kapat

20.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Savcılar işbaşına
Hizbullah'ın örgüt evinden bir kamyon ceset çıktı. Adamlardaki gözükaralığa bakın...

1- İstanbul'un göbeğinde yüzbinlerce dolara üç katlı villa satın alıyorlar...

2- Sanki hiç bulunmayacakmış gibi, öldürdükleri insanları örgüt evlerine gömüyorlar...

Bu manzara karşısında, hangi cumhuriyet savcısı vicdan rahatlığı içinde uyuyabilir?..

Uyuyamaz çünkü ortada cevaplanması gereken sorular var:

Bir kere, terör örgütleri asla ev satın almaz...

Öyleyse bu adamlar, ev satın alacak cesareti kimden aldılar?

Yoksa birileri bunlara, ele geçmeyeceklerine, yakalanmayacaklarına dair güvence mi vermişti, daha önceleri?

Apo eşkıyasına karşı bu yobaz eşkıyalar, ehven-i şer mi kabul edilmişti?

PKK tükenmeye yüz tutunca da, "zımnen" bile olsa verilmiş bu güvence şimdi aniden kaldırıldı mı?

Bana kalırsa, bu kanlı örgütün gözükaralığının altında büyük bir sır var...

Daha açıkça söyleyim:

Eğer bu dinci örgütün palazlanmasına, PKK'ya karşı olduğu için göz yumulmuşsa, bunun vebali devletin boynundadır!

Bu konu mutlaka aydınlatılmalı...

İşte öldürdük daha ne istiyorsunuz, denilemez...

Havada pis bir "strateji" kokusu var...

Bu mesele, devletin saydamlığı açısından Susurluk kadar ağır bir mesele!..

Eğer bu konu aydınlatılamazsa, yarın başka bir örgütün ortaya çıkmayacağını kimse garanti edemez...

Bu ülkede savcı var mı yok mu, şimdi göreceğiz...

Kadir bu işten

ihraç edilmeli

Nasıl devletten saydamlık bekliyorsak, kendi içimizde de saydamlığı savunmak zorundayız...

"Kol kırılır yen içinde kalır" devri bitti artık!..

Kanal 6'daki programıyla Türkiye'nin "rezalet gündemine" oturan Kadir Çelik'in ipliğini pazara çıkartan hadise Sabah'ta bugün yayınlandı...

"Büyük gazeteciye" bakın, neler yapmış...

1994 yerel seçimlerinde...

Bildiğiniz gibi Zülfü Livaneli ile İlhan Kesici en kuvvetli adaylardı...

Refah'tan da Tayyip Erdoğan aday olmuştu.

Propaganda dönemi sürerken, bir kaset patlak verdi STAR televizyonunda...

Güya kasette, yıllar önce Zülfü Livaneli'nin devlet aleyhine konuştuğu iddia ediliyordu...

Öyle bir patırtı kopartıldı ki, Livaneli'nin savunmaları kaynadı gitti...

Sonucu biliyorsunuz...

Livaneli, beklenenden daha düşük oy toplayınca aradan Tayyip Erdoğan sıyrıldı.

Peki o kaseti STAR'da yayınlayan kimdi?

Kadir Çelik'ti...

Kaseti kimden almıştı?..

Adnan Hocacılardan...

Bütün bunlar, sorguya çekilen Adnancı Fırat Develioğlu'nun ifadelerinde bir bir anlatılıyor.

Acaba "büyük Gazeteci" Kadir Çelik, bu kaseti yayınlama karşılığında Adnancı'lardan herhangi bir avanta aldı mı, almadı mı?

Tayyip Erdoğan'la birlikte tezgah kuran Adnancı'ların kasetini, sırf habercilik olsun diye mi yayınladı?

Hilaliahmere mi çalıştı?

Gazeteciler Cemiyeti, bu adamın üyeliğini daha ne tartışıyor, anlamıyorum...

Gazeteci naaşlarının önünde nutuk atmaktan başka işe yaramayan cemiyet bari bir işe yarasın!..

Atsın bu "işbilir" gazeteciyi, olsun bitsin...

Seven kadın

böyle mi yapar?

Barış Manço'nun arkasından milyonlarca hayranı gözyaşı dökerken...

Gazeteciler, dramatik bir gerçeği yazmaktan imtina etmişlerdi...

Barış'ın, öldüğü sırada gizli sevgilisiyle birlikte olduğu biliniyordu ama anısına gölge düşürmemek için bu haber yayınlanmadı...

Şimdi bir yıl sonra o gizli sevgili...

22 yaşındaki vokalist Sevil Demir...

Ortaya çıkmış...

Herşeyi anlatmış...

Birbirimizi çok seviyorduk, o gece de beraberdik, kollarımda öldü, falan filan...

Ne gerek var bunlara Sevil Hanım?..

Barış, seninle olan aşkını sağken neden gizli tutmak istemişti hiç düşündün mü?..

Ve bugün sağ olsaydı, bu aşkı açıklamak ister miydi?

Bunu da düşündün mü?..

Düşünmedin!..

Gazetelere haber olmak, şöhret basamaklarını tırmanmak için, bir gizli sevdayı tuttun açık ettin!..

Çok ayıp ettin!..

Gerçekten seven kadın böyle yapmaz...

Sırrını yüreğinde taşırdı!..

Eh!..

Çok yakında bir kaset patlatırsın artık!..

Böylece büyük bir aşk, şöhrete tahvil olmuş olur!..

Önce aşık olup, sonra da bülbül gibi şakıyan kadınlar mide bulandırıyor!..

İlker SARIER


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır