NERDEN ÇIKTI BU YEMEK
Operasyonun ardından üç ay geçmiştir. İzmirli işadamı A.K. evine döndüğünde 35 yaşındaki eşi G.K.'nin son derece şık bir şekilde kendisini karşıladığını görür. Odaya geçerler, yemek masası donatılmıştır; eşi G.K., romantik bir gece için herşeyi hazırlamıştır. Yemek masasına ilk bakışta mum ışığı altında parlayan şarap kadehleri göze çarpmaktadır. Evde yalnız kalabilmeleri için G.K. çocukları anneannelerine göndermiştir. A.K. merak içindedir; ne onun doğumgünüdür ne de eşinin, evlilik yıldönümleri filan da değildir...

Yemek masasına geçilir ve eşi bardaklara kırmızı şarap koyar. A.K. şaraptan bir yudum alır, artık merakı son haddine gelmiştir. Bu gecenin özelliği nedir? Dayanamaz sorar: "Hayrola, bugünün özelliği ne, karıcığım?" Eşi G.K. gülümseyerek, "Üçüncü çocuğumuz şerefine!" diye kadehini kaldırır ve son derece mutlu bir şekilde iki aylık hamile olduğunu söyler.

İzmirli işadamı A.K., önce şaşırır, ne yapacağını bilemez hâlde anlamsız şekilde gülümser. Sonra yüz hatları gerilir, beyninden kaynar sular dökülmüş bir şekilde yüzü kızarır, renkten renge girer. Çünkü üç ay önce operasyonla sperm kanallarını bağlatmıştır ve doktoru ona bir daha çocuk sahibi olmayacağını kesin ifadelerle söylemiştir.

YEMEKTEN ACİL SERVİSE
Ama sevgili eşi karşısında iki aylık hamile olduğunu ve duyduğu mutluluğu anlatmaktadır. A.K. kendini kaybetmiş bir şekilde ağzına geleni söyler: "Kiminle yattın! O.... Kimden bu çocuk!" diye karısına hakaretler savurur. A.K. artık kendini kaybetmiştir ve ağlamakta olan eşinin üzerine saldırır; onu tekmeler, yumruklar... Ne söylerse söylesin kocasını ikna edemeyen G.K., o gece yüzü gözü şişmiş, dudağı patlamış, baygın bir halde hastaneye kaldırılır.

Talihsiz olayların yaşandığı gece A.K.'nın yakın bir arkadaşı, hastanelik ettiği eşinin aslında ne kadar iyi ve sadık bir eş olduğunu söyleyerek tekrar doktora gitmesini tavsiye eder. A.K. sabahın erken saatinde doktora gider ve durumu anlatır. Yapılan muayenede bağlanan sperm kanallarından birinin açık olduğu anlaşılır. A.K. başarısız bir vazektomi operasyonu geçirmiştir. A.K. ihanete uğramadığını gerçeğini öğrenmenin verdiği mutlulukla eşinden özür dilemek için hastaneye koşar. Elinde de kocaman bir gül demeti vardır.

BEN NE YAPTIM!
Eşinin odasına girdiğinde karşılaştığı manzarayla kahrolur. Eşinin yüzü, gözü bandajlar içindedir ve zorlukla konuşmaktadır. Eşinin bu halini gören A.K. daha çok kahrolur; dil döker, af diler. Ama eşi G.K., odasını terk etmesini ve bir daha onun yüzüne dahi bakmayacağını söyler.

A.K. sabah akşam hastaneye gider, eşinden kendisini affetmesini diler. Ama nafile... Üçüncü gün A.K.'yi hastane odasının kapısında bir avukat karşılar ve içeri girmek isteyen A.K.'yi durdurur. Eşinin boşanma davası açtığını, kendisini bir daha görmek istemediğini söyler. İzmirli işadamı yüzlerce kişiyi araya sokmasına karşın, eşini ikna edemez ve sonunda ayrılırlar.

HABER MERKEZİ