kapat

03.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Mirzabeyoğlu 'astsubay' oğlu
İBDA-C'liler Metris isyanına ilişkin savcıya ifade verdi. Salih İzzet Erdiş (Mirzabeyoğlu): "Babam emekli astsubay." Ali Osman Zor: "Koğuşta silah yoktu. Olsaydı karşılık verirdik."

Metris Cezaevi'nde tutuklu bulundukları dönemde koğuşlarında arama yapmak isteyen jandarmaları rehin alarak isyan çıkartan yasadışı İBDA-C örgütü elebaşısı Mirzabeyoğlu takma soyadını kullanan Salih İzzet Erdiş, Pendik Cumhuriyet Savcısı'na ilk kez olayları anlattı. Avukatı Hasan Ölçer'in yanında ifade veren Erdiş, "İBDA-C örgütü ile hiçbir ilişkim yok," diye başladığı sözlerine, "Çocuğumu Tuzla'daki Atatürk İlköğretim Okulu'na götürmüştüm. Bu sırada eşim ile çocuklarımızı beklerken yakalandım. Ardından evime baskın yapıldı. Başlangıçta karşılaştığım bu haksızlık nedeniyle DGM'deki duruşmaya katılmadım," diye sürdürdü.

"BANA SÖZ VERMİŞLERDİ"
Erdiş, Metris Cezaevi'nde beş kişinin yaralanması, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan isyanda kendisine söz verildiğini öne sürerek, "Operasyonda, hiç kimseye kötü muamele yapılmayacağı konusunda devlet sözü verildi. En son benim çıkmam koşuluyla arkadaşlar tek tek çıkıp teslim oldular. Benim çıkacağım sırada yüzleri örtülü bir grup beni çevreledi," dedi.

Ayrıca "Babamın astsubaylıktan emekli olduğunu söylediğim bir asker bana, 'Sen asker çocuğu olduğunu söylüyorsun, ancak sürekli askere saldırıyorsun, bu düşmanlık neden,' diye sordu. Bu görevliye adaleti protesto ettiğimi söyledim. Sonra zafer işareti yaptım. Bir grup asker üzerime atıldı ve tekme yumruk vurmaya başladı. Sol kaşım patladı. Daha sonra Kartal Cezaevi'ne getirildim. Ancak Kartal Cezaevi'nde herhangi bir tedaviden geçmedim," diye konuştu.

"ŞİŞ VARDI SİLAH YOKTU"
Metris Cezaevi'nde bir yıl kaldığını ifade eden Erdiş, "Kaldığım bu koğuşta 5-6 yıl yatan arkadaşlar da vardı. Koğuşta şiş vardı ama silah yoktu. Markasını bilmediğim bir telefon koğuşta ortalıkta dolaşıyordu. Bu telefon benden önce getirilmiş olmalı. Telefonun kimlerin yardımıyla içeriye getirildiğini bilmiyorum. Koğuşta bulunan anten kutusuna gizlenmiş kamerayı şimdi duyuyorum. Koğuşta bilgisayar ve kamera görmedim. Ancak televizyon vardı," dedi.

O SABAHI ANLATTI
Erdiş, isyanı ise şöyle anlattı: "Duruşmaya götürülmek için hazırlanmıştım. Saat 05:00 sıralarında jandarma cezaevine girdi. Arkadaşların bir kısmı deprem korkusu ile havalandırmada yatıyordu. Ben içeride kalıyordum. Üzerimize gelen jandarma tarafından ateş açılmıştı. Biz de can havli ile kapıları kilitledik. Hatta çevre binaların çatılarından koğuşumuzun bulunduğu yer ateş altına alındı. Gaz bombaları da atıldı. Zehirlenmemek için ordan oraya koşturduk. Yaralıları teslim alacaklarını söyledikleri için inandık. Ama ateş açıldı. Arkadaşlar yaralandı. İleri sürüldüğü gibi bu aletler, silahlar koğuşta olsaydı bu kadar olayda ateş edilirdi. Ve karşılığında güvenlik güçlerinde de yaralanmalar olurdu. Benim hâlâ ağrılarım var. Bunu yapan askerlerdir. Şikayetçiyim."

DİĞERLERİ DE KONUŞTU
Tutuklulardan Mehmet Fazıl Aslantürk ise olayı şöyle anlattı: "Hiç haber verilmeden, uyarılmadan aynı anda tavanda 10-11 delik açıldı ve içeriye gaz bombası atıldı. Bu tür silahlar bizde olsaydı herhalde kullanan çıkardı. Karşılık vermemiz, bu silahların bizde olmadığının kanıtıdır. Yangını ise asker çıkardı." Ali Osman Zor da özetle şu ifadeyi verdi: "Koğuştan çıktıktan sonra yüzü kar maskeli bir grup Erdiş'i patakladı. İçeriye av tüfeği sokma imkanımız olsa daha etkili olan Kalaşinkof gibi silahlar sokardık. Dolayısıyla o silahlar bize ait değildir. Ayrıca Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde ölen 10 kişiden 8'inin cesedinde saçmalar çıkmıştır. Yani av tüfeği ile öldürülmüştü. Aynı av tüfeği iddiası bize yapılmaktadır."

Tülay Acar


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır