ÖZELLEŞTİRME
IMF'nin 2000'de 24 katrilyonluk vergi ve 6 milyar dolarlık özelleştirme gelirinin mutlaka sağlanması gereği üzerinde durduğu ifade edildi.

Ekonomi kurmayları, IMF ile bir stand-by anlaşması yapılmasının "çantada keklik" olarak görülmesinin yanıltıcı olabileceğini, ancak Cottarelli'nin stand-by'ın çerçevesini hazırlama istekliliğinin cesaret ve umut verici olduğunu söylediler. stand-by'ın sadece bütçe çerçevesi ile sınırlı olmayacağını, halen uygulanmakta olan Yakın İzleme Anlaşması'ndan daha sıkı ve bağlayıcı önlemler içereceğini kaydeden bürokratlar şu değerlendirmeyi yaptılar:

KİLİT PROGRAM
"Gerek iç gerekse dış piyasalar tam anlamıyla IMF ile yürütülecek bir programa kilitlendi. Bu noktadan geri dönüş düşünülemez. Ancak hükümetin siyasi kararlılığını, hatta risk almasını gerektirecek oldukça sorunlu alanlar var. Bunların başında klasik tarım desteklemelerinin değiştirilmesi geliyor. Düşük faizli tarımsal ve işletme kredilerinin azaltılması görev zararlarına son verilmesi, istihdam kayıplarını da içeren özelleştirme, mali yapısı zayıf olan bankaların tasfiyesi ya da başka bankalarla birleştirilmesi, parasal göstergelere çok net sınırlar konulması, mahalli idarelerin kendi öz gelirlerine kavuşturulması, ilave gelir artırıcı önlemler gibi üzerinde durulması ve mutabakata varılması gereken alanlar var.

Bunların her biri 3'er aylık programlar itibariyle açıklanarak, hedeflere uyulup uyulmadığı denetlenecek. IMF de Türkiye'ye sağlayacağı mali yardımı, performans başarısına göre 3'er aylık dilimler halinde kullandıracak."