Vergi rezaleti

Sabah'ın manşetini gördünüz...

Milyonlarca vergi mükellefinin vaziyetinin bundan iyi anlatan haber olamaz...

Devlete vergi vereceksin...

Niye?..

Merkep gibi çalışıp para kazandığın için...

Sen parayı kazanırken, halini hatırını sormayan devlet...

Kazandığın paranın bilmemkaçta kaçına vergi çıkartıyor...

Hadi çıkarttı diyelim...

Git kardeşim bankaya yatır, yahut kredi kartıyla öde demiyor...

Gel maliyeye, gel sigortaya, gel belediyeye, kuyruğu gir öyle yatır...

Acı çek, işkence çek, eziyet çek...

Üstüne üstlük de bir çuval vergi öde...

Tanrı aşkına, bir yılda 45 gün vergi ödemeye gidilir mi?..

Bizde gidilir ama...

Neymiş, Avrupa Birliği'ne girecekmişiz...

Bu kafayla zor gireriz hemşerim...

Çağdaşlaşma sadece "demokratikleşme" reformuyla olmaz ki!..

Öyle reform yapacaksın ki, vatandaşın hayatı çağdaşlaşacak...

Vatandaş rahatlayacak...

Eziyet çekmeyecek!..

Vergisini huzurla, keyifle ve işkence görmeden ödeyecek...

Devlete verdiği parayı "helâl" edecek...

Bu millet, devlete saygılı olmasa...

Vallahi sırf bu vergi eziyeti yüzünden terörist olur!..

Beş kuruş vergi vermez, al alabilirsen...

Minik bir soru:

Siyasi partilerin hangisi, vergi mevzuatında "usul ve ödeme" kolaylığı için şimdiye kadar tek laf etti, var mı hatırlayan?..

Beyinsiz fanatikler

Büyük takımların bir grup fanatiği var ki, zekâ laboratuarlarında incelenmeye değer...

Meselâ araştırma sonunda hiç beyni olmayan bir insan cinsi ortaya çıkabilir...

Bu zihinsizler stadyumlara maç seyretmeye gitmiyorlar...

Küfretmeye, pislik yapmaya gidiyorlar...

Edepsizlikleri bir yana, sahada olmayan takıma küfrediyorlar...

Fener-Galatasaray oynuyorsa, Beşiktaş'a küfrediyorlar...

Galatasaray-Beşiktaş oynuyorsa Fener'e küfrediyorlar...

Fener-Beşiktaş oynuyorsa Galatasaray'a hücum...

"Embesil" oldukları buradan belli...

İşe yaramaz adamlar...

Tuttukları takıma bile zararları dokunuyor...

Tutmasınlar daha iyi...

Ben kulüp yöneticisi olsam...

Bunları tek tek belirler, maçlara girmemeleri için her türlü tedbiri alırdım.

Sayıları birkaç yüzü geçmeyen bu embesillerin...

Kendilerine faydası yok ki Türk sporuna olsun...

İşsiz güçsüz, kavgacı, küfürbaz beyinsizler!..

Ameliyat
Ana karnındaki bebeği ameliyat ettiler. Bu gidişle, ameliyat işleri testislere kadar uzanacak...

Birleşme
Dev şirketler birleşiyor. Büyük sermaye halkı öpmekten vazgeçti birbirini öpmeye başladı...

Tokai
Japon Tokai bankası, Ashai ile birleşiyormuş... Çakar çakmaz çakan banka ile birleşilir mi?..

Bi kafa koysaydı
Bizim İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere İngiltere'ye gitti.. İngiliz İçişleri Bakanı Straw, büyük terbiyesizlik yapmış... Tantan'ı yarım saate yakın kapıda bekletmiş... Bizim gazeteler bu ne terbiyesizlik diye veryansın ediyorlar... Vallahi şükretsinler ki, Tantan İngiliz bakana bi kafa koyup, ağzını burnunu dümdüz etmemiş...

Sinemacıya bak
Cumartesi günü İstanbul Fitaş sinemasındaki salonlardan birinde "Amerikan Güzeli" filmine seyirciler giriyor. Film başladıktan sonra görevli, giriş kapısını kilitleyip gidiyor. 10 dakika arada seyirciler, kapıyı vurup, bağırarak açtırıyorlar. Meğer görevli kapıyı, bedavacılar girmesin diye kilitlemiş...

Ya yangın çıksa veya deprem olsa... Zekâya gel zekâya!..

Kurban Bayramı, dini bayramlarımızdan biri...

Bir araya geliyoruz, hal hatır soruyoruz, kaynaşıyoruz, dargınlıkları bir kenara bırakıyoruz.

Güzel birkaç gün geçirirken, hali vakti yerinde olanlar kurban da keserek, ibadetlerini yapıyorlar.

Ne ki, kurban bayramında sadece hayvanları kurban etmekle kalmıyor, insanları da kurban veriyoruz.

Bakınız, henüz tatilin yarısı geçti ki, karayollarında 50 insan hayatını kaybetti.

Bunun ikinci yarısı var, bir de bayram dönüşü var...

Ne kadar iyi dilekte bulunsak kâr etmiyor...

Doğrusu, bu manzaraya bakınca insanın içinden bayramı kutlamak bile gelmiyor...