Helikoptere devam

Başbakan Bülent Ecevit, geçen gün helikopter ihalesi konusunda yapılan toplantıdan sonra TV ekranlarında, adımızı vermeden bize cevap verdi..

Bize diyoruz, çünkü, helikopter ihalesine katılan firmalardan birinin önerdiği helikopterin daha üretilmediğini ve üretilmemiş, yani varolmayan bir helikopterin deneyinin nasıl yapıldığını, biz, bu sütunda sormuştuk..

Başbakan şunu söyledi:

"Bunun aslı şu; Türkiye aslında kendi özgün helikopterini üretecek. Onun için bu konuda sanayisi gelişmiş olan ülkelerin modellerinden yararlanılacak. Fakat, onun üstünde Türkiye, kendi gereksinimleri doğrultusunda ilaveler yapacak. Bu da tabii çok yararlı ve olumlu bir yaklaşım.."

Ecevit'e bu bilgi nereden geldi? Tabii ki Savunma Sanayi Müşteşarlığı'ndan geldi ve Ecevit'e iletildi..

Ve dürüstlüğünden zerre kadar kuşku duymadığımız, bu konuda üzerine en ufak bir toz bile kondurtmayacağımız Başbakan Bülent Ecevit de, bu açıklamayı yaptı..

Biz, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile TAİ arasındaki özel ilişkileri bildiğimiz için, cevabı hiç yadırgamadık.. Hatta bekliyorduk bile.. Ancak, Ecevit'e iletilen bu cevap, sanki "zorlama" bir cevap.. İhaleye katılan belli bir gruba en azından "pay verilmesini" öngören bir açıklamadır.. Ama bu grubun ihalenin tümünü kazanacağını söyleyenler de var aramızda..

Cevap bekliyoruz
Bu arada pazartesi günü bu sütunda, Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu adına bize gönderilen cevabı yayınlamış ve bu cevaba bağlı yeni soruları gündeme getirip "Madem ki kol kırılır yen içinde kalır anlayışının MSB'nın yönetim politikasında yeri bulunmamaktadır diyorsunuz, o zaman bu sorulara da cevabını bekliyoruz" demiştik..

Ama beklediğimiz cevaplar henüz gelmedi..

Böylesine önemli ihalelerin karar aşamasında "ulusal çıkarlara bağlı politik dengeler" tabii ki yer alır..

Ancak, ulusal çıkar diyerek, bu ulusal çıkara zarar verecek en ufak bir işe bile, sonuna kadar, bu sütunda karşı çıkmaya devam edeceğimizi, sizlere duyurmak isteriz..

Düşünüyoruz da; bu tür ihaleleri de "şeffaf" bir şekilde, yani tarafların yapacakları teklifleri TV ekranlarından milyonlarca kişinin izleyebileceği şekilde yayınlamak acaba mümkün mü?

Bu ihalenin sadece fiyat ile ilgisi yok.. Başka çok önemli kriterler de var.. Örneğin teknoloji transferi gibi.. Bir gazetenin yazdığı gibi, ABD'nin Ankara büyükelçisi Mark Parris'in, ihalenin kendi ülkesinin şirketine verilmesi halinde her türlü satış garantisi vermesi mümkün değildir.. Çünkü o zaman, Kongre'nin yetkisini kullanmış olacaktır ki, bu siyaseten intihar demektir.. Ayrıca burada önemli olan, satış garantisi değil, teknoloji transferi meselesidir..

Teknoloji transferi
Teknoloji transferi, bu ihalenin karar aşamasında en kritik yol ayırımlarından biri olacak.. Çünkü ancak teknolojinin gelmesi halinde, çok sayıda Türk şirketi de, bu tür yapımları öğrenip, kendi imkanları ile geliştirme imkanını bulacak.. Bunun bir başka faydası, yüksek teknolojiye sahip silah üretimine girecek olan Türk firmaları, "araştırma geliştirmeye" paralar harcayıp, bu alanda tutunmaya, rekabet etmeye, yeni buluşları bu sanayide uygulamaya çalışacaklar..

Bu da, Türkiye'nin silah konusunda dışa bağımlılığını ciddi biçimde azaltacak.. Ve profesyonel orduyu hızlandıracaktır..