kapat

25.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Rudolf Van Nunen Buddha Bar'da
Gerçek bir yemek ustası olan ünlü aşçı için en önde gelen ilke: temizlik. Mekanın işletmecisi ise "detay" hastası

HEMEN "Rudolf Van Nunen de kim kardeşim?" diyebilirsiniz. Öyle demeyin. Rudolf çok önemli bir insan. Bir yemek sihirbazı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in verdiği binyılın son zirvesi AGİT yemeğinin başaşçısı. Swissotel'in başaşçılığından ayrılan Hollandalı şef Rudolf, bundan böyle Kuruçeşme Buddha Bar'da görev yapacak, sanatını konuşturacak.

Buddha Bar'da göreve başlayan Rudolf'u ziyaret ettim. Hakkında o kadar çok şey duymuştum ki, gidip görmek, bilgi sahibi olmak ve birbirinden güzel yemekleri tatmak istedim.

Aynı zamanda "Aşk, para ve mutluluk kaynağı" anlamına gelen Feng Shui'nin (Detayları aşağıda bulacaksınız) mutfağını da hazırlayan Rudolf, müthiş bir masa hazırlamış Buddha Bar'da.

Mekanı zaten biliyorsunuz... Kuruçeşme Divan'ın yanındaki 700 yıllık Kuruçeşme Vafi Köşkü olan mekan, şimdi Buddha Bar. Bizanslılar döneminde gümüş paraların basıldığı darphane olarak da kullanılmış. Bu tarih kokan güzel mekanda, birbirinden ünlü DJ'lerin (Salih Saka-Suat Ateşdağlı) çaldığı müziğin yanında yemek de çok önemli bir yer tutuyor. Buddha Bar'ın genç patronu Şefik Öztek, İstanbul'da eşi benzeri olmayan mekan için kolları sıvamış durumda. Hayatına yeniden çeki-düzen veren Şefik Öztek'in bundan böyle tek işi Buddha Bar olacak. Detaycı Şefik'in bunu da en iyi şekilde yapacağına eminim.

YEMEK SİHİRBAZI
Şimdi gelelim, Buddha Bar'ı sanatıyla bir anda hoplatacak, zıplatacak, çok konuşturacak olan Rudolf Van Nunen'e...

Swissotel'in başaşçılığından ayrıldığı zaman, İstanbul'u terketmeyeceğini, bir "fine-dining" restoran açacağını müjdeleyen Rudolf, bu isteğini Buddha Bar'da gerçekleştirecek. Buddha Bar'a gelir gelmez çalışanlarla bir toplantı yapan Rudolf "Bende sarı kart yok. Yeşil ve kırmızı kart var. Hiç uyarmam. İşini titizlikle yapan kalır" demiş. Ve bir garsonun elini yıkayıp yıkamadığını sorduktan sonra nerede oturduğunu öğrenmiş. Daha sonra da "Sen evinden işyerine gelene kadar bir çok şey elliyorsun. Sonra da bardağı tuttuğun zaman binlerce bakteri bırakıyorsun" demiş. Yemek işinde en önemli şeyin temizlik olduğunu vurgulayan Rudolf'un hikayeleri bununla da kalmıyor.

DİĞERLERİ GİBİ DEĞİL
Swissotel'in mutfak çalışanları yıllık izinlerine çıkmadan önce mutlaka şefin odasına çağrılır ve küçük bir sorguya çekilirmiş. Hollandalı şef Rudolf Van Nunen, aşçı yamaklarına şöyle dermiş; "İzin veriyorum. Ama dönüşte memleketinin en lezzetli ürününü ve annenin yaptığı en güzel yemeğin tarifini getirmen şartıyla!"

Rudolf, hem yöresel Türk lezzetlerini öğrenir, hem de bunları kullanma fırsatı bulurmuş. Ülkemizde bir-iki yıl kalıp da sadece bildiklerini uygulayan şeflerin aksine, İsviçreliler'in ünlü raclette peynirini muska böreğinin içinde sunacak kadar da cesaretli bir şef Nunen.

Sadece birkaç masaya servis edilebilecek gastronomik incelikli yemekleri bin kişiye aynı kalitede sunabildiği için "Ziyafetlerin sihirbazı" ünvanını alan ünlü şefin, Türkiye'den ayrılmayıp Buddha Bar'da göreve başlaması çok sevindirici. Nunen'e kararının arkasındaki nedenleri sorduk. Cevabı ilginçti: "Aldığım şeyleri geri vermeyi isterim. Ülkenizden çok şey aldım. Ancak bu sadece bilgi ve görgü değildi. Burada tanıştığım insanların karşılıksız sevgisi beni çok etkiledi. Tabii tüm bunların yanında, gıdalarınızın tazeliği ve canlılığı da bir başka faktördü açıkçası benim için..."

FENG SHUI USTASI
İşte böyle... Bu Rudolf var ya bu Rudolf, aynı zamanda Feng Shui mutfağını da hazırlıyor. Peki nedir bu Feng Shui? Son zamanlarda Londra, Feng Shui'nin başkenti ilan edildi. Taksiciler bile Feng Shui'nin erdemlerinden haberdar. İnternet'te Feng Shui'yi anlatan yüzlerce site, Avrupa başkentlerinde ise sadece Feng Shui kitapları, dergileri, dekorasyon malzemeleri satan kitapçılar ve dükkanlar var. İnsanlara evlerini, işyerlerini, odalarını, kısaca hayatlarını nasıl organize edecekleri, eşyalarını nereye nasıl yerleştirecekleri konusunda danışmanlık eden Feng Shui üstadları ise yeni bin yılın en sıkı mesleklerinden biriyle iştigal ediyor.

UYUMLU YAŞAMA SANATI
Hong Kong'da şirketler özel Feng Shui danışmanları istihdam ediyor. Komşular "Duvar yaptı, çit çekti evimin Feng Shui'sini bozdu" diye birbirlerine dava açıyor. Çin'de evlilik törenleri, yolculuk tarihleri, çocuk doğurma zamanı için Feng Shui'ye danışan pekçok kişi var. Çin'in 3500 yıllık konumlama ya da uyumlu yaşama sanatı Feng Shui. Kelime anlamı ise, "rüzgar-su" Zaten bu iki güç Çinliler'e göre, yeryüzünün eğimini, şeklini, topografyasını da belirliyor.

Bu felsefenin basit açıklaması ise çevremizi bize en faydalı olacak biçimde, uyumlu biçimde düzenlemek.

İLK UYGULAYICI ÇİNLİLER
Feng Shui'nin ortaya çıkış nedeni biraz ürkütücü ama sonuç yaşama dönük. Çinliler bu felsefeyi ölülerini gömmek için uygun yerler bulmakta kullanmış. Ölülerini gömdükleri yerin enerjisinin hayatta kalanları etkilediğine inanmışlar. Bu konumlama felsefesi ya da sanatı daha sonra hayattakilerin uyumlu bir ortamda yaşaması için kullanılmaya başlanmış. Feng Shui'nin ilk uygulayıcısı olan Çinliler bu öğretiyi başkalarıyla paylaşmak konusunda biraz cimri davranmış ve yüzyıllar boyunca Feng Shui prensiplerini sır gibi saklamışlar.

Ama bu üstadlardan bazılarının Malezya gibi ülkelere yerleşmesi sayesinde Feng Shui dünyaya yayılmak için bir alan bulmuş. Bizde yeni olmakla birlikte Feng Shui'ye merak sarmış birkaç kişi var.

İşte Rudolf Van Nunen, Buddha Bar'da "Aşk, para ve mutluluk kaynağı" olan Feng Shui prensiplerine göre yemek de pişiriyor.

ÇİÇEK YEDİM
Gece çok özeldi. Rudolf gerçekten bir sanatçı. Önce küçük tabaklarda somonlu sushi geldi masaya. Hiç sevmediğim halde yiyebildim. Masanın ortasında bir hoşgeldin tabağı vardı. Eski kaşar, krem ve tulum peynirinin karışımı olan bir başlangıç vardı. Yanında susamlı grisini. Vallahi 'hoşgeldin tabağı'ndan üç tane yedik. Ardından bir salata ama ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Hayatımda ilk defa çiçek yedim. Evet evet, çiçek. Ama bunlar yenilebilen ve Rudolf'un Antalya'da çok gizli bir yerde yetiştirdiği kendi çiçekleri. Çiçeklerin adı Alaska ve Vahşi Buğday... Çok güzel sosuyla birlikte salata müthişti. Ayrıca içinde keçi peyniri de vardı. Salatalarımızı bitirdikten sonra yemek sihirbazı bu kez yine hayatımda hiç yemediğim bir balık hazırlamıştı. Levrek ama ne levrek. Anlatamıyorum ki nasıl piştiğini, tabağın güzelliğini. Görmelisiniz. Ardından yine çok değişik bir tabak geldi. Kum midyeli ve karidesli bir tabak. Daha sonra ise muz şeklinde dondurma.

Rudolf'a Buddha Bar'da ne gibi değişiklikler yapacağını, patron Şefik Öztek'le anlaşıp anlaşamadığını sordum, "Artık patron benim. O sadece misafirleriyle ilgilenecek, başka hiçbir şeye karışmayacak" dedi.

Rudolf Van Nunen, artık Budha Bar'da. İlk gece 10 üzerinden 10... Tabii sık sık gidip gelişmeleri, Türkiye'de, İstanbul Buddha Bar'da böyle bir sanatçının yaptığı güzellikleri izleyeceğiz. Hep beraber...

Şikayet Köşesi
Çarşamba günü yazdığım Dedikodulu Meyhane ile ilgili şikayet üzerine yetkililer bir yazı gönderdi. Şimdi bu cevabı yayınlıyorum...

***

Dedikodu ailesi olarak beş senedir eğlence sektöründe lider olarak hizmet veriyoruz. Siz de takdir edersiniz ki herkesi aynı anda memnun etmek özellikle bu sektörde çok zor. Fakat biz elimizden geldiğince hem eğlence, hem servis bazında olabileceğin maximumunu vermeye çalışıyoruz. Ve mutlaka ki hatalarımız da oluyordur ama Pelin Hanım'ın şikayetinde biraz tutarsızlık ve kötü niyet sezmemek mümkün değil.

1) Herkesin bildiği gibi fiyatımız fix olup, haftasonları 22.500.000, hafta arası 17.500.000 TL.'dir. Bu fiyatlara limitsiz yemek ve yerli içki de dahildir. Sadece gruplardan yüzde 10 garsoniye alınır ve bu telefonda mutlaka teyit edilir. Sanırım Pelin Hanım'ın arkadaşı da bunu teyit etmiştir.

2) 7 Şubat'tan bu yana haftasonları Gülay Eralp sahne almakta olup hem ilan hem de telefonla bütün müşteriler bilgilendirilmiştir. Artı normalde program 02.00'de biterken o gece kendisinin de belirttiği gibi 03.00 gibi sona ermiştir. Bu da ne kadar eğlendiklerini gösterir.

3) O gece maalesef kendisi alkolün etkisi ile biraz kaba ve ters davranmış olup bu parayı ödemeyeceklerini söylemiş, personelimiz de kendilerine (daha fazla agresifleşmesin ve etrafı rahatsız etmesin diye) olabildiğince hoşgörülü davranmış ve "Garsoniyeyi ödemeseniz de olur" demiş. Fakat Pelin Hanım bu sefer de "Sadaka mı veriyorsunuz, ödeyeceğim" diye cevap vermiş. Hatta bizi basına şikayet edeceğini de sağolsun önceden bildirmiştir. Arkadaşlarının (rezervasyonu kendisi yapmadı) onu bilgilendirmemesinden dolayı aramızda bir tatsızlık olmuş olabilir ama siz de takdir edersiniz ki bugüne kadar haklı haksız birçok eleştiri almışızdır ama hiçbir zaman fiyatlarımızdan dolayı bir şikayet gelmemiştir çünkü herkes gelirken ne ödeyeceğini bilir...

Umarım Pelin Hanım ve arkadaşları verdikleri paranın karşılığını almışlardır ve tekrar bizlerle beraber olurlar...


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır