Deprem falı...

Önceki gün... Yörede bazı okullar boşaltılıp bir de tatil ilan edilince, fısıltı gazetesi deprem olacak diye hemen yayına başladı.

Halbuki o okullarda hasar tespit edilmiş, acele onarım kararı alınmıştı... İşin doğrusu buydu.

Ama kimse inanmadı.

Herkes kendini sokağa attı.

Sahiden de deprem olmaz mı?

4.7 şiddetinde bir deprem.

Bence tesadüftü.

Anlatamazsınız.

Hurafeler galip geldi.

*

Şimdi 14-17 Aralık arasında bir deprem olacağı öne sürülüyor.

Marmara Bölgesi, iğne üzerinde oturmaktadır.

Peki, bilim öldü mü?

Depremler, hani önceden bilinemezdi.

Başbakan'ın söylediğine göre, dış kaynaklı bilimsel kurumlardan biri hükümeti uyarmış. Hükümet de bizi uyarıyor:

-Allah İstanbulumuzu korusun.

Böyle bir lâf işte.

Çok tuhaf.

*

Uyarmak yetmez.

Daha doğrusu, uyarmak marifet değil.

Siz o bilimsel kurumu eğer ciddiye alıyorsanız, İstanbul halkını uyarmakla kalmayıp, mecburi bir tedbire de zorlayacaksınız.

Açıkca diyeceksiniz ki:

- Sokaklarda mevzilenin... 3 gün evlere girmeyin...

Evet... Ciddiye alıyorsanız bunu diyeceksiniz... Eğer ciddiye almıyorsanız, o zaman da boş konuşmayacak ve insanların yüreğini kaldırmayacaksınız.

*

Şu sıralar yüzlerce, binlerce, küçüklü büyüklü deprem olduğu için, falcılığın da bir riski kalmadı galiba.

Deprem olacak dediniz mi, gerisi kolay... Çünkü 2.3 yahut 3.7 gibi bir sarsıntı bile sizi haklı kılar... Tahmininiz doğru çıkmış sayılır.

Hangi bilimsel kuruluşsa o... Hükümete bilgi veriyor öyle mi?

- Deprem olacak.

Vay vay vay...

Acaba şiddetini de söyleyebiliyor mu?

Söyleyebiliyorsa bizimkiler saklıyor mu?

Efendim, bizimkiler sadece uyarıyor.

Ben de diyorum ki: Uyarmak yetmez... Çıkın sokağa, terk edin evleri diyebiliyor mu hükümet?

Hayır.

Öyleyse ne işimize yarayacak uyarılmak?.. Herkes herkesi her gün uyarıyor zaten... Işıkara Hoca, depreme karşı tedbirli olmamız gerektiğini ta 16 Ağustos'tan beri belki bin keredir söylüyor.

*

Ankara bence yanlış yaptı.

Ya hiç telaffuz etmeyecekti, ya da bir tebliğle İstanbul'u resmen sokağa indirecekti.

Bunu göze alamayıp sadece uyarmak biraz gayri ciddi gibi geldi bana.

Şimdi ne olacak?

Marmara ve İstanbul sallanırsa:

- Biz uyarmıştık.

Sallanmazsa zaten mesele yok.

Bilim'in cahillere devrini çok görmüşüzdür ama siyasetçilerin hurafelere karıştığını ilk def'a görüyoruz.

Umarız ve dileriz, bu satırlar size ulaşana kadar bir düzeltme yapılır.

Yanlış anlama var deyince, zaten akan sular durur.