kapat

08.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Vali Çakır'ın durumu ve sergilediği örnek...

Bizim İstanbul Valisi Erol Çakır, durup dururken ve hiç nedeni yokken kendi geleceğini battal etti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu'nun, Küçükköy karakolunda bulup Meclis'e götürdüğü filistin askısını, alabildiğine ucuz ve aşınmış, mahut demagojik formüllerle perdelemeye çalışmasının bir anlamı mı vardı yani?

Koskoca bir megapol valisinin, Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt için söylediği şu sözlere bakın:

- Birileri bir sopa bulmuş bir karakolda. 2m.lik bir sopa. Hepsi bundan ibaret. Fazla büyütmeye gerek yok. Dış kaynaklı bu tür çalışmaları önemsememek lazım..

Erol Çakır'ın, basın mensupları arasında; ince çerçeveli gözlükleri, tepeden edası ve hafif donuk tebessümüyle söylediği bu sözleri, TV kanallarından izlerken, bir cümle dökülüverdi ağzımdan:

- Bizim Vali yaktı kendini...

Bundan böyle Erol Çakır, siyasi hayata atılabilir mi? Hangi parti kendisini kabul eder de, aday gösterebilir seçimlerde? Durup dururken ve hiç gerek yokken, işkence savunucusuna çıkardı adını... Bu etiket, ömrünün geri kalan döneminde, hep üstüne yapışmış kalacak, yazık...

Bundan sonra diplomatik hayata da geçemez. Ne bir yere Büyükelçi olarak atanabilir, ne uluslararası komisyonlarda Türkiye temsilcisi olarak çalışabilir...

Özel sektöre atabilir mi kapağı? O dahi zor...

Neden Vali Çakır, ayak üstü söylediği bir kaç sözcükle atomlayıverdi kendi geleceğini?

Çünkü bu tür ucuz demagojilerin getirdiği hiç bir risk yoktu eskiden valilere...

İşkence de, haksız gözaltı da, el altı rüşvetleri de, bir kaç hamasi klişeyle hemen maskeleniverirdi. Her türlü saydamlık ve eleştiri dışı tutulan "atanmışlar egemenliği" hep böyle zırhlanmış, hep böyle savunulagelmişti...

Daha olmazsa, Batman'da ortaya çıkan silah skandalı için, Çiller'in de geçenlerde kimbilir kaçıncı kez kullandığı formüle başvurulurdu:

- Bir çuval patates içinde bir kaç çürük çıkabilir. Bunlar münferit olaylardır.

Oysa çürük olan patates çuvalının kendisiydi. İçinde bir kaç tane sağlam kalmışsa, asıl onlar münferitti.

Öyleyse ne oldu da Vali Çakır'ın sözleri, kendi geleceğini de tuzlabuz eden bu kadar büyük bir tepki aldı?

Bir kez yürütme organının bir görevlisi olarak, Yasama erkine karşı çıkması akıl almaz bir gafletti.

İkincisi; Ankara, Avrupa Birliği'ne aday olmayı başarmanın türkülerini çağırır ve içerideki ortaçağdan kalma uygarlık dışı düzeni tümden değiştireceğini vaat ederken; gerek AB, gerek ABD de, özellikle Türkiye'deki "insan hakları ihlalleri ve işkenceler" üstüne tutuyordu, her gün daha güçlendirdiği projektörlerini...

Bizim Vali Çakır ise ne diyordu:

- Dış kaynaklı bu tür çalışmaları önemsememek lazım...

Yani sadece içerde TBMM'nin İnsan Hakları Komisyonu'na posta koymuyor; AB ile ABD'nin bu alandaki titizliğine karşı da posta koyuyordu.

Ve kimin adına yapıyordu bunları? Asıl soru buydu...

İşte ayak üstü söylenmiş bir iki Vali Bey cümlesinin sonuçları... Anlaşılıyor ki, bundan böyle ne işkence, ne de işkence savunuculuğu kimseye eskisi kadar prim getirmeyecek. Tam tersine bela getirecek...

Gençlik yıllarımdan beri, en sık rastladığım çiçekbozuğu kakavanlık:

- Önce ahlakı düzeltmek gerek efendim, akıldaneliği oldu.

Onlara hep aynı şeyi söylerdim:

- Ahlaklı olmak daha avantajlı olduğu zaman, herkes ahlaklı olur. Ama ahlaksızlık daha çok prim sağlıyorsa, düzeltemezsiniz ahlakı...

İnsan hakları cellatlığı ile işkence de, daha çok prim sağlıyorsa; ne kadar uğraşsanız üstesinden gelemezsiniz bunların. Ancak eski tip demagojiler, sahiplerini zarara uğratmaya başlamışsa; kimse artık o kadar kolay yapamaz işkencenin savunmasını.

Bunun ilk örneği Vali Çakır olmasın isterdik...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır