kapat

17.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Clinton Erkan Bebe'yi hoppasına niçin aldı?

Ayrıntıyı yakalayalım. Şeytan orada gizli. Dün Başkan Clinton İzmit'de deprem çadırlarını ziyaret ediyor ve "Acınıza katılıyorum... Neye ihtiyacınız varsa söyleyin sizin için yapayım..." diyerek yağmur ve soğuk altında halka sesleniyordu. Evi yıkılmış vatandaşlardan birisi; "Clinton Baba, verdiğiniz sözleri tutmanızı temeni ediyorum...." deyiverdi.

İşte bu kadar...!

Parayı kim verirse Baba o!

Bizim gerçek babamızın Süleyman Demirel değil de Bill Clinton olacağına dönük beklentiler önümüzdeki günlerde yükselirse hiç şaşmam. Kendisi, eşi ve kızı bizim gerçek baba diye bildiğimiz kimselerden daha çok halka yakındılar...

Clinton'da şeytan tüyü var.

Ne kadar sıcak, sevecen adam.

Büyük alkış, beğeni topluyor.

Hatta hayranlık...

Oysa aynı insanlar kendilerinin ayağına Ankara'dan kalkıp gelmiş Ecevit ile Demirel'i 17 ağustos sonrası "Nerede devlet...Nerede çadırlar..." diye yuhalamıştı ve Sakarya'da bir kadını çok konuşuyor diye koruma polisleri çekip karakolda nezarete atmıştı. Clinton'lar ise alkışlar arasında, sırtlarında yağmurlukları, ellerinde şemsiyeleri halkın arasına karıştılar. Bill Clinton, İzmit'de çadırkentte konuşurken ıslanmasın diye şemsiyesini eşi Hilary tutuyordu fakat Süleyman Demerel'in eşi Nazmiye Demirel ıslanmasın diye şemsiyesini korumalardan biri tutuyordu.

İşte aradaki fark!

***

Farkı farkedelim!

Evi depremde yıkıldığı için çadırkentte kalan İzmitli Erkan Bebe de Clinton'ın kucağında kendini ne kadar rahat, güvende ve mutlu hissediyordu.

Fakat asıl soru şöyle patlıyordu:

Clinton Erkan Bebe'yi kucağına niçin aldı? Dünya lideri olmanın insana yüklediği roller vardır. O rollerden biri de deprem geçirmiş dost bir ülkeye gidince evi yıkıma uğramış bir bebeyi kucağına alarak bütün dünyaya "barış, dostluk, iyilik, sevgi, insan hakları, demokrasi, düşünce özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, serbest ticaret özgürlüğü, piyasa ekonomisi özgürlüğü, denk ve güçlü bütçe yapabilme kabiliyetini geliştirme..." mesajları vermektir.

Clinton ne müthiş oyuncu.

Tam bir dünya lideri...

Tek ülkeye yaptığı en uzun ikinci geziyi (5 gün...) gerçekleştirmek için Pazar gecesi geldiği Ankara Hilton Oteli'nde, jet-lag, met-lag dinlemedi, bütün gece uyumadı. Sabah saat 04'e kadar Çin-Amerikan Ticaret Heyeti görüşmelerini takip etti, telefonla bilgi aldı, bilgi verdi. ABD, Çin ile gelmekte olan yeni yüzyılın en önemli ticaret anlaşmasını yapıverdi: Çin, ABD mallarına karşı gümrük duvarlarını yüzde 22'den yüzde 15'e indirdi. Amerikan otomobilleri ithalatına koyduğu yüzde 100 vergiyi yüzde 25'e çekti. Ayrıca otomobil firmalarının satacakları otomobiller için tüketici kredisi de açabilecekleri bir sistemi Çinliler kabul ettiler. Büyük Amerikan devlerinin Çin'deki telekomünikasyon şirketlerinin yüzde 50'sine kadar ortak olmaları da karar altına alındı.

Çin global dünya içine alındı.

Böylece Clinton, Ankara Hilton Oteli'nden gece uykusundan keserek Çin'in WTO'ya (Dünya Ticaret Örgütü) üye olmasını da sağladı.

***

İşte global lider!

Ancak bu kadar olur!

Ankara'da otel odasından Çin'i WTO'ya alıyor, ertesi gün de yağmur altında çadırkentte Erkan Bebe'yi hoppasına alıyor. Aslında Ankara'ya gelmeden 2 ay önce de ortada hiç bir talep, istek, arzu, düşünce yokken aniden Türkiye'yi G-20'nin içine alıyor ve 2 hafta önce Georgetown University'sinde yaptığı konuşmada; Türkiye'ye oynayacağı rolü, bizim de kırılmış, hırpalanmış gururumuzu okşayarak, onararak, yücelterek şöyle açıklıyor: Yüzyıla girerken Osmanlı dünyanın hasta adamıydı. Yüzyıldan çıkarken Türkiye, dünyanın ve bölgesinin diri adamı oldu. Dolayısla Türkiye, Balkanlar'a, Kafkaslar'a, Avrasya'ya, Ortadoğu'ya istikrar şırınga edebilir ve Orta Asya petrolü ile doğalgazı Türkiye aracılığıyla Washington'un kontrolü altına alınabilir.

İşte size tablo:

AZERBEYCAN:
Petrol rezervi: 40 milyar varil.

Gaz rezervi: 46 trilyon kubik fit.

KAZAKİSTAN:
Petrol rezervi: 103 milyar varil.

Gaz rezervi: 171 trilyon kubik fit.

TÜRKMENİSTAN:
Petrol rezervi: 34 milyar varil.

Gaz rezervi: 314 trilyon kubik fit.

ÖZBEKİSTAN:
Petrol rezervi: 1 milyar varil.

Gaz rezervi: 123 trilyon kubik fit.

(Kaynak: Bakü-Ceyhan Boru Hattı, Orta Asya ve Kafkasya'da Bitmeyen Oyun. isimli kitap. Yazarı: Necdet Pamir)

Evet Amerika süper güç.

Clinton küresel lider.

ABD'nin desteğini almak önemli. Fakat bu destekle ne yapacağımız da önemli. Geçmişte de Suudi Arabistan, Kuveyt, Güney Amerika'nın bütün diktatör ülkeleri, Panama'nın eroin ve uyuşturucu kaçakçısı diktatörleri ABD'nin desteğini almıştı.

Şeytan ayrıntıda gizli...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır