Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki tarihi konuşmada

DERİN DEMOKRASİ
Türkiye'nin sorunlu bir bölgede olduğunun altını da sürekli olarak çizen Başkan, bölgede demokratik rejimlerin sağlanması için gelecekte Türkiye ile çalışmak istediklerini söyledi. Ancak bunun için öne sürdüğü bir şart vardı: Türkiye demokrasisini derinleştirmeli.

KÜRT KİMLİĞİ
Clinton bunun ardından konuyu bağlantılı olarak Kürt kimliği meselesine getirdi. Hatta Meclis kürsüsünden 'Türkiye'nin Kürt vatandaşları' ifadesini kullanırken bazı MHP'li milletvekilleri ayağa kalktı. Ancak anlaşılan, Türkiye'deki sorunları anlatırken Kürt kimliğini ilk sıralara koyan Washington yönetimi konuya tahmin edilenden daha fazla önem veriyordu.

İNSAN HAKLARI
Dünyanın tek süper gücü, uluslararası politikada önemli söz sahibi Amerika, bölgesel sorunlardan çok Türkiye'nin iç sorunlarıyla daha çok ilgili gibi göründü konuşma boyunca. Başkan Kürt kimliği ile birlikte insan hakları konusunu da gündeme getirdi. Bunun uzun ve zorlu bir yolculuk olduğunu bildiğini söyleyerek, Türkiye'nin önünde de uzun bir yol olduğunu söylemeye çalışıyordu. İnsan hakları konusunda Meclis'in kararlarıyla ilk adımların atıldığını belirten Clinton, "Tolerans inancın bir parçasıdır" derken, Meclis'teki hem laik hem de laikliği sorgulayan vekiller tarafından alkışlandı.

EGE'DE GERİLİM
Ve Clinton demokrasi ve insan hakları konusunun ardından bölgesel ve uluslararası sorunlara değinmeye başladı. Buradaki öncelik Ege'deki gerilimdi. Clinton, Türk-Yunan sorunu demekten kaçınırken, "Ege'deki gerilim azaltılmalıdır" ifadesini kullanıyordu. Kıbrıs konusu ise daha sonra geliyordu. Clinton, Ege'deki sorun çözülürse Türkiye ile Yunanistan'ın Kıbrıs konusunda da uzlaşıp çözüm bulabileceğini ima eder gibiydi.

AVRUPA BİRLİĞİ
Clinton'ın 21'inci yüzyıl haritasında Türkiye'siz bir Avrupa'ya yer yok. Ancak burada Türkiye'ye olduğu kadar AB ülkelerine de görev düşüyor. Demokretik bir Türkiye'nin zaten AB'ye girebileceğini bilen Clinton, AB sorununu sona atmıştı. Avrupalılar'ın da dar kafalılık yapmayıp, Avrupa'yı Hıristiyan bir kulüp olarak tanımlamamaları geriktiğini söyledi.

Başkan'a İstanbul hatırası
DEİK Türk Amerikan İş Konseyi'nin ABD Başkanı Clinton onuruna Şale Köşkünde verdiği yemeğe Clinton, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte girdi. Clinton'un eşi Hillary ile kızı Chelsea yemeğe katılmadılar. Yemek davetinin yapıldığı Muayyide Salonu, tam 406 metrekare genişliğinde. Yerler druvardan duvara Hereke halı ile kaplı. Altın varaklı kapıları, tavan süslemeleri, yere kadar inen aynaları ve ayaklı dev şamdanları ile çok görkemli. 30 kadar yuvarlak masa Vakko tarafından süslenmiş, menünün ana yemeği hünkarbeğendi bakır sahanlar içinde servis yapıldı. Çadırkent'ten geç dönen Clinton yemeklerden ancak birkaç çatal tadabildi. Konuşmanın sonunda kendisine ressam Mustafa Plevneli'nin İstanbul manzaralı bir suluboya tablosu hediye edildi. Bunun üzerine: "Kendime bir ev aldım, bu resmi o eve asacağım ve emeklilik günlerimde bir senatörün kocası olarak Senatör Howard Baker'ı taklit edeceğim" dedi.

HÜNKAR BEĞENDİ
Dünyanın bir numaralı lideri onuruna verilen öğle yemeğinde "hünkarbeğendi" ikram edildi

ABD Başkanı Bill Clinton, DEİK-Türk Amerikan İş Konseyi'nin Şale Köşkü'nde onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı. Kocaeli'nde Çadırkent'e yaptığı ziyaretin uzaması nedeniyle yemeğe birbuçuk saat geç kalan Başkan Clinton, davetliler "hünkarbeğendi"lerini yediği sırada Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte Yıldız Sarayı'ndaki, Şale Köşkü'nün Muayyide salonuna girdi.

Yemekte Başkan Clinton'un sağında Cumhurbaşkanı Demirel, solunda Mustafa Koç oturdu. Clinton'ın eşi Hillary ve kızı Chelsea Clinton yemeğe katılmadı. Yemeğin bir numaralı masasının diğer konukları ise Nancy Kasserbaun, kocası eski senatör Howard Baker, Fuat Miras ve Erkut Yücaoğlu oldu.

DEMİREL BEKLEDİ
Clinton'dan beş dakika önce Şale Köşkü'ne gelen Demirel üst katta bir odada kendisini bekledi. Geç kalındığından, iki Başkan su böreği, hünkarbeğendi, ve armut tatlısından oluşan menüden ancak birkaç parça tadabildi. Yemekte, Konsey başkanları Koç ve Kasserbaum üçer, Cumhurbaşkanı Demirel ve Başkan Clinton da beşer dakikalık konuşma yaptı. Demirel'in konuşması Amerikalı işadamlarını Türkiye'ye yatırım yapmaya özendirir biçimdeydi. Türkiye'nin yüzde 5 büyüme oranı, 400 milyar dolarlık gayrı safi milli hasılası ile dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olduğunu vurguladı.

KILPAYI KAÇIRDIM
Clinton, konuşmasına "Bu görkemli binaya ve odaya girdiğimde Osmanlı İmparatorluğu'nu kıl payı kaçırdığımı düşündüm. Ama, İmparatorluk halen devam ediyor olsaydı ben de buraya davetli olmazdım" dedi. 10 dakika süren konuşması Demirel'in konuşmasını teyid eder biçimdeydi.