Meclisspor'un gözbebeği Işın Çelebi çalımlarıyla dikkat çekerken arkadaşları ona bir 'futbol devi' olarak bakıyor

ÇOK UYUMLULAR
DSP'li Cihan Yazar geçmişte profesyonel futbol oynamış. Metin Şahin Cumhurbaşkanı ile gezide olduğu için takımı çalıştırıyor. Kültürfizik derken sıra birdirbir atlamaya geliyor. Faziletli'ler "Allah " diyerek bir çırpıda sıçrarken arkadaşları da "Maşallah" diyor. O kadar ılımlı ve uyumlu bir hava var ki, neredeyse uzun eşek de oynanacak; 'Çattı pattı, kaç attı.' Ama uzun eşek antrenman programında yok.

DSP'li Suat Çağlayan aynı zamanda tıp profesörü, ekibin doktoru. Sakatlık için arkadaşlarını kolluyor. Ama ilk önce onun lifi atınca dışarda kalıyor. Çantasından fotoğraf makinesini çıkartıp ekibin foto muhabirliğini üstleniyor; boş durmak yok. Sis ve soğuktan etkilenmeyen vekillerimizin ağzından buhar alınlarından ter çıkmaya başlıyor.

Isınma işi tek vukuatla bitti. Sıra geldi maça. Takımlar ayrıldı. Fazilet ve DSP ağırlıklı, ANAP ve MHP temsilli Meclis takımında DYP'li yok. Tansu Çiller kongre için göz açtırmıyor DYP'lilere. Maç muç, kongreye kadar yasak. DYP'li Ünal Erkan yasak dinlemez, gelirdi ama seçime girmediği için milletvekili değil. Kulaklarını çınlatıyoruz...

BİRBİRLERİNE NAZİKLER
Lütfü Yalman'dan bir gönderme:

- Antrenmanlarda kalça hareketi yok. Çünkü beceremiyoruz. MHP'liler iyi yapıyor. Vekiller adale gevşetmek için sırt sırta geliyor. Birbirlerini kaldırıp dinleniyor: "Yerde ne var, yer boncuk / Gökte ne var, gök boncuk / Annenin adı ne, Fatmacık / Kaldır beni hoppacık." Ancak Işın Çelebi'nin partneri kilosunun ağırlığından ötürü kaldırmakta güçlük çekiyor. Çelebi kabahatin kilolarında olduğunu anlatmaya çalışıyor, nazikçe "Zahmet olmuyor değil mi?" diye soruyor. Maç başladı... Fazilet ağırlıklı yeşil formalılar, renklerinin kendilerine getireceği güç ile "Bismillah" diyerek ilk gollerini atıyor. Ancak top auttan çeliniyor. Kaleci Fikret Uzunhasan'ın itirazları var. Pozisyonu yakın gördüğüm için vekillerimiz üstüme doğru koştular:

- Aut değil mi?

"Hayır" dedim, "Gol". Çünkü golü atan takımın bazı oyuncuları ile özel haber işim var. Golü yiyen taraftakilerin içlerinden bize "iltifatlar" sunduğunu da hissettim. Maç bu, her şey olur.

Maç kızışıyor. Kavga çıkabilir. Dikkatliyiz. Ancak inanılır gibi değil. "Sayın Bakanım, Sayın Miletvekilim, Sayın Başkanım, Efendim" gibi, Yüce Meclis çatısı altındaki unvanların hiçbirisi yok:

-Abi özür dilerim. Sert mi girdim?

-Hayır rica ederim. Olur böyle şeyler.

Işın Çelebi kilosuna rağmen kıvrak ve teknik. FP'li Mustafa Baş ne de olsa Trabzonlu, hırsı ve enerjisi bitmedi. Tahsin Boray Baycık sessiz sedasız faul yapıyor ama çabuk yoruldu. MHP'li Mehmet Telek sert girenleri uyarıyor:

- Arkadaşlar barış içindeki şu güzelim maçta sertlik yapmayalım.

Gözlerimize inanamıyoruz. Gol atana bile rakip oyuncudan tebrik geliyor:

- Abi bravo, ne güzel vurdun. Süper gol oldu. Tebrik ederim...

Maçta tek sarı kartlık olay yok. Centilmen ve sportmence bir mücadele. Sonra hepsi bize yöneliyor ve teker teker aynı şeyleri söylüyor:

- Görüyor musunuz? Spor başka bir olgu. Hiç siyasi parti farklılığı oldu mu? Herkes bizi örnek almalı. Maç böyle oynanmalı.