kapat

17.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Şimdi de takviye telaşı
Deprem tartışması, yerini evi takviye etme telaşına bıraktı. Güçlendirmenin maliyeti daire başına 5 milyarı buluyor

17 Ağustos Kocaeli depremi ile başlayan; 12 Kasım Düzce depremi ile alevlenen "İstanbul'da büyük bir deprem olacak mı?" tartışması, yavaş yavaş "Evimi nasıl güçlendiririm?" telaşına dönüştü. Bayındırlık Bakanlığı'nın, halka "evinizi güçlendirin" çağrısında bulunması ve İstanbul'daki mühendislik bürolarından 500'üne geçici kontrol müşavirlik belgesi vermesinin ardından, bu büroların listesini almak isteyenler il müdürlüğünün telefonlarını kitledi. Bir yandan yeni bir depremin türünü tartışan uzmanlar, diğer yandan da güçlendirme yöntemlerini konuşur oldular.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nde dün düzenlenen Uluslararası Deprem ve Yapı Güvenliği Konferansı da, tüm dünyadan güçlendirme örneklerinin konuşulup tartışıldığı bir ortam yarattı. Erzincan depremi sonrası 1131 konutun onarım ve güçlendirilmesi ile 1050 konutun yeniden yapımını üstlenen Seyaş-Sey Mühendislik firmasının sponsorluğunda düzenlenen konferansa, Japonya, Rusya ve ABD'den deprem uzmanları da katılarak deneyimlerini aktardılar.

Kobe örneği
1995 Kobe depremi sonrası onarım ve güçlendirme projelerini anlatan Japon Deprem Uzmanı Dr. T. Nagao, Japonya'da depremin ardından hemen bir rehabilitasyon kanunu çıkarıldığını belirterek, Türkiye'de de böyle bir organizasyona gidilmesi gerektiğini söyledi. Nagao, "Gözlemlerime göre Türkiye'de yıkılan binaların mimarı projeleri ve malzemeleri hep aynı. Mevcut binaların rehabilite edilmesi gerekiyor. Kolonların dikey dayanıklılık kapasitesi artırılmalı. Biz Kobe depreminin yaralarını 4 yılda sardık. Onarım ve güçlendirmeler 14 milyon dolara maloldu. Orta hasarlılarda onarım yapıldı, ama ciddi hasarlıları yıkmayı tercih ettik."

Kaliforniya depremi sonrası yapılan onarım ve güçlendirme uygulamalarını anlatan Steven Shekerlian da özellikle tuğla duvarların iyi performans göstermediğini, betonun dayanıklılığının ise daha yüksek olduğunu söyledi. Binaları güçlendirme işleminden önce toprağın türü ve zemin yapısını bilmenin önemini vurgulayan Shekerlian, deprem sonrasında duvarlara çelik perdeleme yöntemi uyguladıklarını anlatarak, "Çeliğin bükülebilir olması çok önemli. Biz de çelik perdeleme ile binalara esneklik kazandırdık. Binaların dışına iskleleler yerleştirildi. Çatlaklar da epoksi denilen bir madde ile kapatıldı. Biz tüm bu rehabilitasyon işlemlerini 500 yılda bir olacak deprem ihtimalini hesaplayarak yaptık" dedi.

Maliyetli iş
Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Seyaş Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yalçın Tezcan da, onarım ve güçlendirme işleminin zaman alan ve maliyetli bir süreci gerektirdiğini belirterek, "Bir an önce harekete geçmek gerek. Çünkü çatlakları doldurmak için kullanılan epoksi maddesi +5 derecenin altındaki sıcaklıkta kullanılamıyor. Yani soğuklar başlarsa bu iş ilkbahara kalır" dedi. Güçlendirme için çelik-beton mantolama ile perdeleme sistemlerinin kullanıldığını anlatan Doç. Dr. Tezcan, "1997 yılı deprem yönetmeliğine uyularak inşa edilmiş binalarda sorun çıkacağını sanmıyorum. Ama 1975-1997 yılları arasında yapılanlar, eğer 1977 yönetmeliğine uymuyorsa hasar görmüş olsa da olmasa da projelerinin gözden geçirilip incelemelerinin yapılması gerek. Bu binanın sismik davranışının yeni deprem yönetmeliklerini sağlayıp sağlamadığına bakmak gerek. 1975 öncesi yapılan binaların ise mutlaka güçlendirilmesi gerek" dedi. Tezcan, projelendirme onarım ve güçlendirme işleminin bir daire için maliyetinin yaklaşık 5 milyar lira olduğunu söyledi.

'Öncelik riskli bölgelerde'
Pİyasa binaların güçlendirilmesini tartışırken, akademisyenler bu işin telaşla ve ehil olmayan ellerde yapılmasından kaygılı. İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Deprem Vakfı Genel Sekreteri Prof. Hasan Boduroğlu, güçlendirme işine birinci derecede riskli bölgelerden başlanması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Boduroğlu, "Müteahhidi belli olmayan konutlar, riskli bölgeler var. Hastaneler, okullar ve itfaiye binaları öncelikli olmalı. Bayındırlık Bakanlığı'nın yetkilendirdiği müşavirler ve üniversitelere başvurulabilir. Herhangi bir mimar mühendislik hizmetinin altına imza atmamalı. Bu müşavirlerin arasında mimarlar da var, umarım bu konuda duyarlılık olur. Çünkü bu kişilere vicdani sorumluluk dışında başka sorumluluklar da yüklenmiş durumda" dedi.

Boduroğlu, "Halkın bilgilendirilmesi Kandilli'deki bir tek kişinin elinde olmamalı. Şu anda bu işi kim bilecek yarışına girildi. Deprem toto oynuyoruz sanki. Tıpta bile bir hasta için hocalar biraraya gelir öyle karar verir" dedi. Prof. Boduroğlu, mühendislere onarımla ilgili eğitim vermeye başlayacaklarını söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu da güçlendirme işinin heyecan ve yanlış yönlendirmelerle yapılmasından kaygı duyduklarını söyledi. Prof. Aydınoğlu, halkı onarım kararını verme sürecinde soğukkanlı olmaya çağırarak, "Mühendislik kurumu şimdi anlaşıldı. Bir binayı güçlendirmek uzmanlık ister. Yeni bina yapmaktan daha zordur bu iş. Biz yeni projeleri yapmayı beceremiyoruz. İstanbul'da münferit bina sayısı 700 binin üzerinde. Hangi 500 mühendis, ne kadar zamanda bu binaların dayanıklılığını anlayacak? Bir binanın dayanıklılığını anlamak 2 haftadan önce olmaz. Önce köprüler, hastaneler ve telekomünikasyon tesisleri incelenmeli" dedi.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır