Ayşen 5 yıl önce 3,5 yaşındaydı.. Soğuk algınlığından ailesi onu Lüleburgaz SSK Hastanesi'ne götürdü.
Hemşirenin hatalı iğne uygulaması sonucu sebep olduğu kangren yüzünden Ayşen'in kolu kesildi.
Ayşen Başaran adliye koridorlarında adalet arayarak büyüdü. Sekiz yaşına gelene kadar 66 kez mahkemeye mağdur olarak katıldı.
Ve bu ülkenin adaletini nihayet tanıdı..
Hemşire kusurlu bulundu ve mahkum oldu:
22 gün hapis cezası.. Bu ceza da 185 bin lira "ağır para cezası"na çevrildi.
Artık Ayşen, koluna 185 bin lira değer biçen bir dünyada yaşayacak.
Güvensizlik ve korku içinde..
Montesquieu 250 yıl önce toplumdaki güven duygusunu "Her şeyin sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği inancı"nın beslediğini söylemişti.
Toplumu bir arada tutan güven duygusunu adalet besler. Türkiye'de bu duygu kuruyor.
Çünkü bırakın ihmal ve kusur yüzünden başkalarına zarar verenleri, katiller ve hırsızlar bile hak ettikleri cezaları çekmiyorlar.
Bu yetmiyor adalet sık sık af kanunlarıyla sırtından hançerleniyor.
Dün gazetelerde yargının kazan kaldırdığına ait haberler vardı. Maaşları yükseltilmediği takdirde hakimler ve savcılar protesto eylemi yapacaklarmış..
Geçim sıkıntısı kanun adamlarını, kanunları çiğnemeyi göze alacak kadar bunaltmış..
Ayşen'in koluna 185 bin lira değer biçen hakimlere, savcılara, ilâhi adalet galiba bir şeyler söylemek istiyor!
Kavuşturan reform
Vuslat, sevgiliye kavuşmaktır..
SABAH'ın promosyonsuz gazete fiyatını 100 bin liraya indiren kararı, bize bu mutluluğu kazandırdı. Çok sevinçliyiz..
Çünkü, promosyon maliyetinin yükselttiği fiyat satınalma güçlerini zorladığı için SABAH'tan uzaklaşan okurlarımızla bu sayede tekrar kucaklaşmaya başladık.
Onlar ki SABAH'ı çıktığı günden alıp birincilik tahtına oturtan okurlardır.
Promosyon rekabetinin getirdiği yararlar yanında zararları da oldu.
Zararın en büyüğünü, SABAH'ı sadece güvendiği, alıştığı ve sevdiği bir gazete olduğu için alanlara yapılan haksızlık yarattı.
Hediye kampanyalarının arttırdığı maliyet baskısı ile fiyat yükselişlerine gittiğimizde bu okurlarımızdan, bugün verdiğimiz kararın önerileri gelmişti:
"Biz SABAH'ı hediye için almıyoruz. Bizi mağdur etmeyin, promosyon için gazete alan okurlara feda etmeyin.."
İşte şimdi bu oldu..
Bu bir reformdur.
Artık dar gelirli kitle de gazetesini seçerken kaliteden vazgeçmek zorunda kalmayacak, 100 bin liraya birinci sınıf gazete okuma imkânına tekrar sahip olacaktır.
Ailemize katılarak bize güç veren eski ve yeni okurlarımızı selâmlıyoruz..
