kapat

04.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kim bu Haluk Kırcı
Hükümetin solcu ve ülkücü ortakları, hemen her konuda anlaşırken bir tek Kırcı isminde ayrı düştü. Peki nasıl oldu da tek isim koalisyon hükümetini böldü?

AF yasa tasarısı gündeme geldiğinde tüm ülke af çıkmalı mı, çıkmamalı mı diye tartıştı. Af meclisten çıktı, Cumhurbaşkanı'ndan geri döndü. Af yasa tasarısı meclis genel kuruluna sunulmadan yine tartışılıyor. Ama bu kez farklı bir noktadan: Bahçelievler katliamı hükümlüsü Haluk Kırcı aftan yararlanmalı mı, yararlanmamalı mı? Hükümetin demokratik sol ve ülkücü ortakları her konuda anlaştı, bir bu isimde anlaşamadı. Peki Haluk Kırcı ismi Türkiye'de DSP yani solcular ile MHP, yani ülkücüler ve sağcılar için ne ifade ediyor?

Hükümet ortaklarını büyük bir krizin eşiğine getiren Haluk Kırcı'nın af kapsamına alınıp alınmaması konusunun nasıl çözüleceğinin işaretleri de henüz yok.

Kırcı affa dahil olursa DSP'liler, Kırcı af dışı kalırsa MHP'liler kazan kaldıracak. Bünyesinde eski solcuları ve ülkücüleri bulunduran ANAP ise bu çekişmede tarafsızlığını sürdürüyor.

SOLCULAR İÇİN ANLAMI
Haluk Kırcı solcular için ne ifade ediyor? Meclis içindeki ve dışındaki solcular Haluk Kırcı'nın affına karşı çıkmakta çok kararlılar. Bunun temel nedeni Haluk Kırcı'nın silahsız "solcuları" öldürmüş olması. Türkiye'deki solcuların büyük bir bölümünü oluşturan sosyal demokratlar, "radikal çocukları"nın silaha sarılmayan kesimlerine hep sempatiyle baktı. 12 Mart muhtırasının akabinde idam edilen Deniz Gezmiş bunun bir simgesi. Hiç kimseyi öldürmemiş olan Deniz Gezmiş'in idamı hâlâ solcuların yüreğinde büyük bir yara.

Haluk Kırcı'nın öldürdüğü 7 Türkiye İşçi Partili gencin de silaha sarılmadıkları biliniyor. Reis Abdullah Çatlı'nın yönettiği operasyonda Bahçelievler'deki öğrenci evine giren ülkücüler, gençlerin solculuğuna dair silah değil de yalnızca birkaç dergi ve kitap bulunca şaşırıyor. Haluk Kırcı "Siz ne biçim solcusunuz" diyor.

SİMGE OLDU
Haluk Kırcı'nın bu gençleri önce boğarak öldürmeye çalışması, bunu başaramayınca kafalarına kurşun sıkması, bu vahşi katliamı 12 Eylül öncesi silaha başvurmamış solculara yapılanların en büyük simgelerinden biri konumuna getiriyor. Bu nedenle solcular Kırcı'nın affedilmesini içine sindiremiyor. DSP'nin meclisteki solcu kökenli milletvekilleri bu affa imza atarlarsa kendilerini cinayete ortak gibi hissediyor. Çünkü öldürülenler solun silahlı kesiminin değil parlamentirizmi savunan kesiminden geliyor.

ÜLKÜCÜLER İÇİN ANLAMI
60'lI yılların sonunda filizlenen ve 70'li yıllarda büyüyen ülkücü hareketin, dolayısıyla ülkücülerin en büyük "ülküsü", canlarını bile feda etmekten çekinmeyerek Türkiye'yi "komünizm ve komünistler"den korumaktı. Ülkücüler, bütün renkli tonlarıyla solu, Sovyetler'in emrinde görüyor ve hepsinin, "yok edilmesini" savunuyordu.

Ülkücüler bu inançlarını 12 Eylül 1980'e kadar sürdürdü. Ancak askeri darbe solcularla birlikte kendilerini de ezdi. Bu büyük bir hayalkırıklığıydı. Başbuğları Alparslan Türkeş'in ifadesiyle "fikirleri iktidarda, kendileri hapiste"ydi. Canlarını bile vermekten çekinmedikleri devlet tarafından zindana tıkılmaları ülkücüleri devlete küstürdü. Hepsi tek tek yargılanıp hapishanede gün saymaya başladı. Zamanla çoğu sürelerini doldurup hapisten çıktı.

FİKİRLER HAPİSTE
Haluk Kırcı'da 1980 yılında girdiği cezaevinden 11 yıl sonra yapılan bir yanlışlık üzerine salıverildi. Kırcı, 1 cinayet ve idam cezası için verilen süreyi doldurmuştu, oysa hüküm giydiği daha 6 cinayet ve idam cezası vardı.

Devlet Bahçeli liderliğinde 12 Eylül'den sonra ilk kez iktidara gelen ülkücüler, 70'li yıllarda yaptıklarını ve cezaevlerinde çektikleri eziyetleri Haluk Kırcı'yla özdeşleştiriyor. 12 Eylül'den sonra "fikirleri iktidarda, kendileri hapiste" olan ülkücülerin bu kez "kendileri iktidarda, fikirleri hapiste". Ülkücü çevrelerden yükselen itiraz sesleri "Acılarımızı simgeleştirdiğimiz Haluk Kırcı cezaevinde. Biz çocuklarımızı hapiste tutarak mı iktidarımızı sürdüreceğiz?" şeklinde odaklaşıyor. Bu nedenlerle MHP ve ülkücüler Haluk Kırcı'nın aftan yararlanması konusunda geri adım atmıyor. Kırcı'nın ülkücü tabanda büyük bir sempatisi ve saygısı olan Reis Abdullah Çatlı'nın en yakın arkadaşı olması da MHP'yi bağlayan noktalardan biri. Ayrıca Kırcı sıradan bir ülkücü değil. Bunun kanıtı nikah şahitliğini emniyetin efsanevi ismi Vali Mehmet Ağar'ın yapmış olması.

Kırcı: Ben iple boğarım

Tarih 9 Ekim 1978
..Hemen hemen aynı yaştaki saldırganlar, evdekilerin ellerini arkadan bağlayıp yüzükoyun yere yatırdılar. Odaları dolaşıp arama yaptılar. Haluk Kırcı, "Böyle devrimcilik mi olur, evde bir silah bile yok" dedi. Evde silah yoktu saldırganların evde tek bulabildikleri, Genç Öncü, Çark Başak ve Yürüyüş adlı dergilerdi. Ve başta Aziz Nesin olmak üzere bazı ünlü yazarların kitapları...

Yerde yatan beş gencin yüzüne sırasıyla etere batırılmış pamuğu bastırdılar.

Tam o sırada kapı kısa aralıklarla üç kez vuruluyor. Kapıyı açtılar. İki kişi daha gelmişti. Türkiye İşçi Partisi üyesi Faruk Erzan ve Salih Gevence. Evde bulunanların sayısı bir anda, 4'ü saldırgan 7'si mağdur 11 kişi olmuştu... Tekrar reisleri Çatlı'ya koştular, durumu haber verdiler. Çatlı emrini verdi. "Sonradan gelen iki kişiyi alıp otomobile getirin." Araba Bahçelievler'den çıkıp süratle İstanbul-Eskişehir yoluna yöneldi. İki TİP'li genç, Haluk Kırcı ve Kürşat Poyraz tarafından yol kenarındaki tarlanın içine doğru 600 metre götürüldü. 24 yaşındaki Faruk Erzan'ın kafasına üç, 26 yaşındaki Salih Gevence'nin kafasına da üç kurşun sıktılar...

EVDEKİ VAHŞET
Saldırganlar beş solcu genci nasıl yokedeceklerini tartıştılar. Haluk Kırcı, "Ben iple boğarım" dedi. Bu teklife arkadaşları bile şaşırdı: "Sahi yapabilir misin?" Haluk Kırcı, "Denerim", dedikten sonra içeri gidip telden yapılmış bir askı getirdi. Osman Nuri Uzunlar'ı sürükleyerek mutfağa götürdü. Telle boğazını sıktı. Ancak telle boğamayacağını anlayınca gidip banyodan bir havlu aldı. 20 yaşındaki Uzunlar'ın yüzüne havluyu bastırdı... Dakikalar geçti, Osman Nuri Uzunlar havlunun altında can çekişiyordu... Üniversite öğrencisi Uzunlar'ın öldürülmesi epey zaman aldı! Bunun üzerine Haluk Kırcı ülkücü arkadaşlarına dönüp, "Bu böyle olmayacak, siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp çıkarım" dedi. Ercüment Gedikli, Kürşat Poyraz, Mahmut Korkmaz dışarı çıktılar. Ercüment Gedikli gözcülük yapan Ömer Özcan ve Duran Demirkıran'a "görevlerinin" bittiğini bildirdi. Sonra Abdullah Çatlı ile otomobilde bekleyen Kürşat Poyraz ve Mahmut Korkmaz'la birlikte 15'inci sokaktan hızla uzaklaştılar. ... Haluk Kırcı otomobilin sesini duyar duymaz silahını elleri arkadan bağlanmış yerde yatan dört gencin üzerine boşalttı... Serdar Alten'in mide ve bağırsaklarını üç kurşun; Hürcan Gürses'in kalp ve böbreğini üç kurşun; Efraim Ezgin'in başını dört kurşun; Latif Can'ın akciğerini iki kurşun parçalıyor... Tabancasındaki kurşunları bitiren, "İdi Amin" lakaplı Haluk Kırcı evden koşarak uzaklaştı...

1978'in İdi Amin'i Kırcı aslında KİM?
1958'de Erzurum'da bir elektrik teknisyeninin 7 çocuğundan biri olarak doğdu. İlk ve ortaokuldan sonra Ankara Eğitim Enstitüsüne devam etti. "İdi Amin" kod adıyla sivrildi. 7 TİP'linin öldürülmesinden dolayı 7 kez idama mahkum edildi. Açık görüşte Ali Ekinci sahte kimliğiyle firar etmek isterken yakalandı. 1991'de idam cezalarının 10 yıl hapse çevrilmesiyle tahliye edildi. Bahçelievler katliamı sanıkları ile birlikte Promes firmasını kurdu. Mehmet Özbay kimliği ile dolaşan Çatlı ile yeniden buluştu. Bu arada evlendi ve nihah şahitliğini dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar yaptı. Susurluk kazasından sonra da "Reis öldü" diyerek kazayı çevresine ilk aktaran kişi oldu. Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesi ve Susurluk çetesi davasından halen yargılanan Kırcı, şimdi ise Eskişehir Cezaevinde affı bekliyor.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır