kapat

03.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Kurban meselesi

Profesör Hüseyin Hatemi diyor ki: "Son yıllarda kurban bayramları, bir kan bayramına döndürüldü. Yalnız bu bayramlarda değil, her fırsatta kurban kesiliyor ve kesilen hayvanın kanı, bazı kişilerin alınlarına sürülüyor. Bu batıl bir inanıştır. İslamla ilgisi yoktur. İslam'da o hayvanın eti ve kanı Tanrıya ulaşmaz. Ancak insanların takvası ulaşır. İnsanların içindeki sadizm ve şiddet, hayvanlar aracılığıyla açığa vuruluyor. Kurban kesmek Kuran'da emredilmemiştir. Yani farz değildir."

Bu çarpıcı fikirlere Profesör Süleyman Ateş cevap veriyor ve kurban kesmenin farz olmadığını kabul ediyor. "Peygamberin sünnetidir." diyor.

Profesör Hatemi sünnet de olmadığı fikrinde. Süleyman Ateş'in "Peygamber 60 deve kesmişti." cümlesine katılmıyor. "Gözünüzün önüne getirin" diyor "60 deveyi birden kim kesebilir? Hele bir peygamber bu kanlı işi yapabilir mi?"

Bu tartışmalar ATV'de Esra Ceyhan'ın ilgi çeken programında yapılıyor.

(Ali Kırca da kurban sorununu Siyaset Meydanı'ında tartışacak ama bu yazı öğleden sonra, programı izlemeden yazılıyor.)

***

Ahmet Vardar dostumuz da köşesinde kurban sorununa değindi.

Vardar kurban derileri üzerinde oynanan oyunlara ve hayvanların elektrik şokuyla bayıltarak kesilmeleri fikrine karşı çıkıyor. Babasının, dedesinin ve ondan öncekilerin de kurban kestiğini, altı yüz yıllık geleneğin olduğu gibi uygulanması gerektiğini savunuyor.

Ayrıca, hayvanların sadece bayramda kesilmediğine değiniyor.

Gerçekten de mezbahaları görmezden gelip, sadece bayramdaki kan banyosundan şikayet edenler, "Bizim gözümüzün önünde olmasın da ne yaparsanız yapın!" der gibiler.

Elektrik şoku önerisinin de ne sonuç vereceği bilinmez.

Çünkü hayvanın ölmemesi, yani İslam dinince murdar sayılmaması için belli dozda şok verilecek. Bu uygulamanın hayvanlara başka acılar işkenceler çektireceğinden korkarım.

Doğru olan, bu işi bir sisteme ve merhametli usullere kavuşturmak. Bu konuda uzmanlaşmış ve hayvanları uyuşturarak acı vermeyecek merkezleri devreye sokmak.

Eline bıçak alan her kişi, hayvanların üstüne çökmemeli.

Çünkü acemi olur, sadist olur, eziyetten hoşlanır, akli dengesini yitirmiş olabilir.

***

Ahmet Vardar, bu işin 600 yıldır aynı şekilde yapıldığını öne sürerken, toplumdaki yozlaşmayı ve merhamet duygularından giderek uzaklaştığımızı unutuyor sanırım.

Bugünün insanı, Vardar'ın dedesiyle bir mi?

Hayvanları korkutmamaya, incitmemeye dikkat eden, hatta kurbanlık hayvanı süsleyerek, eliyle tuz yalatarak şefkatle okşayan kuşakların yerini, eziyet ve işkencelerden zevk duyan insanlar alıyor.

Kurban bayramlarında İkitelli yolundan giderken, hayatınız boyunca görmediğiniz bir et ve kan pazarıyla karşılaşıyorsunuz. Manzara korkunç. Bir yanda kesilmiş, parçalanan hayvanlar. Onların hemen yanıbaşında korku içinde titreyerek kesilmeyi bekleyenler. Yarım yamalak kesilmiş canlı hayvanların kaçışması. Ellerini doğrayan insanlar.

Eminim ki Vardar'ın saygıdeğer ceddi böyle yapmıyordu!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır