Alaattin Çakıcı'yı Türkiye'ye getiren 4 Türk polis devlet memuru gibi değil, Çakıcı'nın özel koruması gibi davrandı. Çakıcı'ya "Alaattin Abi" demeleri dikkat çekti

"BABA"YA LAF YOK
Çakıcı'yı Türkiye'ye götürmekle görevli polislerin şefi, sürekli "Alaattin Abi" diye hitap ederek saygıda kusur etmiyordu. Polisler fotoğraf çekilmesini engellemek için ayakta dolaşarak perdeleme yapıyor, Çakıcı'nın özel korumaları gibi davranıyorlardı.

Çakıcı bir ara sigara içmek istedi ancak hostesler yasak olduğu için izin vermedi. Yolcular, polislerin sert tutumlarına tepki göstererek tartıştı. Çünkü polisler, fotoğraf çekilmesini önlemek için uçağın ışıklarını yolculuk boyunca kapalı tutturdu. Türk yolculardan bazıları Çakıcı'ya geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

FOTOĞRAF ZAMANI
Birkaç kez Çakıcı ile selamlaştım ve fotoğrafını çekeceğimi işaret ettim. Yemek servisi başladı. Balık, salata, makarna ve pastadan oluşan mönüyü polislerin iştahla yediklerini ve dikkatlerinin dağıldığını görünce harekete geçme zamanının geldiğine karar verdim. Hızla küçük fotoğraf makinemi çıkarıp bir kare çektim. Hostesler ve korumalar hemen üstüme atlayıp makinemi istediler. Filmi çıkardım ve çorabımım içine koyduktan sonra makineyi verdim. Polislerin arasında Çakıcı'nın fotoğrafını çekmeyi başarmıştım. Tarihi fotoğrafı çektiğim bu makineyi, işadamı Sakıp Sabancı, Amerika gezisi sırasında Boston'da Yahudi bir tüccar ile sıkı pazarlık yaparak almıştı. Sabancı'nın sağlam pazarlığı sayesinde 120 dolara aldığım bu küçük makinem büyük bir iş başarmıştı.

POLİSTEN TEHDİT
Uçak, saat 00:30'da Atatürk Havaalanı'na indiğinde sıkı güvenlik önlemleri alındığını gördüm. Uçağın içinde fotoğraf çekmeye başladım. Polislerin şefi, üstüme saldırdı. Bir taraftan makinemi almaya çalışırken bir taraftan da "Alanda emrimde 200 polis var. Seni hemen aldırırım" diyerek tehdit yağdırdı. Basın mensuplarını tartaklayarak Çakıcı'yı uçaktan indirdiler. Havaalanı zırhlı araçlar ve polis kaynıyordu. Çakıcı, yoğun güvenlik önlemleri arasında zırhlı araca bindirilerek Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Sonuçta dayak da yedik. Bunca yıllık gazeteciyim ilk kez böyle bir olayla karşılaştım. Polis ekibinin tutumunu anlamakta hâlâ zorluk çekiyorum.

Sıra Ağca'da mı?
İdamın kalkacağı sinyali Ağca'nın da İtalya'dan iadesine yol açabilir

Türkİye'de idam cezasının kalkacağı sinyallerinin ardından Avrupa ülkelerinde tutuklu bulunan Türk vatandaşları için iade yolu açıldı. İdam edilmeyeceği kaydı ve kendi rızasıyla Alaattin Çakıcı'nın iade edilmesi Abdi İpekçi cinayeti zanlısı Mehmet Ali Ağca'nın da iadesinin gerçekleşebileceği olasılığını doğurdu.

Papa 2'nci Jean Paul'e 13 Mayıs 1981'de suikast girişiminde bulunmaktan İtalya'da ömür boyu hapse çarptırılan Mehmet Ali Ağca için iade yolu aslında bu yılın başlarında açıldı. Papa, kendisini vuran Ağca'yı affetmek istediğini belirtince, İtalyan makamları da konuyu incelemeye aldı. 19 yıldır İtalya'nın Ancona Cezaevi'nde yatan Ağca'nın Türkiye'ye iadesi kaydıyla affı, İtalya Adalet Bakanlığı'nda bekliyor. Ancak iade önündeki en önemli engel Türkiye'de idam cezasının olması. Türk makamları idam cezasının uygulanmadığını öne sürseler de Avrupa ülkeleri yasalarında idam cezası bulunan bir ülkeye suçlu iadesi gerçekleştirmiyor.

Avrupa Birliği aday ülke statüsü alındıktan sonra Başbakan Ecevit'in idam cezası kalkacağı yolundaki açıklamaları AB ülkelerini biraz olsun rahatlattı.

OLAY TAN