kapat

15.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Cezaevlerinde eşcinsel krizi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın cezaevi raporu: "Homoseksüelleri ve çift cinsiyetlileri koyacak yer bulmakta büyük sıkıntı çekiyoruz"

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici, cezaevi sorununu araştıran Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na sunduğu raporda, cezaevlerinde homoseksüellere, çift cinsiyetlilere, uyuşturucu müptelalarına, psikopatlara ve mafya liderlerine yer bulmakta büyük sıkıntı çektiklerini belirtti.

Çitici, 11 Aralık günü TBMM'ye gönderdiği raporunda "Cezaevleri, terör ve örgütlü suçların artması, faillerinin cezaevlerinde isyan çıkarma, cezaevi ve jandarma personelini rehin alma, tutuklu ve hükümlülerden ve yakınlarından haraç toplama gibi olaylarla ülkenin ilk ve önemli sorununu oluşturmuştur" dedi ve şu tesbitlere yer verdi:

Hızla artan tutuklu ve hükümlü sayısına göre cezaevlerinin personel ve fiziki imkanları yetersiz kalmış, cezaevlerinde 60-120 kişilik koğuşlar oluşmuş, buralarda düzen ve disiplin kurmak imkansız hale gelmiş, ıslah evi olması gereken bu yerler suç ve suçlu üreten eğitim merkezlerine dönüşmüştür.

Son olaylarda da görüldüğü gibi, Devlet cezaevlerinde hakimiyetini kaybetmiş, koğuş sistemi adeta çökmüş, hiçbir hizmet belli bir nitelikte verilemez olmuştur.

ÖZEL TUTUKLULAR
Homoseksüellerin, çift cinsiyetlilerin, bulaşıcı hastalık taşıyanların, psikopat ve akıl hastalarının uyuşturucu müptelası olanların ve mafya liderlerinin korunmaları ve barındırılmaları büyük sorun oluşturmaktadır.

1-3 kişilik oda sistemine geçildiği takdirde, kalabalık koğuş sistemine ayak uyduramadığından ve cezaevinde barındırılmaları sağlık ve güvenlik açısından mümkün olamayan tutuklu ve hükümlülerin sık sık başka cezaevlerine nakilleri önlenmiş olacak, Devlet bu zorunlu nakiller sebebi ile milyarlarca lira para harcamayacak, jandarma ve cezaevi personelinin zaman ve mesaisi boşa gitmeyecektir.

Cezaevi güvenliği mahiyeti itibari ile toplumun genel güvenliğini yakından ilgilendirir. Bunun için de disiplin, kural, otorite mutlaka olacaktır. Ancak disiplin-kural ve otoritenin sınırlarını insan haklarına uygun normlar çizecektir.

Türkiye cezaevleri koğuş sistemini terk etmek zorundadır. Aslolan kula kul olmak değil, cezaevine giren insanın kendisini devletin güvencesi altında olduğunu hissetmesidir. Böylece, isyan, yaralama, gasp, örgütlü firar, koğuş ağalığı, baskı, ideolojik eğitim yönlendirme, iç ve dış kötü amaçlı haberleşme önlenecektir.

BAYRAMPAŞA RAPORU
CUMHURİYET Başsavcısı Ferzan Çitici, Komisyona, Bayrampaşa Cezaevi ile ilgili ikinci bir rapor daha sundu. Bu raporda da şu görüşler dikkati çekiyor:

Cezaevinde çetelerin önde gelen isimleri, babalar, mafyanın tetikçileri ve sempatizanları, çek ve senet tahsilatçılarının da mevcudiyeti düşünüldüğünde, tutuklu ve hükümlü niteliğinin yapısı konusunda bir kanıya varmak mümkündür. Korkusuz, aşırı cüretkar, kavgacı, asi, fanatik insanların bulunduğu yoğun problemleri olan bir topluluğa karşı görev yapılmaya çalışılmaktadır.

Cezaevi şehrin ortasında kalmıştır. Bu durum dışarıdan her türlü cismin içeri atılmasına imkan vermektedir. Çatıda, bahçede ve başka yerlerde ele geçirilen silahlar ve özellikle uyuşturucu maddeler buna örnektir.

Ziyaretçiler, jandarmalar ve personelle birlikte günde 5 bin kişilik bir sirkülasyonun yaşandığı cezaevinde hiç bir cumhuriyet savcısı görev almak istememektedir. Cumhuriyet Savcısı cezaevi yönetim kadrosunun tayininde yetkili değildir ve görüşü dahi alınmamaktadır. Buna karşılık cezaevi yöneti-cilerinin yetersizliğinden, kusur ve kasıtlarından kaynaklanan olayların hesabı Savcıdan sorulmaktadır. Bu durumda ortaya (yetki yok ama sorumluluk var) gibi bir sonuç çıkmaktadır.

Sorunların aşılabilmesi için koğuş sisteminin terk edilmesinin yanısıra bilgisayar sistemine geçilmesi, yönetimde insan faktörünün asgariye indirilmesi, denetim, gözetim ve aramalarda teknolojiden yararlanılması, cezaevi müdürlerinin hukuk fakültesi mezunlarından seçilerek hizmet içi eğitime tabi tutulması gibi önlemler alınmalıdır.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır