G.Saray-F.Bahçe

Arada 23 puan fark olmasına rağmen, bu maç anlamlıdır.

Esasen her G.Saray-F.Bahçe maçı anlamlıdır ama bugün sadece ezeli rekabet değil, bir de sportif nezaket görmek istiyoruz.

Dileriz ki G.Saray, yüceldiği noktayı asil bir tevazu ile süslesin... Ama F.Bahçe de, talihsiz bir sezon'un psikolojik ezikliğine hiç kapılmasın.

Özellikle tribünler... Karşı takıma hakaret değil, kendi takımına sevgi yağdırsın.

....

Maç'tan önce göreceksiniz, futbolcular birbirlerini kucaklayıp öpecekler... Çiçekler verecekler, çiçekler alacaklar.

Hayır, yetmez.

Bu görüntüler, asıl maçtan sonra lâzım.

Öyleyse sahaya asla şiddet ve hiddet değil, sadece maharet ve kabiliyet yansımalı.

Unutmayın... Siz sadece ezeli rakipsiniz... ezeli hasım değilsiniz.

Hasım, husumet'ten gelir... Rakip ise sadece bir rekabet ürünü.

*

Mâzinde bir tarih yatar, yaşa F.Bahçe diye övünmek hakkınız.

Avrupa aslanı Cimbom diye övünmek sizin daha da hakkınız.

Ama işte o kadar.

Sataşmak yok... Küfür yok... Yabancı madde hiç yok.

Bir Beşiktaşlı olarak bu maçın sonucu beni ilgilendirmiyor. Ben sadece iyi futbol seyretmek istiyorum. Bir de zekâ görmek istiyorum. Ah... Hakem'le dalaşan sporcuların asla zeki olmadığına inanıyorum.

....

İşin teknik ve taktik tarafına girmeyeceğim. Haddim değil.

Ama içimde bir sevinç var.

23 puan fark'lı iki takım ezeli rekabeti aynı düzeyde yaşatabiliyorsa, Türk Futbolu topyekün gelişiyor demektir.

Evet. Fenerbahçe, bugün Ali Sami Yen'de bir Avrupa Takımı'yla karşılaşıyor, kabul.

Ama unutmayın ki, o Avrupa Takımı'nın dünyada en heyecan duyduğu en çetin rakip, yine de bir Türk Takımı Fenerbahçedir.

İşin bu tarafı bana çok zevk veriyor.