kapat

15.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Para mı yoksa inanç mı?...

Alın işte size koca bir gerçek... İnanmak mı, yoksa para mı?... Para ile her kapıyı açarsın, istediğin yere girer, istediğini yaptırır, istediğin gibi at oynatırsın ama arzu ettiğin yere yine de gelemezsin. Çünkü paranın yanında onunla paralel gitmesi gereken bir de ruh, bir başka deyimle inanç gelir. Eğer insan bir gaye uğruna çalışmıyorsa, bir inancı yoksa ona ne kadar para versen boşa gider. Hatta hatta ceplerinden altınlar dökülse, eğer o insan inanmamışsa kendisinden hayır beklemeyin. Çünkü maddi varlıkların hayaline kapılmıştır, kafası onlarla doludur, yapacağı süfli işleri düşünür. Sonunda hedeften sapar ve bir hiç olur.

İşti bizim FENERBAHÇE bugün bu durumda... Toplama takımla ne kadar başarılı olunursa o kadar başarılı oluyor!... Geçenlerde antrenmanlarına gidip, şöyle yakından bir izleyeyim dedim.

Daha doğrusu biraz nabız yokladım. Yıllarca gönüllerde yer etmiş Sarı-Laciverli renklerin temsilcileri ne yapıyorlar, ne ediyorlar bir göreyim dedim. Gerçi o gün yaptığım resimli haberlerde biraz bu konulara değindim ama şu an yani şu Pendik-Fenerbahçe maçının son noktasını koyan düdüğün çalındığı an, bazı gerçekleri söylemenin zamanı geldiğini anladım.

Gerçeklerden bahsedecek olursam, daha o gün Fenerbahçe'nin Başkanı Aziz Yıldırım ile bir çay içimi süresince yaptığım sohbette ümitsizliğe düşmüştüm. Çünkü Başkan bana devamlı altyapıdan bahsetmeyi tercih etti. Daha sonra yeni antrenör nezaretindeki çalışmayı izlerken ise, yüreğime ateş düşmüştü. Futbolcular sahaya öyle bir çıktılar ki, gerek düz koşularda, gerek kültür fizik hareketlerinde adeta "Zaman geçse de çekip gitsek" diyorlardı. Aralarında bir dayanışma, bir sevgi görülmediği gibi antrenör yardımcısının sözlerini dahi duymazlıktan geliyorlardı. Zaten yarısı bizden, yarısı başka ülkelerden olan oyuncular arasında hiçbir sıcaklık yoktu. Pekiyi bu adamlar kendi aralarında sıcak değillerse, o lisanı bilmedikleri gibi, buz gibi antrenörleriyle nasıl bir iletişim kurabileceklerdi?... Aracılarla, vasıta ile bu sıcaklık, samimiyet, arzu, çalışma köprüsü ne kadar kurulabilir görülüyor.

Evet, ceplerine dünyanın parasını koyup, aldığımız bu yerli, yabancı futbolcular Fenerbahçe'yi bu hale düşürdü... İşte cepleri para dolu olan robotlardan ancak bu beklenirdi... Yazıklar olsun!... Bakın yemin ediyorum, eğer dün Pendik Spor'un karşısında Canavar Burhan, Lefter, Can Bartu, Şeytan Rıdvan'dan kurulu bir takım çıkarsaydık inanın daha iyi netice alırdık. Bu arada semtleri ve takımları için canla başla ve centilmence mücadele eden Pendik Spor'un bütün futbolcuları ve yöneticilerini kutluyorum. Bana kalırsa bu maçın video kasetini Fenerbahçeli futbolculara günde 3 kez izletme cezası verip, onlara paranın dışında ruhun, arzunun ve isteğin de ne kadar önemli olduğunu anlatmak lazım. Doğrusu televizyon başlarında ve stadyumlarda bu ruhsuz sporcuları seyrederken gözyaşı döken, kahrolan taraftarları gördükçe perişan oluyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır