kapat

26.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Zurnanın zırt dediği

İşte size bir bulmaca: Masal masal matitas Kaynanamın kıçı tas

Çukura düştü çıkamaz

Pır pır eder uçamaz

Bilin bakalım nedir bu?

Bilemeyecek ne var canım:

Ankara'nın, Avrupa Birliği'ne tam üye olabilme çabaları...

19. Yüzyıl halk ozanlarından Ruhsati'nin harika bir koşması vardır:

Bir vakte erdi ki bizim günümüz

Yiğit belli değil mert belli değil

Herkes yarasına derman arıyor

Deva belli değil dert belli değil

Farkeyledik ahir vaktin yettiğin

Merhamet çekilip göğe gittiğin

Gücü yeten soyar gücü yettiğin

Koyun belli değil kurt belli değil

Ruhsati'nin yaşadığı dönemden bu yana, nerdeyse 150 yıla yakın bir zaman geçti. Ama şiir tazeliğini, hatta güncelliğini koruyor.

Acaba bunun nedeni Ruhsati'nin ozanlık gücü mü, yoksa bizim toplumun kendini dönüştürecek bir iç dinamizmden yoksun oluşu mu?

Ruhsati de, Bektaşi tarikatına bağlı olduğu için; aklımıza birden ünlü bir Bektaşi fıkrası geldi...

Bektaşi Babaları'ndan biri, bir Mevlevi Şeyhi ile karşılaşmış.

Şeyh Efendi:

- Biz, demiş; Allah der, döneriz.

Bektaşi Babası:

- Biz de, demiş; Allah der, dururuz.

Ola ki, Ruhsati'nin koşmasının hala güncelliğini koruması da, çağlar değişse dahi, bizim afur tafurlu egemenlerin:

- Önce avanta, der; hep orada dururuz, demelerindendir.

Süleyman Bey, allem kallem, bakalım başarabilecek mi, Cumhurbaşkanlığı'nda 5 yıl daha kalmayı?

Şayet o da, sonunda evde kalmış bir politikacı durumuna düşerse; yine kesmemeli umudunu büsbütün...

Kısmetsizliğe karşı çıkmanın çeşitli yöntemleri vardır.

Örneğin, artık iyice yaşlanmış olan bir kızoğlankız, her gece yatmadan önce yatağının altına bakarmış; acaba bir delikanlı saklanmış olabilir mi, diye..

Bir süre sonra, bir yatak daha satın almış, şansını arttırmak için...

Bizim genç meslekdaşlar, son 50 yılda en endazesiz vaatlerde bulunmuş politikacının kim olduğunu şöyle bir araştırmaya kalksalar, şampiyonluğu kim kazanırdı acaba?

Örneğin 25 yıl kadar önce, Milli Selamet Partisi'nin Genel Başkanı olan Necmeddin Erbakan:

- Yılda 100 bin tank yapacağız, diye tutturmuştu.

Derken hızını alamadı:

- Nötron bombası da yapıp ihraç edeceğiz, demeye başladı.

O yıllarda Erbakan'ın bu tür nişangahsız atışlarıyla dalga geçenler, eski bir Acem fıkrasını anlatırlardı.

Vaktiyle bir İranlı, Türk arkadaşına:

- Ben, demiş, öylesine büyük bir kâşane yaptırdım ki, geçen yıl damına çıkan ustaların elinden kayan keser, hala düşüyor; henüz yere varmadı.

Türk arkadaş:

- Ya, demiş, ben de bir hıyar büyütmeye başladım; büyüttüm, büyüttüm, büyüttüm; kökü İzmir'de olduğu halde ucu İran hududunu geçmeye başladı.

İranlı:

- O kadar büyük hıyar olur mu, demiş.

- Olur ya; şayet keseri düşürmezsen, büyüye büyüye ucu kıçına girecek...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır