Nebil Özgentürk'ün hazırlayıp sunduğu "Bir Yudum İnsan"a konuk olan sanat dünyasının efsane isimleri Çetin Altan, Zülfü Livaneli ve Ara Güler aynı masada kitaplarını imzaladı. Ustaların neşeli sohbeti, kahkaha ve neşe kaynağı oldu

"KARIM KISKANÇ YAPMA"
İmza gününe ilk gelen hayran 84 yaşındaki Süreyya Sonar'dı. 60'lı yıllarda Avrupa'da dünyanın en önde gelen yıldızlarının fotoğraflarını çeken Süavi Sonar'ın eşi olan Süreyya Hanım, eski dostlarını görmeye gelmişti. 30-40 yıllık mazisi vardı Çetin Altan ve Ara Güler'le. Ve oğluna hatıra bırakmak için bir üçlü fotoğraf peşindeydi. Çetin Altan'ın yanından bir saniye ayrılmayınca Altan espriyi patlattı:" Karım kıskanç, yapma yahu!."

ÖDEV İÇİN RÖPORTAJA "EVET"
Her yaşta insan akın etti Nişantaşı'ndaki kitapçıya. İlkokul öğrencisinden yaşamın sonbaharında olanlara kadar hepsinin yüzünde mutluluğun, heyecanın izleri vardı. 3 eski dost da bir arada olmanın keyfini yaşadı. Gurur ise Nebil Özgentürk'e gitti. Türkiye'nin üreten insanlarını "Bir Yudum İnsan" programıyla kalabalıklara "sunan" Özgentürk, üç efsane ismin bir arada olmasının da mimarıydı.

Konuklar yerlerini almadan, uzun bir sıra oluştu, elde kitaplar, cd'ler. Yan yana oluşan fondan Zülfü Livaneli'nin sesi yükseliyordu. Ara Güler de "Karlı Kayın Ormanı'nı" mırıldanmaya başladı. Güler'in fotoğrafladığı İstanbul'u anlatan "Al İşte İstanbul" kitabını elinde tutanlar iki imza birden istiyordu.

Kimileri fotoğraf çektirdi imzayla birlikte. Kimileri ellerinde çiçekleriyle geldi. Çetin Altan'a konferans davetinde bulundu üniversite öğrencileri. Zülfü Livaneli ise dönem ödevi için röportajı geri çevirmedi. Hocasından selam getirenler de oldu. Ara Güler'den telefon isteyenler olduğu gibi.

"DAHA DÜNYADAYIZ"
Arkadaşlarına doğumgünü hediyesi olmak üzere kitap imzalatanların sayısı da bir hayli çoktu. Çetin Altan imza için gelen ve edebiyatla ilgilendiğini söyleyen genci "Edebiyat para getirmez Ama insanın yaşamının kalitelenmesidir" diye övdü. Delikanlı görüşme talebinde bulununca Çetin Altan'dan cevap geldi:

"Daha dünyadayız, görüşürüz".

İki ilkokul öğrencisi ellerinde kasetleriyle Zülfü Livaneli'nin karşısına dikildi: "Bir imza verir misiniz?" Çocukların kendisini dinlemesi Zülfü Livaneli'nin pek hoşuna gitti. İki öğrenci masanın önünden "Oley" diyerek uzaklaştı.

"NE GÜNLER GEÇİRDİK"
Ali Ziya Akça isimli genç, bir koltuk dolusu kitapla geldi imza gününe. Çetin Altan'ın yazılarını odasının duvarına yapıştırdığından bahsetti. Ve sözü Zülfü Livaneli aldı: "Benim bütün gençliğim Çetin Altan okuyarak geçti. Her ne olduysam sorumlusu Çetin Altan'dır" deyince keyifli bir kahkaha yayıldı kitap dolu mekana. Kahkaha salondan hiç eksik olmadı.

"Şükür kavuştarana ustam" dedi yüzünde güller açan bir genç ve elinde Çetin Altan'ın şimdilerde baskısı olmayan "Onlar Uyanırken", "Kopuk Kopuk" adlı kitaplarını imza için uzattı ve ekledi: "Babam bunları kitapları bahçeye gömerek kurtardı.

Çetin Altan çok duygulandı ve "Ne günler geçirdik" diye konuştu.

İmza için gelen kalabalık azalınca hoş bir sohbet başladı. İlk fıkra Çetin Altan'dan geldi. Bir fıkra da Livaneli anlattı. Söz daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine geldi.

Nebil Özgentürk'ün üç efsane ismi bir araya getirdiği imza gününün tadı herkesin damaklarında kaldı. Ama en çok kitapçıya akın eden konuklar ve tabii ki günü organize eden Özgentürk'ün...

Bahadır ÖZDENER