kapat

08.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Dünyanın yarısı

8 Mart'ın niçin kadınlar günü olarak ilan edildiğini biliyorum da ne işe yaradığını pek anlamış değilim.

Çünkü yılın bir tek gününde, kadınların cinsellik dışındaki boyutlarını hatırlamak o kadar da önemli değil.

Önemli olan, kadınların toplum yaşamına yoğun katılımıyla birlikte dünyanın değişmekte oluşu.

Evet!

Bu köşenin adı gibi dünya değişiyor ve bunu kadınlar değiştiriyor.

***

Erkek konuşmalarının değişmez ritüellerinden birisi de kadınların, erkekler kadar gelişmemiş olduklarını kanıtlama çabasıdır.

"Niye kadın satranç şampiyonu yok?"

"Niçin kadınlar arasında büyük bir orkestra şefi çıkmamış" gibi sorular, bu meselenin kesin çözümü gibi algılanır.

Sonuç: Kadınlar erkekler kadar gelişmemiştir!

***

Oysa kadınlara gelişme şansı verilmemiştir ki büyük satranççılar ve büyük orkestra şefleri çıkarsınlar.

Dünya nüfusunun yarısı yok sayıldığı için bütün birikim öteki yarı üzerine kurulmuş.

Erkekler her alanda kendilerini yetiştirebilmişler.

Kadınlar ise ancak, gelişmiş toplumlarda bireysel çabalarıyla yaratılarda bulunabilmişler.

O da belli konularda.

Evde tek başına kitap yazmayı kimse yasaklayamadığı için Bronte kardeşler, Virginia Woolf, Katherine Mansfield çıkabilmiş.

Kocasıyla birlikte labaratuoarda çalışan Madam Curie adını duyurabilmiş.

***

Şimdi dünya büyük bir evrim aşamasından geçiyor.

Kadınlar yaşamın her alanında.

Erkeklerle aynı imkanlara sahip olmasalar bile spordan bilime, medyadan tıbba, satrançtan müziğe, uzay teknolojisinden iletişime, iş dünyasından edebiyata, resimden siber dünyaya kadar her alanda varlar.

Yüzyılların çevrelerine ördüğü hapisanenin duvarları parçalanıyor. Özgür ve yaratıcı kadın ruhları fışkırıyor bu hapisanelerin içinden.

Ve dünya, belki de ilk kez, nüfusunun yok sayılan diğer yarısının da yetenekleriyle karşılaşıyor.

Bunun sonuçları alınmaya başlandı bile. Ama önümüzdeki on yıllarda bu etkinlik giderek artacak.

Yeteneksiz erkeklerin, yetenekli kadınları ezip parçaladığı sistem yıkılıyor.

İnsanlar artık insan olarak algılanacak.

Kadın ve erkek oluşuna değil, yeteneklerine, bilgisine, kişiliğine bakılacak o insan tekinin.

Ve o zaman, 8 Mart kadınlar gününün kutlanmasına gerek kalmayacak.

Nasıl bir erkekler günü yoksa, kadınlar günü de saçmasapan bir şey olarak algılanacak.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır