beri devam eden silahlı baskın ve bombalama, bir kişinin öldürülmesi bir kişinin de yaralanmasına azmettirmekten toplam 84 yıl hapsi isteniyor.

* İki yıl önce Fatih Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sadık Çelikcan'ın öldürülmesini azmettirmek suçundan yargılanan Ergin bu suçtan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarpırıldı. Ayrıca Ergin halen İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde çete oluşturmak suçundan yargılanıyor.

* Eskişehir Cezaevi'nde tutuklu olduğu halde, adamlarına talimat verdi, Sabancı Suikastı'nın faili Mustafa Duyar'ı öldürttü.

Bunu önce kabul etti, sonra da inkar...

* Ergin kardeşlerin üzerine 38 kurşun sıkıldı. Bu kişilerin Susurluk Sanığı Yaşar Öz ile "davadaşı" Haluk Kırcı'nın adamı olduğu öne sürüldü.

* Ergin, adamı Engin Çiftçi'ye, Yaşar Öz'ün adamı Orhan Kapusuz'un çay bahçesini kurşunlattı önce. Sonra da Yaşar Öz'ün avukatı Eskişehir'deki bürosunda Karagümrük Çetesi'nin elemanlarınca "infaz" edildi.

* Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Ahmet Yargüder'in çevresindekilere söyledikleri de, bu intikam hareketinin devamını sağlamak amacını güttüğünü gösteriyordu: "Ağabeyim Nuri Ergin'e yapılan alçaklıkların hesabını verecekler. Tamburalı Yaşar Öz'den bunun hesabını soracağım. Onlara kan kusturacağım." Yargüder, Ergin Kardeşlerle birlikte, Mustafa Duyar'ın öldürülmesi olayının sanığı olarak yargılanıyordu.

En derin mafya babası: ÇAKICI
* Trabzon'un Afşin ilçesi Fındıklı Köyü'nde, 1953'te doğan Alaattin Çakıcı ailesiyle birlikte İstanbul'a göçüp, Gültepe'ye yerleşti.

*siyle sık sık gözaltına alındı. 1978'de amcasının oğlu Necati, 1980'de babası Ali Çakıcı öldürüldü. MHP Davası'ndan bir süre cezaevinde kaldı.

* Çıktıktan sonra, "çek-senet tahsilatı yapma", "adam yaralama" ve "işyeri kurşunlama" olaylarına karıştı. Adı "yeraltı dünyasının babaları" arasında geçmeye başladı. Ülkücü Osman Dönmez'i vurdurttu.

* Ünlü baba Dündar Kılıç'a bir ara meydan okudu, sonra kızı Uğur Kılıç ile evlendi. Bu evlilik yeraltı dünyasındaki gücüne güç kattı. Derken aralarında şiddetli geçimsizlik baş gösterdi.

* İşadamı Emin Cankurtaran'ın ayağından vurulması ve gazeteci Hıncal Uluç'un yaralanması olaylarına adı karıştı. Yurt dışına kaçtı.

*Eşi Uğur Kılıç'ı Uludağ'da tatildeyken, çocuklarının gözleri önünde vurdurttu.

* Sık sık TV'lerin haber bültenlerine telefonla bağlanarak açıklamalar yaptı ve rakiplerine tehditler savurdu.

* İşadamı Korkmaz Yiğit ile yaptığı telefon konuşmaları ve Türkbank'ın özelleştirilme ihalesiyle ilgili faaliyetlerini yurt dışından idare etti.

* İşlediği suçlar nedeniyle kırmızı bültenle aranan Çakıcı 1998'de Fransa'nın Nice kentinde yakalandı.

* Çakıcı, eşi Uğur Kılıç ile Nurullah Tevfik Ağansoy'un öldürülmesi, Engin Civan, Emin Cankurtaran ve Adil Öngen'in silahla yaralanması, Hıncal Uluç'un vurulması, Flash TV'nin kurşunlanması, Türkbank ihalesinde işadamlarını tehdit etmek, Cavit Çağlar ile Mehmet Üstünkaya'nın öldürülmesi için çete oluşturmak, milletvekili Mehmet Ağar ve Şevki Yılmaz ile Kanal 6'nın eski sahibi Mehmet Kurt'a suikast yapma talimatı vermek suçlarından aranıyordu.

Yakala yakala bitmiyor!
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın 1999'un ilk 9 ayı için hazırladığı rapora göre, polis bölgesinde yapılan operasyonlarda 299 çete ortaya çıkarıldı.

Çetelerin en çok İstanbul'da faaliyet gösterdiği belirlendi.

Yapılan operasyonlarda İstanbul'da 55 çete ortaya çıkarıldı. Çetelerin faaliyet gösterdiği bazı iller rakamlarıyla şöyle: Bursa (32), İçel (24), Adana (32), Ankara (5), İzmir (15), Gaziantep (13), Antalya (11), Kayseri (9), Aydın (6), Kocaeli (5), Uşak (4), Edirne (4).

Raporda yer alan bilgilere göre, bu yılın 9 ayında yapılan operasyonlarda ele geçirilen çetelerin liderlerinin bazılarının isimleri şöyle: Orhan Yılmaz, İbrahim Sungur, Şehmuz Balkaya, Zeyit Taşçı, Abdullah Uçmak, Ömer Faruk Kasalı, Adnan Öcal, Musa Kesikbaş, Yakup Süt, Fatih Bayata, Sedat Peker, Hakan Türkmen, Hakan Çillioğlu, Tuncay Topyay, Cemal Soylu, Namık Kemal, Metin Güneş, Erzan Giray, Kasım Gençyılmaz, Bülent Aramaz, Mehmet Şerif Şimşek, Fatih Mehmet Bucak, İhsan Eyüpoğlu, Mustafa Burcu, Resul Çakır, Cesur Özbay, Vedat Özmen.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır