Patronunun ilk işi, seni atmak olmalı...

Ben hiç böyle otel müdürü görmedim!... Adamları incelemeden, soruşturmadan oteline almış, yedirmiş, içirmiş, yatırmış, ondan sonra da parayı ödemediklerinden bana şikayet ediyor... Yahu hemşerim, ben Sulh-Hukuk Mahkemesi miyim?... Önce işini sıkı tutacaksın, ona rağmen bir kazık yediysen, bana başvuracaksın. Ama sen işi baştan gevşek tutmuşsun... Hangi otel müdürü senin yaptığını yapar?...

Kim olduğunu anladın mı?... Anlamadıysan açıklayayım; Ayvalık-Gümrük Meydanındaki Ayvalık-Palas Oteli Müdürü Naci... Bana diyorsun ki; "Ahmet bey, Temmuz ayı başlarında 3 müteahhit otelimize gelip, konaklamaya başladı. Bunlar Alaattin Karaduman, Harun Pekmeklikyan ve Ercan Tuztaş... Otelde aylarca kaldılar, yediler, içtiler, yattılar. Parayı her isteyişimizde, çeşitli bahaneler uydurdular. Yok efendim, postada gecikme olmuş... Yok efendim, orada yaptıkları yazlık inşaatlarda aksama olmuş... Yok efendim, yanlışlık oldu... Yok efendim, çekler karşılıksız çıktı... gibi bahanelerle bizi uyuttular ve yaklaşık 1-2 ay kaldılar. Paramızı bir türlü tahsil edemedik, dünya kadar alacağımız var. Aman bunların kulağını çek de, parayı tahsil edelim."

Pes vallahi!... Senin kadar saf otel müdürü de görmedim doğrusu... Bunlar düpedüz bir dolandırıcı çetesi... Bu kadar zaman nasıl fark edemedin, hayret... Hatta arada bir tanesini gelip, polis alıp götürmüş, sen hâlâ uyuyorsun. Sevgili otel Müdürü Feyyaz Naci Yapar, işi sen batıracaksın, ben çıkaracağım. Olur mu öyle şey?... Neden adamları içeri alırken, atını sağlama bağlamadın?... İyisi mi, patron seni yolcu etmeden kendini bir iş bul... Bulacağın yeni işinde de aklını başına al ve işini sağlam kazığa bağla... Bu konuda benim yapacağım başka bir şey yok...

Dördüncü sınıf bir vatandaşın feryadı...
Son günlerde Avrupa Birliği'ne girme çabamız çoğaldı. Bu yüzden kendimize çeki düzenler veriyor, mümkün olduğunca içimizi temizlemeye çalışıyoruz. Bunların hepsi iyi, güzel ama yurt dışındaki vatandaşlarımızın kullandığı pasaport, onları hala dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen 4.sınıf insan olmaktan kurtaramadı.

Rusya'nın St-Petersburg şehrinden bana mesaj yollayan Aydın Gülseçgin isimli kardeşimiz diyor ki; "Bugüne kadar giriş kapılarında gördüğümüz 4.sınıf insan muamelesi, kendi konsolosluğumuzda gördüğümüz ilgisizlik canımıza tak etti. Utanmak istemediğimiz bir millet olmak için ne yapmamız gerekiyor?... En önemlisi pasaportlarımızın üzerinde bulunan ay yıldızları silinmiş, hangi millete ait olduğu belli olmayan sayfaların ne zaman değiştirileceğini, çağa uygun pasaport taşımak istediğimizi sizin vasıtanız ile Türkiye'deki yetkililere duyurmak istiyoruz."

Rusya'da çalışan ve ülkeye döviz kazandıran Aydın kardeşim, görüyorsun feryadını aynen bu köşede dile getirdim. Kalanını yetkililer düşünecek. Bizden uyarması...