Çoğunuz "İşte Tantan farkı" dediniz, "Zeytin Kralı filan dinlememiş polis, bütün gerçekleri öğrenene kadar adamın pestilini çıkarmış, helal olsun.."
Ama Türkiye gerçeğini biraz bilenler "Tüh, bu ümit de söndü. Adamı kurtarıyorlar" diye düşündü ve kahroldu. Neden?.
Çünkü Erol Evcil'e şöyle bir bakan, doktor olmasa da onun polis gözetiminde baskı gördüğünü söyleyebilirdi.
Mahkemeye sevkinden önce bir berber çağırıp Evcil'e bir sakal tıraşı yaptırmayı akıl edemediler mi, yoksa bu, Evcil ve altındaki büyük aysbergi koruma ve kurtarma tertibinin cinliği miydi?
Bursa'dan İstanbul DGM'ye getirilen Evcil Adli Tıp'ta kontrolden geçirildi ve "5 gün iş göremez" raporu verildi.
Şimdi ne olacak? Olacağı belli:
Evcil "Poliste işkence gördüm. İşkence altında alınan ifadem geçersizdir" diyecek.
Erol Evcil'e de af!
Evcil'in tefeci Malki'yi, 1995 rakamlarıyla 2 trilyon lirayı bulan borçlarını ödeyemediği için öldürttüğüne dair ifadesi var.
Siyasete, bürokrasiye, bankalara ve mafyaya uzanan kirli ilişkilerine dair itirafları var.
Bunlar Bursa polisinde hukuki delillere bağlandı ise ne âlâ, ama bağlanmadıysa "Adli Tıp raporu" her şeyi sıfırlayacaktır.
Susurluk'ta uyanan, sonra karanlığa gömülen, fakat Evcil'in yakalanması ile yeniden ışıyan Temiz Toplum umudu tümden sönecektir.
Takıldığına bakmayın, bu af çıkacak. TBMM Anayasa Komisyonu üyelerinden biriyle konuştum, af Evcil'i de kurtaracak!
Temizlenmek için toplumsal bir sel felaketinin doğmasını ve her şeyi silip süpürmesini mi bekleyeceğiz?
Bu pisliğin parçası olduğu için siyaset çare değil. Geriye bir yargı kalıyor.
Kahraman aramıyoruz, işini yapacak hâkimler ve savcılar gerekiyor bize.
Yargıya misyon..
Dün Tuncay Özkan'ın yaptığı üstü kapalı çağrıyı netleştirmek ve toplumsal bir talep haline getirmek zorundayız.
Yargının zirvesi olan Yargıtay'da Başkan Sami Selçuk ile Başsavcı Vural Savaş, cumhuriyet ve demokrasi, laiklik ve irtica konularında iki ayrı dünya görüşünün taraflarıymış gibi tartışıyorlar.
İkisinin de farklı yollardan gitmekle beraber vatan ve millet sevgisinde birleştiklerine şüphe yoktur. Olamaz..
Ama neye yarar?.
Adalet devletin temeli ise içlerinden hangisi haklı çıksa bu gidiş devleti batıracaktır.
"Devletin en etkin noktalarıyla bütünleşmiş organize suç çetelerinin devlet yönetimini ele geçirmeye çalıştığını" bu ülkenin başbakanı söylemiştir.
Çeteler, irticadan bile daha yakın tehdit halini aldığına göre..
Yargıtay Başkanı ile Yargıtay Başsavcısı, devleti çetelerden temizlemek amacıyla işbirliği yapmak için daha ne bekliyorlar?
Aklın emri, toplumun da dileğidir:
Millet onlardan siyaset değil adalet istiyor!
