Tecavüz konusu bitecek gibi değil. Kadın-erkek herkesin, nedeni ne olursa olsun tecavüze karşı çıkması gerekirken, bazı erkeklerin bunu matah bir işmiş gibi savunması işi bu noktalara getiriyor işte. Bugün, bu konuyla ilgili bana gelen yanıtlardan bir seçme yaparak, sizlerin bu konuda neler düşündüğünüzü aktarıyorum.
Mehmet Necati Göksoy: "Hıncal bütün kadınlardan özür dilemeli, sözünüze katılıyorum. Bu konuyla ilgili yazısında yaptığı basit yazılım oyunlarıyla bir de anlamayanlardan özür beklemesi durumu iyice vahimleştiriyor. Birçok yetişkin ve çocuğun hayatını zindana çeviren ya da ölümüne neden olan tecavüz olayı sadece feministlerin konusu değil."
Leyla Bahtiyar: "Bence Hıncal Uluç'un arkadaşlarının söylediği şuydu; kadınlar sevdiği erkeğin biraz aşırı da olsa ısrarından hoşlanır. Ama sevdiği erkek ile olursa. Yoksa hiçbir kadın, eli bıçaklı bir sardrganı hayal edip mutlu olmaz. Nasıl ki hiçbir insan bir katille yüzyüze gelerek mutlu olmayı düşleyemezse.."
M. Gökhun: "Tecavüz konusundaki düşüncelerinize katılıyorum ve bu suçun erkeklere mahsus bir suç olmasından dolayı bir erkek olarak utanç duyuyorum. Ayrıca kadınların tecavüzden hoşlanabileceği gibi bir düşünceye sahip olanların kendilerine tecavüz edilse neler hissedeceklerini merak ediyorum."
Adını vermeyen bir erkek doktor: "Kotlu bir kadına tecavüz etmek, isteği dışında ve şiddet kullanmadan mümkün değildir. Bırakın kotluyu, çırılçıplak bir kadına da şiddet ve zor kullanmadan tecavüz olası değil. Yazınızda ilginç bir not var:
Kadın tecavüze uğradığını değil, erkek etmediğini ispat etmek için uğraşmalı, diyorsunuz. Olur mu? Kadının isteği dışındaki cinsel ilişkinin en kuvvetli delili kadındadır. Önce kadın bir cinsel ilişki olduğunu ve bunun isteği dışında olduğunu ispatlamalıdır."
Vivet Kanetti: "Diyelim ki bazı kadınların böyle fantazmaları var. Fantazmalarla hakikat arasında kimilerin çok şükür ki hayat boyunca aşmadıkları, aşamadıkları bir uçurum vardır.
Bilinçli insanın büyük özelliği ve hayvandan muhteşem farkı, fantazmalarla gerçek hayat arasında yapabildiği ayırımdır. Örneğin bir insan hayalinde küçük bir çocukla sevişiyorsa bu elbette topluma karşı işlenmiş bir suç değildir, sadece kişinin bu hayalini hayata geçirmesidir suç olan. Fantazmalar evreniyle gerçeklere aynı düzlemde ele almak ise, bir suç değilse de muhakkak ki, bir cehaletin göstergesidir."
Emre Sivrihisarlı: "Kadın tecavüze uğradığını değil, erkek etmediğini ispat için uğraşmalı, diyorsunuz. Ben hukukçu değilim ama sanırım bu lafın geçersizliğini anlamak için hukukçu olmaya gerek yok. Bu durumda iki olasılık var; ya konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi değilsiniz ya da biliyorsunuz fakat feminizm adına bir istisna yaratılmasını talep ediyorsunuz. Lütfen bu yazdıklarımdan bir erkek olarak tecavüze hoşgörülü baktığımı düşünmeyin. Sizinle sonuna dek hemfikirim."
Gülnur Seyhanoğlu: (Bu mektup aslında Uluç'a yazılmış, bana da gönderilmiş.) Jodie Foster'in tecavüz kurbanını canlandırdığı "Sanık" filminin orijinal afişinde bir cümle vardı: Kurbanın da masumiyetini kanıtlamak zorunda olduğu tek suç! İtalya'daki olayda yargıçların konuya bilimsel yaklaştığını, adil bir karar verdiğini iddia ediyor, neredeyse alkışlıyorsunuz. Elinizdeki tek bilimsel kanıt ise tecavüzcü Coşkun'la yapılan sözümona deney. Peki o kadının o sırada ne durumda olduğunu, orada niçin bulunduğunu, herhangi bir tehdit alıp almadığını nereden biliyorsunuz?"
