kapat

17.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


İrlanda'da Osmanlı futbol takımı..

İrlanda'da bir sahil kenti var.. Bu kentin de kendi adını taşıyan bir futbol takımı.. Drogheda!..

Kentin ve takımın simgesi ayni.. Osmanlı Hilali.. Neden?..

Kraliçe Viktorya devrinde İrlanda'da büyük bir kıtlık olmuş.. Halk açlıktan kırılıyor. İrlanda, İngiltere'nin sömürgesi ya adı üstünde, yüzyıllardır sömürüyor.. Sıra gelmiş İngiltere'ye.. Aldıklarının birazını geri verecek ki, Ada halkı kurtulsun..

Fevkalade bonkör Kraliçe 3 bin altın emretmiş, yardım olarak..

Tabii 3 bin altın size fazla birşey ifade etmiyor, o devirde ne işe yarar diye..

Şimdi edecek..

Osmanlı Sultanı da yardımına koşmuş İrlanda'nın.. Ne kendisinin, ne de tebasından herhangi birinin ayak basmadığı, belki adını bile duymadığı bu ülkeye.. Ve de nasıl koşmuş bilir misiniz?..

Tam 100 bin altınla.. Kraliçenin yardımını 30 kez katlayarak..

Kraliçe hazretleri teşekkür edeceğine, Osmanlı yardımını, yani 100 bin altını nakit ve yiyecek maddesi olarak tıka basa taşıyan Osmanlı gemisinin Dublin limanına yanaşıp yükünü boşaltmasına izin vermemiş. Gemi de kuzeye yönelmiş ve bu minik kentin limanını uygun bulup yanaşmış..

İşte Osmanlı'nın bu akıllara sığmaz insalcıl yaklaşımıdır ki, kente Osmanlı Hilalini bayrak diye çektirmiş ve bugünkü futbol takımının da simgesi olmuş..

Sevgili Ağabeyim Taner Baytok da, İrlanda'da büyükelçi iken, bu kentin meydanına olayı hatırlatan bir anıt diktirmiş..

İrlanda için İngiltere'nin ilk ve son sömürgesi diyorlar..

Hem de nasıl sömürmüşler..

Çocukların ilkokuldan öteye okuması yasak.. Oraya gidebilmek için için de bin güçlük, onbin engeli aşmak gerek..

Adada yaşam, tarım üzerine.. Ama İrlandalı'nın zengin olma hakkı yok.. Koyunlarını satması yasak.. Bir İrlandalı en fazla 20 liralık bir at sahibi olabilir o kadar. Daha kıymetli, ya da daha fazla atı olması da yasak..

Herşeye vergi koymuşlar, elde avuçta kalanı da topluyorlar..

Sefiremiz Gülsüm bana kenti gezdiriyor, sağolsun.. Günaltay'ın işleri yüklü, beni eşine emanet etti. Harika bir kent turu yaptık..

Kentin ortasından geçen kanalın üzerine bir köprü yapmış İngiliz.. Başına da bekçiler koymuş ki, gelen geçenden yarım kuruş vergi alınsın. Bu yüzden Ha penny (Half a penny'nin halk ağzında aldığı şekil) köprüsü olmuş adı..

Bir enfes tarihi binanın önünden geçtik.. Bütün pencereleri taşla örülmüş..

İngilizlerle savaş sırasında kale olarak kullanmış olmalılar bu taş binayı..

Hayır.. Zamanın İrlanda parlamentosu imiş ve İngilizler pencere vergisi koyduklarından, bir protesto olarak binayı böyle inşa etmişler..

Pencere vergisi.. Vergici İngiliz geliyor, evdeki pencereleri sayıyor ve ona göre vergi koyuyor, iyi mi?..

Büyük postaneye de götürdü Gülsüm beni.. Michael Collins filmi burada orijinal mekanda çekilmiş.. Kurşun izleri hala duvarlarda..

Ezmiş, sömürmüş, tüketmiş, bitirmiş İngiltere İrlanda'yı.. Yetmemiş, bir de bölmüş..

Peki nasıl ayağa kalkmış İrlanda.. Nasıl yenmiş güçlükleri?..

Az sonra.. Değil tabii.. Cumaya..

Panter!..
Kendi kendine "Panter" adını takmış Emel diye bir hatundan bir faks aldım.. Aman tanrım, ne bozuk türkçe ve ne çirkin saldırmış bana..

Panter saldırısı sanmayın sakın.. Komik.. Öyle güldüm ki..

Gazeteye geldim ki, meğer sadece bana fakslamamış. Kitap Fuarına gitmiş, elden, girene çıkana dağıtmış.. Arkadaşlardan birinin lisedeki oğlu almış eve getirmiş, o da bana getirdi. Ayni bana gelen faks..

"Kim bu kadın yahu" diye soruşturdum..

"Reklam meraklısı bir üşütük" dediler..

O zaman kendisine yardımcı olalım, dedim ve adını işte köşeme yazdım..

Ama adını yanlış seçmiş.. Bu kadar komiklik yapana, panter değil, başka ad verirler, benim bildiğim!..

Hadi yeni fakslar çek de, beni biraz daha güldür, ne olur!..

Küreselleşme?..
Siyasal dünyamıza yeni bir sözcük girdi.. Küreselleşme.. Ya da da entel olalım, globalleşme..

Nedir bu küreselleşme..

Uğur Pembecioğlu bir tarif bulmuş internette..

"Bir Mısırlı playboy ile yaşayan İngiliz Prenses, İskoç viskisi ile sarhoş olmuş bir Belçikalı şöförün sürdüğü motoru Hollanda'da yapılmış bir Alman arabasında, bir İtalyan paparazzi tarafından takip edilirken bir Fransız tünelinin duvarına çarptığında bir Amerikan doktor tarafından kurtarılıp, Brezilya ilaçları ile tedavi edilirken ölür.

İşte bu küreselleşmedir."

İrlanda medyası ve bizimkiler!..

İrlanda'da da, dünyanın her yerinde olduğu gibi pislik gazeteler çıkıyor. Başından sonuna asparagasa dayalı rezil üretme haberler.. Bu gazetelerin ciddiye alındığı görülmemiştir..

Bizim medya hariç..

Bu pisliği sadece biz "gazete" yerine koyar, bunların haberlerini naklederiz..

Kendi kafamız da ayni yöndedir de ondan mı, demek istemiyorum, ama başka ne diyebilirim ki?..

İrlanda'da üç ciddi, üç etkili, üç ağırbaşlı gazete de var.. Examiner, Times ve Independent.. Ayni adı taşıyan İngiliz gazeteleri ile bağları da var..

Bu gazeteler, başından beri tam bir fair play örneği verdiler.. Kendi federasyonlarını yeterince misafirperver olmamakla suçladılar. Antrenman sahası konusunda bizim yanımızda yer aldılar.

Bunları gazetelerinizde belki de okumadınız..

Ama News of the World adlı pisliğin, stada tabanca ile girmek konulu asparagası hemen, büyük alıntılarla bize yansıtıldı..

İrlanda basınını doğrudan izleyemeyenler de, sandılar ki, İrlanda'da iğrenç bir futbol taraftarı, iğrenç bir medya var..

Hayır!..

Dünyanın en güzel seyircisi İrlanda'da.. Dünyanın en fairplayci medyası da..

Sadece bize değil, tüm dünyaya örnek olacak kadar.. Times, Independent, Türkiye'de nasıl muhteşem karşılandıklarını, Bursa'nın nasıl şirin bir şehir olduğunu, anlata anlata bitiremiyor ve "Bizi nasıl kandırmak istemişler" diye ateş püskürüyorlar..

Bakın şu satırlar bir İrlanda gazetesinde, Examiner'de yer aldı:

"İrlanda futbol takımı Bursa'ya kendi rüyalarını gerçekleştirmek için geldi. Hem de bu yıl bu ulusun bütün rüyaları kabusa dönüşmüşken..

İrlanda rugby takımı Dünya Şampiyonasında aşağılandı. Dunhill golfçüleri zaferin

tam eşiğinde, son delikte yenildiler.. Arka arkaya iki maçta uzatma dakikalarında yenen goller Avrupa Finallerine doğrudan gitmemizi engelledi. En sonunda da cumartesi gecesinin belirsiz penaltısı geldi.

Hiç şüphe yok ki, burada bir galibiyet bütün ulusa fena halde ihtiyaç duyduğu psikolojik gücü verecek.

Ama zaten kesin olan birşey var.. Türkiye'nin zafere ihtiyacı daha büyük!.."

Uzun uzun depremi anlattıktan sonra "Türklerin bu galibiyete bizden fazla ihtiyacı var" diye yazabilen bir İrlandalı meslekdaşım olması beni gururlandırıyor.

Teşekkürler Diarmuid O'Flynn!..

SEVDİĞİM LAFLAR
Büyük adamın hatası da büyük olur.

Musevi Atasözü (Teşekkürler Serkan)

BİZİM DUVAR
Çelişkiye bakın.. Pek çok yazar yazdıkları yüzünden hapiste yatıp kitap fuarında imza günü yapamıyor..

Jet-Pa'cı Fadıl tüm televizyon kanallarında İMZA Günü yapıyor.

Hakan & Utku

Nar!..

En sevdiğim meyvelerdendir nar.. İlkokula giderken manavdan alır, kırar, sularını elbisemin üzerine akıta akıta yerdim.. Ardından annemin azarını yerdim, tabii..

Nar lekesi çıkmaz ya..

Babam da bilmecesini sorardı..

"Çarşıdan aldım bir tane

Eve geldim bin tane.."

Nerden aklıma geldi çocukluk anılarım, diyeceksiniz..

Her sene bu mevsimde, nar mevsiminde Antalya'dan bir paket gelir bana.. Bana ve Yasemin'e..

İçinden narlar çıkar.. Fikret Otyam ve sevgili (sadece Fikret Ağabeyin değil, hepimizin sevgilisi) eşi Filiz'in bahçelerindeki ağaçtan koparılmış narlardır bunlar..

Canı gibi baktığı bahçesinden yollar bana Fikret Ağabey.. Ben de annemi anarım.. Artık lekeli gömleklerin peşinden koşacak biri olmadığından, o çocukluk aşkı ile, ağzımdan sularını akıta akıta yiyemem.. İnerim Ertekin'e çocuklar orda ayıklarlar.. Bizim Cim Bom Çetesini toplarım.. Keyifle yeriz, Otyamlara "Allah bir tuttuğunuzu bin etsin" diye dua ederek..

Fikret Ağabey, sen çok yaşa e mi!..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır