kapat

23.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Aç yaşamaktansa tok ölmek

Bu dünyada tok yaşamaktan umudu kesince "hiç değilse tok ölelim" diye mi düşündüler acaba?

Gazeteler, Uganda'nın başkenti Kampala yakınlarındaki Kanungu kasabasında, kendilerine "Tanrı'nın On Emrinin Yeniden Tesisi Hareketi" adını veren bir tarikatın 600 üyesinin önce neleri varsa satıp savıp ellerine geçen bütün parayla kasalarla Cola Cola aldıklarını, hayvanlar kesip ziyafet düzenlediklerini, bol boş yiyip içip şarkılar söyledikten sonra Cuma günü kilisenin etrafına benzin döktüklerini ve çoluk çocuk topluca içeri girip kiliseyi ateşe verdiklerini yazıyor. Ne kadar simgesel değil mi... On yıllarca kıtlıkla boğuştuktan sonra, ellerinde avuçlarında ne varsa bir kaç günde yiyor, kasalarla Cola Colayı içiyor ve sonra da bu dünyada açlıkla boğuşmayı sürdürmektense, tarikat liderlerinin peşine takılıp hep tok kalacakları yere; cennete gitmekten başka çıkar yol bulamıyorlar. Okurken tüylerim ürperiyor. Bu haber, onyıllardır çeçe sineği üşüşmüş mahzun yüzüyle ve iri kocaman gözleriyle objektiflerden bize yalvararak bakan Kara Afrika'da umudun tükenişinin ilanı olabilir mi?

Bu toplu intihar Kara Kıta'ya bulaşan Nihilizm virüsünün habercisi olabilir mi?

***

Geçen gün bir köşe yazısında okudum.

Yanlış hatırlamıyorsam, zengin ülkelerde yaşayanların yüzde 58'inin aşırı şişman olduğu tespit edilmiş. Gelişmiş ülkelerin aşırı şişmanlıktan kaynaklanan hastalıkları tedavi etmek için harcadıkları parayla dünyanın bütün açlarının doyması mümkünmüş.

İnsan ilk anda zenginlerin fazladan yediklerini açlara aktarmanın bir yolu bulunsa, dünyanın en temel sorununun şıppadak çözülüvereceği sanılabiliyor. Ama öyle olmuyor işte. Küreselleşme dediğimiz süreç, dünyayı küçük bir köye çeviriyor çevirmesine ama, köydeki herkesi mutlu edecek bir çözümü kendiliğinden getirmiyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı "1999 İnsani Gelişme Raporu"na şöyle bir bakmak bile, küreselleşme süreci içinde edinilen kazanımların ülkeler arası eşitsizliği daha da arttırdığını görmeye yeterli: Rapora göre, dünya nüfusunun en tepedeki yüzde 20'si, dünyadaki gelirin yüzde 86'sına; en alttaki yüzde 20 de gelirin yüzde 1'ine sahip. Kişi başına milli gelir esas alınarak yapılan karşılaştırmada en zengin yüzde 20 ile en fakir yüzde 20 arasındaki gelir uçurumu 1960'dan bu yana daha da bozulmuş. 1960'da 1'e 30 olan oran, 1997'de 1'e 74'e çıkmış. 1980-96 arasında 174 ülke arasında sadece 33 ülke ortalama yüzde 3 büyüme sağlamış, 59 ülkenin ekonomileri ise küçülmüş.

***

Kara Kıta'daki çaresiz milyonlar bazen iyice umutsuzluğa kapılıp, Tanrı'nın On Emri'nin yeniden tesis edilmesinde görebiliyorlar kurtuluşu. Ve sonunda, insanlığın Tanrı'nın on emrine uymasından umut kestikleri bir anda tarikat liderlerinin peşine takılıp "cennete" gitmekten başka bir çıkar yol bulamıyorlar. Onların "çözüm"leri bu...

Ya bizim çözümümüz?

Serveti ve bilgiyi elinde tutan gelişmiş dünyanın, üzerinde yaşadığı gezegeni daha yaşanılır bir dünya haline getirmek için, Tanrı'nın On Emri'ni yeniden tesisten daha yaratıcı ve daha kapsamlı önlemler düşünmesi için vakit gittikçe daralıyor.

Küreselleşmenin insanileşmesi gerekiyor. Üretimdeki, ticaretteki, bilimdeki ve teknolojideki büyük patlamanın sonuçlarının, insan beyninin akıl almaz yaratıcılığının ürünlerinin daha adil paylamışımı için yol yordam aranması gerekiyor. "Küreselleşmeye hayır" sloganının görünüşteki radikalliğine rağmen özünde nasıl bir pasifizm içerdiğini bir an önce görüp "Küreselleşmenin nimetlerinin daha adil bölüşümü"nü istemek gerekiyor.

Hem de hemen...

İnsanlık yeni bir barbarlık çağına girmeden...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır