40 yıl önce sizin denizlerinizde 125 çeşit balık yaşıyor olsun ve şimdi Marmara'yı öldürdüğünüz için bu dünya harikası sularda yaşayan balık çeşiti 6'ya insin.
Denizlerinizde balık kurusun...
Balıkçı sayınız artsın...
Tekne sayınız çoğalsın...
Tekne çok... Balık yok....
Balıkçı bol... Av yok...
Balıkçılarınız avsız kalsın.
Avsız kalan balıkçı ne olur?
Korsan olur...
Balıkçılarınız korsan olsun...
Bu çağda bir millete yapıştırılacak en büyük leke... Küresel dünyada Türkler'in yaratabildiği tek Türk markası: Korsan balıkçı...
Korsan balıkçılarınız gece Ukrayna sularına girip, kalkan avlamaya kalksın. Ukrayna Sahil Güvenlik botları senin balıkçı teknelerini kurşunlasın, topa tutsun. Adamlar kalkan avlamayı kendi balıkçısı için yasaklamış. Bu hayvanın neslini kurutmak istemiyor. Sana niçin izin versin?
Utanç verici bir tablo.
Ne yandan baksan...
Rezilce...
Ve ahlaksızlık dolu...
Bu utanç verici tablo karşısında susuyorlar. Başbakan da susuyor, bakanlar da... Valiler de... Belediye başkanları da... Marmara Denizi çevresinde yer alan 6 büyük şehirden seçilip Ankara'ya Meclis'e gitmiş bir Başbakan (Ecevit), 8 bakan, 98 milletvekili dilsizler.
Söyleyecek lafları yok.
Çünkü Marmara'yı kurtaracak bir acil eylem planları bulunmuyor ve Marmara'yı eski günlerde olduğu gibi 125 çeşit balığın yeniden yaşayabileceği temiz sulara kavuşturacak bir plan yapmaya enerjileri yok. Marmara Denizi'nin çevresindeki 6 şehirde; İstanbul, İzmit, Yalova, Tekirdağ, Balıkesir, Çanakkale'de ilgili bütün kurumlar, müdürler, müdür yardımcıları, sekreterler, mühendisler, kimyagerler, ziraatçiler, teknisyenler, sekreterler, şoförler, makam arabaları her şey var.
Sağlık müdürlüklerinde:
15 bin 778 personel...
Çevre müdürlüklerinde:
109 personel..
Tarım müdürlüklerinde:
1436 personel...
Belediye ilgili birimlerinde:
6 bin personel...
Çalışıyor...
Her ay trilyonlarca lira maaş, trilyonlarca lira harcama... Fakat Marmara'yı ölümden kurtaracak bir acil eylem planı yok.
Utanç verici tablo...
Balıkçı avsız kalıyor...
Korsanlaşıyor...
Balıkçınızı kurşunluyorlar. Bu tablo bile sizi sallayıp, silkeleyip, uyarmaya yetmiyor. Marmara'yı ölüme itmeye devam ediyorsunuz: Direkt deşarj, derin deşarj ve nehirlerden deşarj yoluyla Marmara çevresindeki 6 ilde yaşayan 17 milyon insanın evsel atığı, pisliği, lağımı, kokusu, boku, irini güzelim Marmara'ya akıyor. Gemlik Körfezi, Erdek Körfezi, İstanbul-Tekirdağ arası dünyanın en güzel denizinin, en güzel kıyılarında oluşan dünyanın en çirkin, beton yığını yazlık evlerden peydahlanan kirlilik, pislik, lağım da Marmara'ya akıyor.
Fabrikalar da zehir kusmaktalar... İzmit Körfezi kıyılarında Marmara'ya deşarj yapan 120 civarında fabrikanın sadece yüzde 30'unun arıtma tesisi var.
İzmit Körfezi'ni günde;
7 kilo kurşun...
43 kilo çinko....
12 kilo bakır....
209 kilo krom...
5 kilo civa.....
11 bin kilo azot...
31 bin kilo yağ...
Akıtarak, zehirliyorlar.
Bursa Sanayi Bölgesi'nden de yılda 6 milyon metreküp fabrika atık su zehiri Nilüfer Çayı ve yan kollarıyla Gemlik Körfezi'ne akıp denizdeki bütün canlıları öldürmeye devam ediyor. Gönen çevresindeki 50 kadar deri fabrikasının (tabakhane) kimyasal zehirli, pis suyu da arıtılmadığı için Gönen ve Koçabaş çaylarıyla Erdek Körfezi'ni öldürmeye devam ediyor. Bandırma Körfezi de bölgedeki gübre fabrikasının zehirinden payını alıyor. Çanakkale içinden geçen Sarısu deresi ise bu kentin deri ve konserve fabrikalarının zehirini Marmara'ya taşıyor. Bu kirlenme yetmiyormuş gibi, balıkçılar da algarnayla, trolle balıkların yavrularını, yumurtalarını, neslini de yok ediyorlar.
40 yıldır kirleniyor...
40 yıldır katlediliyor...
40 yıldır ölüyor Marmara...
Tekne çok... Balık yok...
Balıkçı çok... Av yok...
Avsız kalıyor balıkçılar...
Ve korsanlaşıyorlar...
Türkiye global çağda üretebildiği dünya markası: Korsan balıkçı oluyor.
Biz ibiş ülke miyiz?
Beni anlıyor musunuz?
