Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, sosyal güvenlik kurumlarındaki acil reform gereğini çarpıcı örneklerle ortaya koydu

BU İLAÇLARI KİM İÇTİ?
İşte Okuyan'ın, bir yolsuzluğu araştırmakla görevlendirdiği müfettişi bile soruşturma kapsamına aldırdığı olay: "Bağ-Kur sigortalısı Mustafa Kızılhan, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ameliyat oldu ve taburcu edildi. Ancak, reçetelerdeki ilaç bedelleri Bağ-Kur'un dikkatini çeker. Konu, Bakan'a kadar iletilir. Hastaya Octaniene 500 isimli ilaçtan seksen adet yazılmıştır. iki reçetenin bedeli 45 milyar lirayı geçer. Müfettiş incelemesi sırasında, hastaya bakmayan doktorlar adına reçete yazıldığı görülür. Hasta, yazılan ilaçları kullanmadığını beyan eder. Hastanın takibini yaptığı belirtilen hemşirelerin birçoğunun o tarihte yıllık izinde olduğu fark edilir. Grafaloji ve Sahtecilik Uzmanı bilirkişi marifetiyle, reçeteler ve hasta takip çizelgelerindeki imza ve parafların heşmire Ayla Akyürek tarafından atıldığı belirlenir. Eczaneye reçete bedeli ödemesi durdurulur. Hastane personeli kusurlu bulunur ancak eczane sahibi Hülya Özbaşak'ın suça iştiraki tespit edilmez."

Gelin sonrasını Okuyan'dan dinleyelim: "Geçenlerde bir reçete geldi. Tek reçete tam 45 milyar. Ödeme yapılmadan müfettiş yolladım. Doktor 'Reçetedeki imza benim değil' diyor. Hasta 'Ben böyle bir ilaç almadım' diyor. Eczane 'Bu ilacı verdim' diyor. Müfettiş raporunda şöyle yazmış: 'Doktorun imzası sahte olsa da, hasta ilacı almadıysa da, eczanenin ilaçları verdiği tespit edilmiştir. Bu para eczaneye ödenmelidir.' Daha rapor merkeze gelmeden parayı ödemişler. Müfettiş hakkında soruşturma açtırdım."

"2 yıl içinde bugünkü şartları yüzde 50 ileriye götüremezsem bakanlığı bırakırım" diyen Okuyan, 2 aylık dönemi kullandığını hatırlattı ve 22 aylık çalışma dönemine ilişkin hedeflerini şöyle ortaya koydu: "2 yıl sonra bugün rezalet denilen 4-5 hastaneye ISO kalite belgesi alacağım. Bu iddia bugün belki 'Merih'te canlılar var, 2 yıl sonra biri Türkiye'ye gelip Başbakan olacak' demekten bile daha mantıksız ama yapamazsak çekip gideceğiz. Sosyal güvenlik kurumlarının bu yılki açığı 3.6 katrilyon lira olacak. Kesin hesap değil ama hislerime dayanarak şunu söyleyebilirim. Yolsuzluklar ve israflar ortadan kalksa bu rakam 1 katrilyon aşağı iner."

Okan MÜDERRİSOĞLU