kapat

23.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )


Drahmi'den Euro'ya

Ağustos depreminden bu yana Yunanistan'la ilişkiler düzeliyor. İlginçtir. Aslında komşularımızda komşuları pek yakından izlemeyiz. Halbuki, hem iktisat teorisi hem de fiili dünya gerçeği, komşu ülkeler arasında yoğun ekonomik ilişkiyi gerektirir.

Geçmişte, politik sorunlar bunu engelledi. Politik duvarlar yıkılınca ekonomik ilişkiler de gelişecektir. Yunanistan AB üyesi. Türkiye AB'ye tam üyelik yolunda ilerliyor.

Enflasyonu düşürdüler
Son on yılda Yunan ekonomisi çok önemli bir dönüşüm yaşadı. 1990'ların başında enflasyon yüzde 20'lerde seyrediyordu. AB'nin tek paraya döneceğini anlayınca, enflasyonla ciddi bir mücadele başlattılar. 1996'da yıllık fiyat artışları yüzde 8.5'a düşmüştü. Ama hâlâ diğer AB ülkelerine kıyasla çok yüksekti. Mücadele devam etti. 1999'da enflasyon yüzde 2.5'a geriledi. Petrol fiyatlarındaki artışa rağmen 2000'de yüzde 2.3 hedefleniyor. Benzer bir iyileşme kamu maliyesinde görülüyor. 1994 öncesinde, bütçe faiz öncesinde açık veriyordu. Dolayısı ile toplam kamu açığı milli gelirin yüzde 10 ve üstünde gerçekleşiyordu.

1994 sonrasında bütçenin faiz öncesi dengesi artıya geçti. Paralelinde bütçe açığı makul düzeylere geriledi. 1999'da faiz öncesi fazla milli gelirin yüzde 6'sına çıkınca, bütçe açığı yüzde 1.5'da kaldı. Geçmiş bütçe açıkları devlet borçlarını sürdürülemez düzeylere tırmandırmıştı. Örneğin 1996'da devlet borcunun milli gelire oranı yüzde 112.2'ye ulaşmıştı. Türkiye'de bu sayının yüzde 60'ın altında olduğunu hatırlatalım. Kamu maliyesi düzelince, devlet borcu da azalmaya başladı. 2001'de borcun milli gelirin altına düşeceği hesaplanıyor. Ondan sonrası daha da hızlı gidecektir. Çünkü hem nominal hem de reel faizler de hızla düşüyor.

Maastricht kriterlerine uyum
1995'de Yunan ekonomisi Avrupa Para Birliği için öngörülen kriterlerin hiçbirine uymuyordu. Enflasyon, faiz, kamu açığı ve borç sayıları kabul edilenin çok üstünde idi. O nedenle 1999'da AB üyesi 11 ülke ile birlikte euroya geçemediler. Ama çabaları sonuç verdi. Makro ekonomik göstergelerin eğilimi doğru yönde. Fiilen küçük farklar kalsa bile, önemli olan eğilim. Piyasalar Yunanistan'ın 2001'de AB enflasyonunu yakalayacağına güveniyorlar.

Dolayı ile euroya katılmak için müracaat ettiler. Bir sürpriz beklenmiyor. 2001'de Yunanistan, euronun 12'inci üyesi olacak. Yaz tatilini Yunanistan'da geçirecek AB turistleri para değiştirmek zorunda kalmayacaklar. Euro kullanacaklar. Yunanistan deneyiminden Türkiye'nin öğrenecekleri var. Birincisi, başlangıç şartları kötü bile olsa, siyasi irade olunca ekonomik istikrarın tesis edilebildiğini görüyoruz.

İkincisi, fiyat istikrarı kamu borçlanmasını çok rahatlatıyor. Yunanistan'da faizler şu anda yüzde 9'un altında. Bir yıl sonra, euroya geçince Almanya düzeyine, yüzde 5'lere gerileyecek.

Üçüncüsü, reel ekonomide çalkantılar azalıyor. Rusya'daki krizi rağmen Yunan ekonomisi son bir buçuk yılda küçülmedi. Tam tersine, büyüme normal temposunda devam etti.

Ne diyelim! Komşuda pişer, bize de düşer. Darısı başımıza...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır