kapat

07.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Küfür

İngiltere'de bir araştırma yapmışlar. En sevilmeyen takım Manchester United, en sevilmeyen teknik adam da Alex Ferguson çıkmış. Araştırmayı yapan dergi, 2 veya daha fazla üst üste şampiyonluk yaşayan takımlara kıskançlıkla karışık bir öfke duyulduğu, bunları çalıştıran insanların da sempatisini yitirdiği saptamasını yapmış...

Antalya'da Galatasaray'a ve Terim'e edilen küfürleri duyunca üzüldük. Bir ülkenin; uluslararası alanda kendisini temsil eden, hem de bu işi en iyi şekilde yapan bir kulübe yaklaşımının bu olmaması gerektiğini düşündük. Ama sadece Antalya'da değil, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin maçlarında da sarı-kırmızılı takıma küfür edildiğine şahit olduk.

Galatasaray alıp başını gittikçe, rakipleri onu yakalayacak sahaiçi ve dışı devrimleri yapamadıkça, küfürler sürecekti. Galatasaray rekabeti ortadan kaldıran, heyecanı yok eden ve insanların değer verdiği bazı şeylerin önemini azaltan bir etken olmuştu.

Sadece Fenerbahçeli ya da Beşiktaşlı olduğu için küfür etmiyordu insanlar...

Galatasaraylı olmamanın ezikliğini duydukları için, Galatasaraylılar'ı kıskanarak küfür ediyorlardı ve asıl üzerinde durulması gereken de buydu...

***

Bir kulübün taraftarı olmayı, bazı kişilerin de katkısıyla salt şampiyonluğa endekslediğimiz içindi bu küfürler...

Küfür edenler, "Galatasaray 3 kez üst üste şampiyon olmuş, UEFA'da turlar atlamış, derbileri kazanmış. Benim takımım hiçbirşey yapamamış" diye düşündüğü için kıskanıyor ya da nefret ediyordu...

Hiçbiri, "Ben takımımı en kötü gününde bile desteklerim, futbolcumu en kötü oyununda bile alkışlarım, teknik direktörüme her zaman sahip çıkarım, başkanıma hep saygı gösteririm ve bu şekilde şampiyon olamasam da büyüklüğümü korurum" diye düşünmüyor.

Ve yine hiçbiri; "Kendi takımımın daha büyük hedeflere koşması için, Galatasaray'ı sevmesem de başarılarını takdir ederim. Avrupa'da maç kazanmasını isterim. Onun teknik direktörüne işindeki başarısı nedeniyle saygı duyarım ve kendi camiamı neden böyle bir çalıştırıcı yetiştiremediği için sorgularım" diye de düşünmüyor...

Kıskanıyor, öfke duyuyor, küfür ediyor ve rahatlıyor... Tipik Türk mantığıyla, belden aşağıya söylenen birkaç cümleyle Galatasaray'ı aşağılamanın kendini iyi bir taraftar yaptığını düşünüyor...

***

Aslında onlara da kızmıyoruz...

Daha ilkokuldan başlayarak küfürlü konuşmayı erkeklik olarak algılayan, beyin gücüne değil kol kuvvetine sığınan bir ülkenin çocukları değil miyiz?

Televizyon ekranlarında ana-avrat küfür eden ve "Kusura bakmayın sesler karıştı" diyebilen spikerlerimizi dolar milyoneri, programları da reyting kralı yapmıyor muyuz?

Göğüs ve bacak gösteren sahte sanatçıların, sahte futbol sohbetlerine kilitlenmiyor muyuz?

Bu yüzden alkışlanması gereken Galatasaray'a edilen küfürlere şaşırmadık, sadece saygı duyduğumuz değerlere yönelik olduğu için üzüldük...

altan@footballmail.com

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır