Kaçmayı, işkencelerden kurtulmayı çok denedi ama başaramadı. Niyeti öldürmek değildi. Son kurşunu kendisine sıkmak istedi; tabancada kurşun kalmamıştı.

YUSUF ZAMANLA DEĞİŞTİDİ
BU cümleler Feride'nin kabus dolu yıllarının başlangıcını anlatıyor. Kaçtıktan sonra, Yusuf ile Feride soluğu İstanbul'da almışlar, el ele gönül gönüle... Ev tutmuş çalışmaya başlamışlar. Ama, Feride'nin deyimiyle İstanbul, Yusuf'u değiştirmiş. "Sürekli yeni sevgilileriyle buluşuyordu. Beni aldattığını anlayınca sorunlar başladı. Artık her gece dayak yiyorum. Defalarca evden kovuldum. Parasız kalınca, beni tekrar eve alıyordu. Sonra yine dövüp kovuyordu. Benden aldığı paraları başka kadınlara harcıyordu.. Beni yok sayıyordu... Uyardığım zaman dövüyordu" diyerek katil oluşunun gerçeklerini sıralıyor talihsiz Feride.

SAPIK İLİŞKİLER
GENÇ kadının, eşi Yusuf'tan gördüğü eziyet sadece dayakla sınırlı kalmamış, sapık isteklere varmış. Feride Höklek, "Yanıma gelen iş arkadaşlarıma göz koyuyor, sapıkça teklifler yapıyordu. Yusuf bir gün beni karşısına alıp eski karısı ile olan olayları anlattı. Karısını genelevde çalıştırdığını onu başka erkeklere sattığını ve işkenceler yaparak seviştiğini tek tek anlattı. Korkuyorum ama ailemin yanına da gidemiyordum. Elimi kolumu bağlayıp beni döverek sevişiyordu. Bana birşey yapmaması, beni satmaması için herşeye katlanıyordum." sözleriyle anlatıyor yaşadığı cinsel işkenceyi...

Ama Feride Yusuf'a katlandıkça, dört duvar arasındaki olaylar, filmlerdekini artmayacak boyutlara ulaşmıştı. Yine, cezaevinden gelen mektuptaki satırlarda gözler önüne seriliyor bu durum: "Başka kadınlarla lezbiyen ilişkilere girmemi istiyordu. Kadın getiriyor, toplu seks yapmamızı istiyordu. Kabul etmiyorum. bu kez de insafsızca dövüyordu."

Bu olaylardan sonra Feride kesin kararı vermiş, kaçıp kurtulma kararı. Ama yine başaramamıştı..

KURTULAMIYORDU
YUSUF'u nasıl ve niçin öldürdüğünü söyle anlatıyor, mahkemede:

"Sonunda evden uzaklaştım. Ev sahibine sığındım. Çok korkuyordum. Geri çağırdı. Herşeyi kabul ettiğini söyledi. Özür diledi. Ancak herşey yine eskiye döndü... Bir gece tabancayı da yanıma alarak evden ayrıldım. Bir arkadaşımın yanında kalmaya gizlenmeye başladım. Bunun üzerine Yusuf ağabeyimi aramış. 'Feride kayıp' demiş, Ağabeyim beni aradı. O güne kadar bizi mükemmel bir çift olarak biliyordu. Bu olaylara da bir anlam verememişti. 'Bir tokat attığı için insan kocasını terkeder mi?' diyerek bana sitem etti. Bunun üzerine ağabeyime herşeyi anlattım."

CİNAYET ANI
AĞABEYİMLE kocamın evine gittik. Kocamla beni baş başa konuşmak için yatak odasına gönderdi. Bağırdığın an yanına gelirim telkininde bulundu. Yusuf gelince ayrılmak istediğimi söyledim. Sinirlenip üzerime yürüdü. Ağabeyim o anda yanımıza geldi. Bu sırada kocam 'Cesedimi çiğnemeden Feride'yi bu evden çıkaramazsın' diye bağırıyordu. Ağabeyim onu bahçeye çıkardı. Bende bahçeye bakan odaya geçtim. Tabancayı çıkardım. Emniyetini açtım. Yusuf küfür ediyordu. İçeri eve doğru koştu. Eline bir bıçak alarak yanımıza geldi. Ağabeyime bıçağıyla saldırdığı an tabancayı çekerek bir el ateş ettim. Omuzundan yaralandı ve yatak odasına yöneldi. Birden yatak odasında yaptığı işkenceler aklıma geldi. Yusuf'a 'dur' deyip havaya bir el ateş ettim. Ondan sonrasını da hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde nasıl böyle bir şey yaptığıma inanamadım. Tabancayı kafama dayadım, tetiği çektim. Ama mermi kalmamıştı hepsini Yusuf'a sıkmıştım..."

MEHMET KAYNAR