Adamın biri tavuk olduğuna inanmış. Uzun süren bir psikiyatri tedavisinden sonra bu düşüncesinden vazgeçmiş. Hastaneden taburcu edileceği gün başhekim, alışıldığı üzere, hasta ile bir son görüşme yapmış ve sormuş:

- Artık tavuk olmadığına eminsin, değil mi?

Hasta , cevap vermiş.

- Doktor Bey, ben tavuk olmadığımı artık biliyorum ama acaba tilkiler de biliyor mu?

Bu fıkradaki gibi iyi niyetli tüketici kitlesi, artık enflasyonun şöyle veya böyle duraklama eğilimine girdiğini görüyor. Görmeyenlere de devlet bunu, düşük ücret ve maaş zamları ile zoraki kabul ettiriyor.

Ancak ekonominin bazı kesimleri enflasyonu düşürme mücadelesinden habersizmiş gibi davranıyor.

* Örneğin hastane ve laboratuvar hizmetlerine yıllık zam oranı yüzde 85.8. Eğitim harcamalarındaki yıllık artış oranı da genel artış oranının çok üstünde.

* Elektriğe her ay yüzde 5 otomatik zam yapılıyor. Zammın bileşiği yüzde 79.6.

* Bankaların hizmet karşılığı aldıkları ücretlerdeki yıllık artış yüzde 100'ün üstünde.

* Tüketici endeksinin dörtte birlik ağırlığına sahip kira bedellerinde ve konutla ilgili harcamalarda yıllık artış yüzde 90'a yakın.

Tabii her sektörde durum bu kadar kötü değil. Gıda, giyim-ayakkabı, mobilya, otomobil gibi sektörlerde 10 ve 12 aylık fiyat artışları, enflasyonun altında.

Enflasyonun geçmiş ve gelecek üç ayı ile ilgili şu değerlendirmeleri yapabiliriz.

* Petrol fiyatlarındaki duraklamanın sürmesi, enflasyonla mücadelede başarı ihtimalini yükseltecek. Fiyat istikrarı için dolar-mark paritesinin 1.80'lerde kalması şart.

* Hükümet kasım ve aralık aylarında toplam yüzde 72'lik enflasyon tahmin ediyor. Bu hedefe ulaşmak mümkün. Ancak ocakta gerçekleşmesi gereken yüzde 3.2'lik artış için hazırlık yok. Hükümet siyasi ağırlığını, enflasyonla mücadeleye henüz yeterince koymuş değil. Böyle giderse Ocak'ta TEFE yüzde 5'in altına inmez ve yüzde 20'lik hedef işin başında hayal olur. Çünkü her yılın ilk ayında, o yılın ilk sekiz ayının en yüksek fiyat artışları gerçekleşiyor.

FARUK TÜRKOĞLU