Bayram notları...
Köprü geçişi bedavaydı ya, trafiği görecektiniz siz...
Yüzbinlerce araba köprü istikametine doğru gitti, yüzbinlerce araba aynı yoldan dönüş yaptı.
Tabii şehrin içi de kitlendi. Kavşaklar kördüğüm oldu.
Hiçbir mesai günü, trafiği bu kadar sıkışık gördüğünüzü sanmam...
Yağmur ve fırtınaya rağmen yüzbinlerce araba yollardaydı.
Köprüyü anladık da acaba benzin de mi bedavaydı.
*
Bir iki kanal hariç, medya yine misyonunu ifa etti... Ne kadar rezillik, seviyesizlik ve müptezellik varsa, hepsini sergiledi.
Sorsanız halkımı tanıyorum diyecekler... Halbuki tanımak değil, halkıma bunu reva görüyorlar.
Ne yapsınlar.
Eldeki sermaye bu kadar.
Sepetteki pamukların hepsi bu işte.
*
Bayram notlarının arasında bir de trafik var tabii...
O'nsuz olmaz.
Toplam 57 ölü, 100'den fazla yaralı.
Ne bu?
Türkler bayram tatiline gidiyorlar... ya da bayram tatilinden dönüyorlar.
Kar, fırtına, kış, kıyamet, buzlu zemin, kaygan toprak... hiçbiri onları engelleyemiyor.
Geride kalmak, geçilmek... asla içlerine sinmiyor.
İleri...
Daima ileri...
Tam gaz ve son nefesine kadar sürat... Sollamak mümkün değilse bile bâri sağlamak.
*
Yoğun bir hafta başlıyor.
Gündemde üç konu var.
Birincisi... yarınki liderler zirvesi... Apo'nun akıbeti.
İkincisi... sessiz sedasız bir biçimde af tasarısının raftan indirilip tekrar masaya yatırılması... (Bence birincisi'yle ikincisi arasında ilişki bile olabilir.)
Üçüncüsü... Demirel'in görev süresine dair-zarif bir biçimde nabız yoklaması...
Bence nabız yoklaması yetmez.
Meseleyi artık meclise getirmeli...
Ve Türkiye, önünü görmeli.
*
Bayramda liderler ne yaptılar? Son notumuz da bu.
Demirel için Bayram farketmez.
O yine çalıştı.
Saatleri yine doluyordu.
Telefonların çoğuna bizzat kendi çıktı... Bazı telefonları da bizzat kendi çevirdi.
......
Ecevit Bayramda Ankara'da oturdu... Çalıştı, program yaptı.
Devlet Bahçeli, Osmaniye ve çevresini dolaştı. İnsanların arasına girdi. Hiçbir ayrım yapmadan, bütün partilerin Osmaniye İl merkezlerini ziyaret edip Bayram tebriğinde bulundu.
Recai Kutan, deprem bölgesindeydi. Vatandaşların dertlerini dinledi.
Çiller... deprem bölgesindeydi... Çadırkentleri ziyaret etti... Aç ve açık insanlara ilgi gösterdi. Onlara moral verdi.
Peki Mesut Yılmaz?
Mesut Yılmaz, özel bir uçakla yurtdışına gitti, Bayramı orada geçirdi.
Olabilir.
Bu bir tercih meselesidir.
Herkes nerede huzur ve rahat buluyorsa, tabii ki oraya gidecektir.