Nedense bütün özürlü işler bende toplanıyor. Ama diyeceksiniz ki, bunun nedeni, medeni yok, senin işin bu... Ne kadar dertli varsa, seni arayacak, sen de onların dertleri ile uğraşacaksın. Doğru... Bu işe ben çok önceleri soyundum. Ama gönül arzu ederdi ki, birgün önüme gelen yazılarda "Ahmet bey, oh oh ne güzel yaşıyoruz. Hiçbirimizin derdi kalmadı. Helal olsun şu yöneticilere... Ne kral adamlarmış yahu... Ülkede dert bırakmadılar, herşeyi hallettiler" diyen bir mesaj olsun. Hayal de olsa güzel birşey... İnşallah hayallerimiz birgün gerçekleşir.
İşte yine başlayalım dertlerimizi sıralamaya; Bugün öncelikle Alfemo Mobilya'nın yöneticilerini haşlamak istiyorum. Be adamlar, Ümraniye'den İsmail Baran isimli bir müşteriniz sizden bir koltuk takımı aldı. Mal evine teslim edildi.
Ambalaj harikaydı ama açıldığında koltuk takımının özürlü olduğunu gördüler. Ne yapacaklar, tabii hemen sizi arayarak, durumu belirttiler. Siz oraya servis yolladınız, servis hatayı kabul etti ama gidiş o gidiş... Aradan kaç ay geçti ne arayan var ne de soran...
İsmail bey parayı vermiş, tabii ki yanarsa onun canı yanar. Sizin peşinizde koşmaktan da neredeyse verem olacak. Ama sizde nasıl bir surat varsa, umursamıyorsunuz. Biliyorum şimdi bu yazıdan sonra başlarsınız bana faks yollamaya, kendinizin ne düzgün iş adamı olduğunuzu anlatmaya... Masala para yok arkadaş... Önce malı sat, sonra da üstüne yat... Böyle bir kural ne görülmüş, ne de işitilmiştir. Hadi hemen kıpırdayın da, İsmail beyin gönlünü alın ve bana da açıklama falan göndermeyin.