kapat

17.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Ankara'dan Clinton geçti

Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, eşi Samia Hanım'ı Başkan Bill Clinton ile tanıştırırken "hakimdir" diye söze başladı:

- Anayasa Mahkemesi'nde görev yapıyor... Bizim Meclis'te aldığımız kararları zaman zaman bozuyorlar.

Clinton güldü:

- Oh, oh... Demek akşamları evde gürültü çıkıyor.

Samia Akbulut da güldü:

- Hayır... Evde tartışma olmaz... Meclis nasıl görevini yapıyorsa, Anayasa Mahkemesi de öyle.

***

Büyüklerimiz "Doğu'ya giderken" pahalı hediyeler götürürler.

"Doğu'dan gelenlere" verilen hediyeler de yine pahalıdır.

Binlerce dolarlık "ipek halı" gibi.

Ama masafir "Batılı" ise...

"Ölçü" değişiyor.

TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, ABD Başkanı'na bir "gümüş ibrik" armağan etti.

Hillary Clinton'a da, "aynı ibriğin küçüğünü."

Yıldırım Bey'e sorduk:

- İki hediyeye "kaç para" verdiniz?

- 245 doların üzerine çıkmamamız gerekiyordu... Zira Amerikan yasaları öyle... Biz de "bu ölçüye" dikkat ettik.

***

Padişah Abdülhamid'in elinden "marangozluk geldiğini" biliyor muydunuz?

1876'dan 1909'a kadar tahtta kalan Abdülhamid, boş zamanlarını saraydaki marangoz atölyesinde geçirirdi.

Oymacılıkta ustaydı.

Dünya lideri Clinton, Ankara'daki temasları sırasında "padişahın marangozluğunu" da öğrendi.

Ve Abdülhamid'in oymacılığına hayran kaldı.

"Nasıl" mı oldu?

Abdülhamid'in "el yapması" bir masası var.

Cumhuriyet'ten sonra, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından kullanıldı.

Şimdi ise...

Yıldırım Akbulut'un danışmanı, eski milletvekili Orhan Demirtaş'ın odasında.

Clinton, Meclis'e gelince...

TBMM Başkanı'nı ziyaretten önce, Demirtaş'ın odasında bir süre dinlendi.

Dinlenirken de "etrafı" inceledi.

Ve "padişah yapımı" oymalı masaya hayran kaldı.

***

Bir ayrıntı da önceki geceden...

Çankaya'daki yemek sona erdi.

Davetliler, Köşk'ten ayrıldılar.

"İki aile" ise...

Demirel'in "makam odasına" gittiler.

Clintonlar ve Demireller.

Makamda, Clinton'ın bir ricası oldu.

- Amerika'yı arayabilir miyim?

Demirel hemen "makamın bitişiğindeki odayı" açtırdı.

ABD Başkanı "oraya" geçti.

"15 dakika kadar" telefonla konuştu.

Sonra "makama" döndü.

Ve bir süre "günü" konuştular.

Clinton "çok verimli geçti" diye söze başladı:

- Her şeyden memnun kaldım... Türk insanı çok samimi... Bize dostça davranılıyor... Türkiye'nin görüntüsü ise... Çok düzgün... Modern bir ülke... Bu ülke, Avrupa'nın dışında kalamaz.

Söz bir ara "Demirel'in odasından" açıldı.

Oda "müze gibi."

Bayan Clinton "etkileyici" dedi:

- Zevkle döşenmiş... İnsan sanki tarihte gezinti yapıyor... Odada, çok çalışan bir insanın izleri var.

***

Dün Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer'le konuştuk.

"Çok iyi gidiyor" dedi:

- Tunceli'de iki baraj... Muş'ta Alpaslan-2 barajı... Zap Suyu üzerinde Hakkari Barajı... Hepsi de yüzde yüz kredi ile yapılacak... Anahtar teslimi.

Amerikalılar'ın "böyle yatırımlara" girmeleri güzel.

Ve özellikle de Tunceli'de... Muş'ta. Hakkari'de yatırıma soyunmaları.

Clinton'ın ziyareti, deprem nedeniyle "yas tutan ülkemize" moral oldu.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır