kapat

03.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Kutan'ın kaygıları

Fazilet Partisi Genel Başkanı Kutan dün Çankaya Köşkü'ne çıktı ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "kucaklanarak" karşılandı.

Kucaklaşma "eski dostluğun" işareti.

Baba konuşmaya yine bir "eski dostluk jestiyle" başladı:

- Hanımefendi nasıllar?

- Hürmetleri var Sayın Cumhurbaşkanım.

- Çocuklar nasıllar?

- Ellerinizden öperler efendim.

- Ne iş yapıyorlar?

- Sayın Cumhurbaşkanım, büyük oğlum ODTÜ'den sonra Amerika'ya gitti... Makine Mühendisi...

- Küçüğü?

- Endüstri Mühendisi... O da Türkiye'den sonra, Amerika'da okudu... Döndüler... Birlikte çalışıyorlar.

- Nerede?

- Devlette çalışmayı düşünmediler... Kendi işlerindeler... Bilgisayar sistemi kuruyorlar.

***

Ankara'nın gündemi "Cumhurbaşkanlığı seçimi."

Ama ne Demirel "bu konuya" girdi.

Ne de Recai Kutan.

***

Kutan Köşk'e "hazırlıklı... Dosyalı" çıktı.

Özellikle "dış politika" konusunda, dersine iyi çalışmıştı.

Kutan'dan Baba'ya:

* Efendim, Çeçenistan politikamızda bazı zaaflar var.

* Türkiye'ye gelmek isteyen Çeçenler "pasaportunuz yok" diye sınırda bekletiliyorlar... Alınmıyorlar.

* Kuzey Irak'tan yüz binlerce peşmerge Türkiye'ye "pasaportla mı" girmişlerdi?

* Bulgaristan'dan gelen ırkdaşlarımızın pasaportları mı vardı?

* Sayın Cumhurbaşkanım, Makedonya, Arnavutluk ve Bosna "ikiyüzlülük" yapıyor... Bu konuda tepki gösterelim.

* Efendim, Kuzey Irak'ta neler oluyor? Olup bitenden kamuoyumuzun bilgisi yok.

* Bir husustan endişe duyuyoruz... Kuzey Irak'ta, bizim arzu etmediğimiz gelişmeler mi meydana geliyor?

***

Fazilet Partisi "ana muhalefet."

Meclis'te "üçüncü parti."

Eğer bu partinin genel başkanı, dış politika konusunda bazı "kaygılar" taşıyorsa...

Onun "dinlenilmesi" gerekir.

"Bilgilendirilmesi" gerekir.

Bunu yapacak olan da "Dışişleri Bakanlığı"dır.

Hükümet "böyle konularda" muhalefet ile diyalog kurabilmeli.

***

- Sayın Cumhurbaşkanım, size bir konuyu daha arzetmek istiyorum.

- Tabii... Her şeyi söyleyebilirsin.

- Efendim... Hizbullah meselesi.

- Evet.

- Sayın Cumhurbaşkanım... Hizbullah, Türkiye için büyük problem... En sıkı şekilde tedbir gerekir... Bence, Türkiye'nin en önemli meselesidir...

- Devlet, gerekeni yapıyor... Operasyonlar sürüyor... Bana bilgi veriliyor.

- Fakat Sayın Cumhurbaşkanım...

- Fakat ne?

- Efendim, bazı dikkatsizlikler oluyor.

- Ne gibi?

- Bazen iyi araştırılmadan... İnsanlar rahatsız ediliyor... İçeri alınıyor... İki gün sonra da bırakılıyorlar.

***

Recai Kutan "haklı da olabilir, haksız da."

Ama böyle "iddiaları... Kuşkuları" varsa...

İçişleri Bakanlığı tarafından "dinlenmelidir... Aydınlatılmalıdır."

Demokrasi "tek kale oyunu" değil.

Muhalefeti "yok" sayamayız.

Ecevit Çankaya'da

Perşembe, saat 18.30... Çankaya Köşkü... Demirel'in makam odası...

- Hoşgeldiniz Sayın Başbakan.

- Hoşbulduk Sayın Cumhurbaşkanım.

Sonra "devlet görüşmesi" başlıyor.

Başbakan Ecevit "gezisini" anlatıyor.

Arnavutluk temaslarını.

Ardından "hükümet çalışmalarını."

Hükümet çalışmaları konuşulurken...

Baba da "kendisine gelen heyetlerden... Taleplerden... Yaptığı gezilerde edindiği izlenimlerden" bahsediyor.

Ve bunun üzerine "önlemler" konuşuluyor.

"Vatandaşın sorunlarını çözücü" önlemler.

***

Başbakan Bülent Ecevit'e soruyoruz:

- Efendim "işler" nasıl gidiyor?

- İyi... Çok iyi... Olumlu.

Ve bu kez, Bülent Bey "bize" soruyor:

- Sizce nasıl gidiyor?

Bu kez de biz "vatandaştan gelen şikayetleri... Yurdu dolaşırken dinlediklerimizi" aktarıyoruz.

***

- Sayın Başbakan, sokaktaki vatandaş size ulaşabiliyor mu?.. Memnuniyetini veya şikayetini söyleyebiliyor mu?

- Tabui... "Genel havayı" sürekli izliyorum.

- Örneğin Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda... Halk ne diyor?

- Olumsuz tepki almıyorum... Bazan partiye olumsuz görüş bildirenler de oluyor ama... Genelde, izlediğimiz yolu eleştiren az.

- Aşık Veysel'in deyimiyle... Cumhurbaşkanlığı konusunda... "Uzun ince yolun" neresindesiniz?

- Olumlu gidiyor... Ben de size sorayım... Sizce nasıl gidiyor?

***

Başbakan'a bir başka soru:

- Halkın "size... Başında bulunduğunuz hükümete" bakışı nasıl?

- Toplumun verdiği avansın sürdüğünü düşünüyorum.

- Halkın en önemli beklentisi nedir?

- İstikrar... Halk, bu hükümetin devamını istiyor.

***

Yine Başbakan'dan bir soru:

- Sizce halk ne istiyor?

- Efendim... Halk, siyasetin tamamından "dürüstlük" istiyor... "Şeffaflık" istiyor... Ve siyasetçinin "akşam farklı, sabah farklı konuşmamasını" istiyor.

***

Ve sohbetin sonu...

- Sayın Başbakanım, af?

- Sorun yok.

- Yani?

- Çıkacak.

- Ne zaman?

- Bugünlerde.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır