kapat

04.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
TAYFUN DEVECİOĞLU(tayfund@sabah.com.tr )


11 soruda 11. madde krizi

Cezaevindekiler ve yakınları dışında kamuoyundan hiç bir destek görmeyen vetolu Af Yasası, şimdiye kadar beklenmedik bir uyum içinde çalışan koalisyon hükümetini ciddi şekilde sarsıyor.

Krizin çıkış noktası Bahçelievler katliamı sanıklarından Haluk Kırcı'yı da ilgilendiren suçların af kapsamına alınıp alınmaması konusundaki tartışmalar. Dün iktidar partilerinin önde gelen kurmaylarıyla görüşüp gelinen son noktayı sordum, cevaplarını da aldım. Yine soru-cevap yöntemiyle edindiğim izlenim ve bilgileri aktarmaya çalışayım:

* Koalisyon partileri affın yasalaşmasını gerçekten istiyorlar mı?

MHP ve ANAP'ın büyük bölümü affa karşı. DSP'de affa karşı çıkanların sayısı azımsanmayacak ölçüde. Muhaliflerin sayısı giderek de artıyor.

* O zaman tasarı neden geri çekilmiyor?

İki nedeni var. Birincisi DSP'nin üst yönetimi affın çıkmasını istiyor. ANAP ve MHP ise koalisyon gerçeğine göre hareket ediyor. Koalisyona katılan partilerin her konuda görüş birliği içinde olması mümkün değil. Görüş birliği olmayan konularda tarafların tavizler vermesi gerekiyor. İkinci neden ise tutuklu, hükümlü ve yakınlarının büyük bir beklenti içine girmesi.

* Kamuoyunda Haluk Kırcı maddesi diye bilinen düzenlemede partilerin son tutumu nasıl?

DSP, Haluk Kırcı'nın af kapsamına alınmasına kesin karşı. MHP ise maddenin kesinlikle yer almasını istiyor. ANAP'ın tavrı ise net değil.

* MHP neden bu kadar ısrarlı?

MHP bu düzenlemeye Kırcı maddesi olarak bakmıyor. MHP "önce ilkeler" diyor ama Ülkücü kökenli Kırcı'yı da dışlamayarak mesaj veriyor.

* Neymiş bu ilkeler?

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün hazırladığı tasarıda Haluk Kırcı'yı ilgilendiren bir düzenleme yoktu. Daha sonra komisyonlarda bu madde eklendi. DSP'nin fazla bir itirazı olmayınca tasarı Genel Kurul'a sunuldu ve kabul edildi. Cumhurbaşkanı'nın vetosundan sonra üç parti tasarı üzerinde yeniden çalıştı. DSP'nin biraz itirazı olsa da Kırcı maddesi tasarıda kaldı. Kışlalı suikastinden sonra DSP'nin itirazları netleşti. Rahşan Ecevit'in tepkisi duyuldu. DSP'liler önceki gün tasarının görüşüldüğü Anayasa Komisyonu'nda bu maddeyi çıkartmaya çalıştılar. 9-9'luk eşitlik sonucu önerge reddedildiği için iş Adalet Komisyonu'na kaldı. Şimdi MHP şunu diyor: Aylardır itiraz etmediğiniz maddeyi şimdi niye tasarıdan çıkartmaya çalışıyorsunuz.

* Peki Kırcı MHP için bu kadar önemli mi?

Sorulduğu zaman "Haluk Kırcı önemli değil" diyorlar. Tabii gönüllerinden ne geçiyor bilinmez. MHP, Kırcı'nın da Çatlı'nın da eski ülkücü olduğu inkar etmiyor. Ancak MHP, 12 Eylül öncesi ve sonrasını ayırıyor. 12 Eylül öncesinde bir çatışma ortamı bulunduğunu, bazı gizli güçlerin gençleri piyon olarak kullandığını savunuyor. Bu noktadan hareketle o dönemde verilen yargı kararlarında ülkücü camiaya haksızlık edildiğini savunuyor.

* Ülkücülere nasıl bir haksızlık yapılmış?

MHP'lilerin dile getirdiği haksızlık şu: 12 Eylül öncesi çatışmalarda suç işleyen sol örgüt mensupları genellikle TCK'nın 125, 146 ve 149. maddelerinden yargılanıyordu. Bu maddeler devlete karşı işlenmiş suçları kapsıyordu ve birden çok cinayet olsa bile tek bir idam cezası veriliyordu. 7 TİP'li gencin öldürülmesinden sorumlu tutulan Haluk Kırcı ve arkadaşları ise adi suçları kapsayan TCK'nın 450. maddesinden ve cinayetten hüküm giydiler ve 7 kez idam cezasına çarptırıldılar. MHP "Bir tertip sonucu karşı karşıya getirilen bu gençlerin bir bölümü çeşitli ceza indirimlerinden yararlanıp özgürlüklerini kazandılar. Kırcı ve benzeri ülkücülere ise haksızlık yapılıyor" görüşünü savunuyor.

* Kırcı'nın şu andaki durumu ne?

Halen cezaevinde. 1991 yılında çıkartılan bir yasayla idam cezaları 10 yıl hapse çevrildi. Kırcı'nın 7 idam cezasının karşılığı 70 yıl. TCK'da 36 yıldan fazla hapis cezası yok. Dolayısıyla Kırcı'nın yaklaşık 25 yıl daha yatması gerekiyor.

* MHP'nin ısrardan vazgeçmesi mümkün mü?

Pek mümkün görünmüyor. MHP kurmaylarından aylardır "Bizim camiaya haksızlık edildi. Bunu düzeltmemiz lazım" sözlerini duyuyorum. MHP lideri Devlet Bahçeli de bu tip krizlerde partisini değil ülkücü camiayı öne çıkartan bir söylem kullanıyor. Bahçeli, hükümetin kurulması öncesinde Rahşan Ecevit'in çıkışını eleştirirken "Ülkücü camiaya saygısızlık yapıldı" ifadesini kullanmıştı. Son krizden sonra da "PKK'lı canilerin affedilmesinin bile gündeme getirilebildiği bir ortamda sessiz kalıp, partimize dil uzatmak en hafif tabirle saygısızlıktır. Türk milliyetçileri koltuk sevdalısı değildir" dedi. Bahçeli, ülkücülere yönelik suçlamalarda çok hassas. Hemen sert tepki verip, ülkücü camiayı kollayan söylem kullanıyor.

* MHP vazgeçmezse, DSP geri adım atar mı?

O da kolay değil. DSP, Rahşan Ecevit krizinde onurlu bir geri adım atmıştı. Ama bu daha keskin bir durum. Zaten Rahşan Ecevit'in de "Sonuna kadar direneceğiz" dediği söyleniyor.

* Peki ne olacak, koalisyon bozulacak mı?

Üç partinin de işi hükümeti bozmaya kadar uzatmaya niyeti yok aslında. Görünen o ki tasarı bir süre buzdolabında kalacak. Eğer ANAP affa karşı tavrını netleştirirse tasarının geri çekilmesi de gündeme gelebilir. Eğer bu koalisyon af yüzünden dağılırsa, halk bu kadar kritik bir dönemde ülkeyi hükümetsiz bırakan üç lideri de "affetmez".

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır