kapat

08.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN DÜNDAR(cdundar@sabah.com.tr )


Köşk'e bir kadın..?

Neden olmasın..! Bir an bütün güç dengelerini, karmaşık iktidar hesaplarını, Meclis aritmetiğini filan bir kenara bırakıp düşünsenize, cumhurbaşkanlığına bir kadının seçildiğini...

Köşk'te "Baba"erkil düzenden, "ana"erkil düzene geçildiğini...

Öyle iktidar tutkusuyla maçolaşmış "adam gibi kadın"lardan birinin değil ama... mesela Adalet Ağaoğlu gibi saygın, inançlı bir kadının Çankaya'ya yerleştiğini bir tahayyül etsenize...

Hayatımız bir anda değişmezdi elbette, ama o sembolik makama zarafeti cesaretle sarmalamış bir anaç sıcaklığın hakim olduğunu bilmek ısıtmaz mıydı içimizi..?

Çankaya Köşkü'nde, ilk kurulduğu günlerdeki gibi, sanat, edebiyat sohbetleriyle bezenmiş dostluk sofraları kurulduğunu, demokratikleşme ve aydınlanma coşkusunun 864 rakımlı tepeden dalga dalga yurda yayıldığını, en küçük insan hakları ihlalinde gözlerin endişeyle "yukarı" çevrildiğini, O'nun bir ana şefkatiyle halkının kanayan yaralarını sardığını ve siyasal, toplumsal, cinsel bir özgürleşmenin yolunu açtığını bir düşünsenize...

Jeanne d'Arc gibi "kaderiyle uzlaşmayan bir kadın"ın (Başlık Pazartesi'nindir) din adamlarıyla ya da sistemin köhne yapılarıyla uzlaşmayı reddederek, karanlığa karşı isyan bayrağını açtığını ve o hep aleyhimize işleyen "istikrar"ı bozarak zamanla bize "babaerkil" sistemin acımasız yüzünü gösterdiğini...

Milyonları peşinden sürüklediğini...

"Katı bir otorite" yerine "yalın bir sevgi"yle hükmettiğini düşünsenize bir...

* * *

9 bin yıl öne insanoğlunun ortaya çıkardığı en yaygın evrensel figür, doğurgan bir ana tanrıça heykeliydi.

O zamanlar yaşamı yaratanın ve ölüme hükmedenin ana tanrıça olduğuna inanılırdı.

Kadının, topluluğun kararlarını veto yetkisi vardı.

Ortak mülkiyeti kadın denetler, eve gelen yiyeceği büyükanne paylaştırırdı.

Friedrich Engels, "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni"nde binlerce yıl süren kadın egemenliğinin tarıma geçişle birlikte yıkıldığını yazar. Tarımı mümkün kılan, hayvanlar tarafından çekilen sabanın erkeğin eline geçmesi, önce iş dengelerini değiştirdi, sonra da kadınla erkek arasındaki rol dağılımını...

Sabana sahip olan erkek, bu mülkiyeti çocuklarına geçirmek ve soyunu güvence altına alabilmek için tekeşliliği getirdi ve kadın ikinci plana itildi.

Bu eğilim, kent devletlerinin ortaya çıkmasıyla kurumsallaştı.

İşte o günden sonra tanrıçalar kayboldu.

"Tanrılar hep erkek" oldu.

* * *

Şimdi insanoğlu yeni bir bin yılın kapısını aralarken, yeryüzünün büyük toplumsal ve teknolojik değişikliklerle giderek ufalması, kadın-erkek ilişkilerinin yepyeni şekiller alması ve sabandan farklı olarak teknolojiye ve topluma kadınların da hükmedebilecek yetkinlikte olması, acaba kadını tarihin başrolüne iade edebilir mi?

Acaba bu gelişmeler -şimdiye kadar örneklerini gördüğümüz gibi- kadının da bu acımasız yarışta tamamen erkeksileşmesine mi yarar, yoksa kadınca bir duyarlılık, yakın gelecekte insan ilişkilerinden, toplumlar arası alışverişlere kadar hayatın her alanına damgasını vurabilir mi?

Jeanne d'Arc filminin eleştirisini yapan Pazartesi dergisi Jeanne d'Arc efsanesinin arkasında, dönemin koşulları altında mucize arayan Fransa'nın olduğunu vurguluyor.

Ola ki, benim Çankaya'ya hükmedecek bir "efsane kadın" arayışımın arkasında da bizi, artık sorun çözmeyen, tersine kendi başına bir sorun haline gelen bu sistemden kurtaracak, ortak mülkiyeti hakça denetleyecek, yiyeceğimizi adilane paylaştıracak ve bizi sevgiyle kucaklayacak bir mucizenin özlemi vardır.

O mucizeyi de ancak bu iktidar zincirinin dışında kalmayı başarmış bir "Ana Tanrıça" yaratabilir.

Bugün dünya, "Kadınlar Günü"nü kutlarken ve Köşk koltuğu, sahibini ararken, sadece hayal etmek istedim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır