kapat

19.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Patronlar Kürt değil insan hakları diyecek
Avrupa Birliği'ne adaylığımız tescillenince, iş alemi de, hızlı bir şekilde yeni gündem oluşturmaya başladı. İş dünyasının en büyük sesi olan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nin önümüzdeki günlerde hangi konuları masaya yatıracağı merak konusu.

Hükümet programına tam destek verdiklerinden ve henüz eleştirilecek bir tarafı da olmadığından işadamlarının gündemi Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde ekonomik ve sosyal konular olacak. Demokratikleşme ve insan hakları bir numaralı gündem maddesi.

TÜSİAD'ın Cuma günkü Yönetim Kurulu toplantısına Başkan Yardımcısı Lütfi Yenal, elinde Türkiye'nin lehine kullanılabilecek çok ilginç bir raporla geldi.

Avrupa'nın en saygın araştırma ve eğitim kurumu IMD'nin bu yıl yaptığı "Fırsat eşitliği" isimli araştırmada, aralarında İsviçre, Kanada, İngiltere, İtalya ve Amerika'nın da bulunduğu 47 ülke arasında fırsat eşitliğinde Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Yani dil, din, ırk, soyağacı, cinsiyet gibi ırkçılık sayılabilecek konularda en iyi ikinci ülkeyiz. Olaya Kürt hakları değil insan hakları olarak bakacaklarını defalarca söyleyen patronlar, bu raporu önümüzdeki günlerde kamuoyuyla da paylaşma kararı aldı.

TÜSİAD üyesi İshak Alaton'un Ekim ayında Stokholm'de Avrupa'daki Kürtlerle bir araya gelip konuştuğu biliniyor.

İşadamları, Avrupa'daki Kürtlerle temaslarını kesmiyor.

Zaten Avrupa Birliği'ne giden yol üzerinde en çok çalışılması gereken konulardan biri insan haklarıydı. Şimdi Avrupa'daki Kürtler'le yeni yaratılan barış ortamında bir kampanyaya gidebileceği tartışılıyor.

TÜSİAD, bundan sonra sedece Kürt hakları değil insan hakları üzerinde birleşmeyi öngörüyor.

Bankacılar ne konuşuyor?
Kim kiminle birleşecek? Hangi bankaya kim talip? Üst düzey bankacıların şu sıralar en çok konuştuğu konu birleşmeler. 2000 yılında en büyük birleşme ve satın almaların bankacılıkta gerçekleşmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Hal böyle olunca, sohbetlerin en gözde konusu da bu oluyor. Türk bankalarına gözünü diken yabancı bankalar arasında Deutschebank, Citibank, ING Barings, Hong Kong Shangai Bank, Societe General ve Avrupa'nın beş büyük bankası arasında olan ve birleştikten sonra Central Hispono adını alan İspanyol Banco Santander'in olduğu söyleniyor. Kapalı kapılar ardındaki görüşmelerden henüz kimsenin haberi yok. Ancak, bankacılar, Akbank, Yapı Kredi ve İş Bankası'nın isimlerinin önüne ya da arkasına yabancı takıları şimdiden yakıştırmaya başladılar bile.

Kızacak biri varsa...
Mavi Akım Projesi'yle ilgili pek çok eleştiri var. Rus doğalgazının Karadeniz'in altından geçecek boru hattıyla Türkiye'ye ulaşması demek olan Mavi Akım işi Rus şirketi Gasprom'un oldu. Bu şirketin de boru döşeme işini Haznedaroğlu isimli şirkete verdiği belirtiliyor. Eleştiriler arasında bu projeyle Türkmen ve Azeri doğalgazının önünün kesilmesi de dahil pek çok konu var. Rusya'da en çok iş yapan şirketlerden Enka'nın patronu Şarık Tara'ya siz ne düşünüyorsunuz diye sordum. Çarpıcı birkaç cümlesi şöyle: "Mavi Akım en çabuk hayata geçmesi beklenen proje, herşeyi uygun. Riski az. Tabii ki sadece Rusya'dan almayalım. Türkiye'nin doğalgaza ihtiyacı var. Diğer ülkelerden de alınarak çeşitlendirme yapmak gerekir. 'Rusya vanayı canı isterse kapatır' deniyor. Niye kessinler? İşi Rus firmasının alması eleştiriliyor. Buna şayet kızacak biri varsa o da biziz. Rusya'da 9 milyar dolar iş yaptık. Ama kızmıyoruz. Karar doğrudur."

Nadir hayal mi kuruyor?
Asil Nadir, 1997'de Türkiye'de yeni yatırımlara soyunacağını bir toplantıyla açıkladığında, İngiliz The Observer gazetesi, KKTC'deki 5.2 milyon dolarlık mevduatı bile ödemekten aciz olan Nadir'in hayal kurduğunu yazmıştı. Aradan yıllar geçti. Sessizliğini asla bozmayan Nadir, Anka şirketi aracılığıyla değeri en az 50 milyon dolar olan Deniz Nakliyat'a talip olunca gündeme geldi. Buraya kadar sorun yok. Ancak öğrendiğime göre, Beykoz'da 9 katlı bir binayı işyeri olarak kiralayan Nadir, aylık 10 bin dolarlık kirayı zorlanarak ödüyormuş. Önceleri kirayı almakta zorlanan mülk sahibinin icraya bile gittiği ancak şu anda ödemelerin düzenli yapıldığı belirtiliyor. İşin ilginç yanı, Nadir'e yakın çevreler koskoca binada Nadir, sekreteri ve güvenlik görevlisinden başka kimsenin olmadığını söylüyor.

Oyunu kurallarına göre oynayan (!) Nadir, yabancı misafirlerini genelde buraya getirir ve "işte yeni binamız" dermiş. Ama binadaki insan sayısı bir türlü artmazmış! Nadir önceleri, Beylerbeyi'de süper lüks butik otel Pasha Bosphorus'da kalmıştı ve yaptığım bir araştırmada geceliği 500 doları bulan odalardan 8'ini tutan Nadir'in sırf otel masrafının 25 milyarı geçtiğini yazmıştım. Masrafını düzenli ödeyip ödemediği bilinmez ama Nadir'in şu sıralar oturduğu yalının sahibiyle de başı dertte. Yalının sahibi Sağlam Akar, Nadir'i Eylül'den beri çıkartmaya çalışıyor. ABD'de oturan Akar'ın Nadir'i icraya verdiği, aylık 10 bin dolar olan kirayı önce sıkıntılı tahsil ettiği ama şimdi ödemelerin vaktinde yapılmasına rağmen, yalıyı en geç Ocak'ta boşaltmasını istediği belirtiliyor.

Merak edilen ise şu: 50 milyon dolarlık bir şirkete talip olan Nadir nasıl oluyor da 10 bin dolarlık kiralarla ilgili sorun yaşıyor? Nadir basınla konuşmadığı için bu soruları kendisine soramadım. Ya da Türkiye planlarının ne aşamada olduğunu...

ŞELALE KADAK


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır