kapat

11.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )


Paris'in tam zamanı...

Şehrin en iyi otellerinden biri olan Concorde La Fayette'te yabancılık çekmeniz mümkün değil. Kahvaltıya indiğiniz anda kendinizi Türkiye'de hissediyorsunuz. Hiç abartmıyorum üç kişiden ikisi Türk. Avrupa ailesine gireceğimiz belli oldu ya "Artık ailedeniz" diyen kendini buraya atmış.

Paris şu sıralarda herzamankinden de güzel. Gerçi fırtına Millenium kutlamaları için cicili bicili süslenen şehrin fiyakasını biraz bozmuş, damları, bacaları uçurmuş ama hemen toparlamışlar. Bir tek parklarda, ormanlarda kökünden sökülen ağaçları kaldıramamışlar daha. Fırtına gerçekten korkunçmuş. Şemsiyesini açmak hatasına düşenlerin nasıl uçtuğunu anlata anlata bitiremiyorlar.

Bayram tatilinde basından bir grup arkadaşla ve De-Tur organizasyonuyla buraya gelmeye fırtınadan önce karar vermiştik. Fırtına biraz tedirgin etti, gitsek mi, gitmesek mi durumları yarattı ama iyi ki gelmişiz. Özellikle geceleri 30 katlı otelin çatısından Paris'i seyretmenin tadına doyum olmuyor. Eiffel'e yılbaşı için öyle bir ışıklandırma yapmışlar ki kelimelerle anlatmak imkânsız. Tam 3 milyon dolara yakın para harcanmış bu iş için. Gecenin karanlığında kule payetlerden yapılmış elbisesiyle ışıl ışıl parlayan incecik bir kadın silueti gibi duruyor.

Champs Elysees'nin başına, XVI. Louis ve Marie Antoinette'in de kafalarını giyotinde kaybettiği ünlü Concorde Meydanı'na yine rengarenk ışıklarla süslenmiş muazzam bir dönmedolap kurulmuş. Herkes sokaklarda.. Cıvıl cıvcıl, 24 saat yaşayan, neşeli, dinamik bir şehir.

Tabii şehre tepeden baktığımda aklıma yine güzel İstanbul'um geldiği için sinirlenmekten de kendimi alamıyorum. Onlar nasıl tarihi yapısını olduğu gibi koruyarak böyle düzenli, muazzam bir şehir yaratmışlar da biz sadece tarihi korumayı bile beceremiyoruz ve elimizdeki değerleri harap ediyoruz. Burada gecekondu yapmak isteyen hiç olmamış mı, olmuşsa onlarda demokrasi yokmuymuş ki herkes canının istediği köşeye evini, apartmanını dikip tapusunu alamamış.

Neyse, bunları bırakalım da gelelim Fransız mutfağına.. Gelmek zorundayız zaten çünkü Paris deyince yemeklerden sözetmemek haksızlık olur. Hele grupta Serdar Turgut ve İbrahim Bilik gibi iki gurme olunca bizim gibi Fransız mutfağının en iyi örneklerini tadabilirsiniz. Seyahat öncesi bir hafta kadar inceleyip araştırmışlar ve Basque'tan Provence'e, Alsace'a kadar her yörenin en lezzetli yemeklerini yapan restorantlarını seçmişler. Au Bascou, La Coupole, Le Dome ve daha birçokları.. Hayatım boyunca hiç üç günlük bir tatilde bu kadar çok restoran gezdiğimi hatırlamıyorum. Bu gezi bana iki haftalık rejime patlar arkadaşlar.

Ekonomik turlar
Ben turla çok fazla seyahat yapmadım ama bu bayram turundaki kalabalık Türk kafilelerini görünce De-Tur'a acaba Avrupa'ya turla gidilince böyle üç-dört günlük bir gezide kazanç ne oluyor diye sordum, oldukça fazla.. Kendiniz gelseniz sadece uçak 400 dolar, üç gece dört yıldızlı otelde konaklama da 500 dolar civarında, toplam 900 dolar ödüyorsunuz, turla ise kahvaltı dahil otel ve uçak ücreti 550 dolar.. Üstelik rezervasyon derdiniz yok, şehri gezdirme dahil her türlü kolaylık, eşyalarınızın güvenliği de onlara ait. Bayram dışında ise 375 dolardan başlayan, birkaç günlük çok daha ucuz özel paket turlar bulmak mümkün.

Benden hatırlatması, sömestr de yaklaşıyor şimdi karar vermenin tam zamanı..

Bakanlar ses verdi!
Sağlık ve Milli Eğitim Bakanları kayıp, ikisine de ulaşılamıyor demiştim; yanılmışım, kayıp değillermiş. Her ikisi de arayıp sorularımı cevapladılar.

Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'na okulların çoğunda eksik veya fazlasıyla hızlı eğitim yapıldığı için öğrencilerin her dersten özel öğretmen tutmak zorunda kaldıklarını anlattım ve sorunun nasıl çözüleceğini sordum. "Bizim sistemimiz okulda eğitimi esas alır, denetimi artıracağız" dedi. Bu sorun kısa sürede çözülmezse pankartla yürüyüş yapan öğrenci ve velilerin sayısı artar, söyleyeyim.

Sağlık Bakanı Osman Durmuş ise Bakırköy Devlet Hastanesi'nde başarılı olmasına rağmen siyasi nedenlerle başhekimlikten alınan ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen görevine döndürülmeyen Başhekim Dr. Faruk Tancar'la ilgili sorumu cevapladı. Ona göre neden "Hastanenin kâra geçememesi"imiş. Oysa Dr. Tancar'ın döneminde yolsuzluklar önlenmiş ve kâra geçilmiş. Ameliyathaneler modernize edilmiş, Kan Merkezi ile Türkiye'nin ilk Göğüs Kanseri Merkezi kurulmuş. 1997'de yine siyasi nedenlerle görevden alınıp, Mayıs 99'da Başbakan Ecevit döneminde tekrar göreve getirilmiş. Eylül 99'da ise Durmuş tarafından tekrar görevden alınmış.

Bu çocuk oyunu mu Tanrı aşkına? Her gelen bakan siyasi nedenlerle başhekimleri dama taşı gibi oynatabilir mi?

Yeni Başhekim Dr. Kemal Ulusal "Başkaları görevden alınınca normal de Dr. Faruk Tancar alınınca mı hukuk dışı?" diyerek bana kızıyor ama ben sözü geçen doktorların her ikisini de tanımam, sadece gönderdikleri belgeleri inceledim ve telefonda konuştum. Benim bütün itirazım mahkeme kararının bakan tarafından neden uygulanmadığına..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır