kapat

11.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber Ýndeksi
Yazarlar
Günün Ýçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Ýstanbul
Ýþte Ýnsan
Astroloji
Reklam
Sarý Sayfalar
Arþiv
Hazýrlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ.
CENGÝZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


"Gerçekçilik"...

Dýþ politika söz konusu oldu mu, bazýlarý "çok bilmiþ" bir eda takýnýp, "gerçekçilik" üzerine vaaz vermeye baþlýyorlar. Gerçekçilik, dýþ politikaya özgü ve ona özel bir özellik deðildir. Herhangi bir politika için de geçerlidir. Gerçekçilik kadar önemlisi "ilkelilik"tir. Ýlkesiz politika ne kadar dar görüþlü gözüküyor ve çið kaçýyorsa, dýþ politikada da böyledir. Kaldý ki, "gerçekçilik" iddiasý taþýyan dýþ politikanýn pek de "gerçekçi" olmadýðýnýn bir hayli örneði var.

Amerika'da yayýmlanan Commentary (Yorum) dergisinin Ocak 2000 sayýsý sayfalarýnda "American Power-For What?" (Amerikan Gücü-Ne için?) baþlýklý bir sempozyuma yer vermiþ. Amerika'nýn tanýnmýþ düþünce adamlarýndan 21'i bu konuyu tartýþýyorlar. Aralarýnda William F.Buckley, Francis Fukuyama, Owen Harries, Robert Kagan, Jeane J.Kirkpatrick, William Kristol, Joshua Muravchik, Joseph S. Nye Jr., Paul Wolfowitz gibi isimler var. Bu isimler arasýnda yer alan ve geçen yýl "Modern Liderlik ve Machiavelli" kitabýyla adýný bir kez daha öne çýkaran Michael Ledeen'in þu satýrlarý kuru "gerçekçilik"e dayandýrýlarak ileri sürülen "izolasyonist" dýþ politika anlayýþýný taržmâr ediyor:

"Siyasetçilerin ne vakit "istikrar"dan söz ettiðini iþitsem çýldýracak gibi oluyorum. Bu tür lâflar yorgun Avrupalýlara ve asab” Asyalýlara yakýþýr, bize deðil. Yaptýðýmýz hemen her þeyde, iþ hayatýndan teknolojiye, sinemadan savaþ yürütmeye kadar her alanda, dünyanýn en devrimci gücü biziz. Sadece statükoyu korumak için yabancý ülkelerde savaþamaz veya okyanusötesine para akýtamayýz. Dolayýsýyla, Realpolitik zemininde dýþ politika yürüten bir hükümete sarýlamayýz. Bir misyon duygusu taþýmadan, eski tip Avrupa ulus-devleti gibi davranacak her Amerikan yönetimine kamuoyunun karþý çýkmasý an meselesidir. Henry Kissinger'a sorun bakalým.

Ýþte bu yüzden, gerçekçilik pozisyonu gerçekçi bulmuyorum. Tek gerçekten gerçekçi Amerikan dýþ politikasý demokratik devrimi nerede ve ne zaman mümkünse, orada devam ettiren ideolojik yapýlý olanýdýr. Bush yönetiminin soðuk savaþtaki baþarýmýzý kutlayamamasýna ve Baþkan Bush'un Ruslarý ve Ukraynalýlarý hürriyetlerine kavuþmak yerine Komünist rejimi desteklemeye çaðýrdýðý o grotesk görüntüsüne hasta olmuþtum. Körfez Savaþý'ný Saddam Hüseyin'in can” rejimine son verecek þekilde mantýk” ve gerekli sonucuna eriþtiremediðimizde de çok caným sýkýlmýþtý..."

Bu zihniyetin, Çeçenistan konusunda nasýl bir tavýr takýnacaðýný zannediyorsunuz? Bu zihniyetin, önümüzdeki dönemde Amerikan dýþ politikasýna hakim olma ihtimalinin yüksek olduðunu bir kenara not edin; zira Ledeen, "idealizm ile realizm"in "optimal" bileþimini savunan ve Cumhuriyetçiler arasýnda aðýr basan "Neo-Reagancý" akýmýn mensubu...

Buradan gelelim Türkiye'ye... Hiçbir ülke, tarihinden, coðrafyasýndan, kültüründen ve insan hamurundan kopuk bir dýþ politika da güdemez. "Gerçekçilik"e bu unsurlarý da dahil etmek zorundasýnýzdýr. Bu anlamda, Türkiye'nin "gerçekçi" dýþ politikasý, tarihine, coðrafyasýna ve insan hamuruna dayalý olmak zorundadýr.

Türkiye kimdir? Türkiye nedir?
Türkiye, insan hamuru bakýmýndan, Anadolu'da yerleþik Müslüman çoðunluklu ahali ile Balkanlar ve Kafkasya'dan -daha düþük oranda Orta Asya ve Ortadoðu'dan- gelen Müslüman topluluklarýn kaynaþmasýndan oluþmuþ bir halka sahiptir. Tarih, Türkiye coðrafyasýnda, halkýmýzý böyle oluþturmuþ, bu hamurla yoðurmuþtur.

Bu nedenle, Kýbrýs kadar, Batý Trakya ve Bulgaristan kadar, Kuzey Irak; onun kadar Kosova ve Bosna-Hersek; bunlar kadar Kuzey Kafkasya ve Çeçenistan, bizim doðal ilgi alanýmýzdadýr. Zira, halkýmýz bu unsurlardan oluþmuþtur.

Çeçenistan'daki Rus haydutluðuna, biz Türkiye'de genel "insan haklarý ihlâlleri" penceresinden bakmakla yetinemeyiz. Orada olup-bitenler, bizim için, akrabalarýmýza yönelik soykýrým ve sürgün politikasý, akrabalarýmýzýn topraklarýnýn yýkýlýp yakýlmasý anlamýndadýr.

Bu gerçeði dikkate almayan hiçbir Türk dýþ politikasý gerçekçi olamaz!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr