Kulp
Ahmet İyimaya... Hukukçu... Amasya Milletvekili... Anayasa değişikliğini görüşen "Uzlaşma Komisyonu"nun DYP'li üyesi.
İyimaya ile "dün" konuştuk.
"Uzlaşma Komisyonu" toplanırken...
- Ahmet Bey "durum" nedir?
İyimaya "tam kestiremiyorum" dedi.
- Neden?
- Bir kapalılık var.
- Ya samimiyet?..
- Sayın Ecevit'i samimi görüyorum.
- Sizin Genel Başkan?
- Bizimki mi?.. Samimi.
- Diğer liderler?
- Temenni ediyorum ki... Onların beyanları da samimidir.
- Herkes samimi ise... Sorun nerede?
- Samimiyetin, milletvekillerine yansıma derecesini kestiremiyorum.
- Öyleyse... İlk soruyu yeniden soralım... "durum" nedir?
- Tam olarak net değil.
***
İyimaya "uzlaşmacı" bir siyasetçi.
"Herkesle barışık."
Zaten, bu nedenle konuyu "onunla" konuştuk.
- Sayın İyimaya... İktidar "kendi içinde" nasıl görünüyor... Çankaya konusunda yani...
- Tutarlı değil.
- Ama "tutarlıyız" iddiasındalar.
- Belirsizlikler var... Kara noktalar var... Cumhurbaşkanlığı... Anayasa değişikliği paketini, kendi aralarında ayrıntılı biçimde konuşmamışlar.
***
Uzlaşmacı İyimaya, kimseyi incitmek istemiyor.
Onun içindir ki...
"Üslubuna" çok dikkat ediyor.
Ancak, "yazılmamak kaydıyla" anlattıklarını dinleyince "samimiyet üzerine" söylediklerine hak veriyoruz.
Şu anda, siyasetin ana sorunlarından biri "samimiyet."
Zira çok kişinin "gerçek niyeti" ile "söylemi" arasında derin uçurumlar var.
***
İyimaya bir "krizden" bahsetti.
"DSP ile Fazilet arasındaki" krizden.
Konu:
Parti kapatmanın zorlaşması.
Dedik ki:
- Sayın İyimaya "görünürde" böyle bir kriz yok.
- Evet... Görünürde öyle.
İyimaya'ya göre "parti kapatma ile ilgili düzenleme" Cumhurbaşkanlığı paketinin "yumuşak karnı."
- Sayın İyimaya... Sizce "doğrusu" nedir?
- Doğrusu şu... Konuya "Avrupa yolundaki Türkiye penceresinden" bakılmalı... Parti kapatmak en son önlem... Daha önce başka müeyyideler var... Devlet yardımını kesersin... Bir dönem seçime sokmazsın... Partinin üst görevlilerine yasak koyarsın... Ama işe "başka pencereden" bakılınca... Sorun çıkıyor.
- Hangi pencereden?
- Pazarlık penceresinden.
- Sonuç?
- DSP'nin içi... Fazilet... Karışık.
- Ne kadar karışık?
- Sanki gizli bir kriz... Herkes, her şeye bir kulp takıveriyor.
***
İyimaya "kulp takmaktan" bahsedince...
Aklımıza geliverdi.
Prof. Turan Güneş bir gün, Anadolu'da bir köydeyken...
Kahveci "Ankara'dan gelen büyüklere" kahve getirmiş.
Ama fukaranın kahve fincanı "kulpsuz."
Prof. Güneş, kahveciye "sen" demiş:
- Sen bu fincanları topla... Hemen Ankara'ya git... Siyasetçilere...
- Beyim, gidip de ne yapacağım?
- Sen gitmene bak... Ankara'dakiler bu fincanlara da mutlaka bir kulp takarlar.
Prof. Güneş öleli yıllar oldu.
Ama Ankara "aynı Ankara... Kulp takmakta usta Ankara."