kapat

29.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
BAYRAKTAR BAYRAKLI(bayraktar.bayrakli@sabah.com.tr )

Toplumun hakkı-V

Toplumun hakları arasında "demokratik hayat" da vardır. Biz burada cumhuriyetin çocuğu olan demokrasinin önemli değerlerinden birini ele alacağız.

Halkın istediğini yerine getirmek- Demokrasi tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir dersek hata yapmış olmayız. Ama demokrasinin sistemli bir şekilde kendini hissettirdiği kıpırdamaların yönü, halkın sesini idare edenlere duyurması şeklinde tezahür etmiştir.

Demokrasinin uğruna verilen mücadelelerin en yoğun olduğu alan, isteklerin, ihtiyaçların ve problemlerin idarecilere ulaştırma kanallarını açık tutma meselesi olmuştur. İdarecilerin halkın sesini duyması, dinlemesi ve o sesin içeriğinin gerektirdiği faaliyeti göstermesi, demokrasi denen erdemli idarenin hayat bulmasını temin etmiştir. Çünkü böyle bir idare şekli, halkın ciğerlerinden kopup gelen haykırışları, feryatları ve çaresizlikleri onların bir hakkı olarak görmüş ve o hakkı yerine getirmesi için çareler aramış ve aramaktadır.

Demokrasinin temeli
Halkın sesini dinleyip çare arama kanununu ilk başlatan Yüce Allah'tır. "Allah, istediğiniz her şeyi verdi..." (İbrahim, 84) Kainatın idarecisi olan Allah, kullarının isteklerini yerine getirmiş ve getirmektedir. İnsana, derdini Allah'a ulaştırma, sesini O'na duyurma hakkını tanıyan Allah, demokrasinin temellerini almıştır. İnsan, isteklerini, ihtiyaçlarını ve dertlerini Allah'a ulaştırma hakkına sahiptir ve kul ile Allah arasındaki kanallar daima açıktır. "... Kulum bana dua ettiği zaman, dua edenin dilediğini yerine getiririm..." (Bakara, 186)

Kulunun isteğini yerine getiren Allah'ın, insanlar arasındaki idare şeklinden en çok hoşnut olduğu uygulama şekli, halkın isteklerini yerine getirmek için şart edilen erdemli gayrettir. Buna karşılık, en nefret ettiği uygulama da, idarecilerin halkın sesine kulak tıkamaları ve çözüm aramamalarıdır.

Yüce Allah, en küçük canlıdan insana kadar bütün canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlarını gidermektedir. Toplumun statü bakımından en aşağı ve memleketin en ücra köşesindeki insanların ihtiyaçlarını gidermek, onların sesine ve isteklerine kulak verip çözümlemek, Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmaktadır; erdemli siyasetin doruk noktasına çıkmaktadır.

Bir memlekette halk, sesini idarecilere duyurabiliyor ve idareciler bunu onun hakkı olarak tanıyabiliyorsa, orada siyaset şefkate dönüşmüş ve toplum kurtuluşa ermiştir.

Çığ gibi büyüdü
İşte halkın sesini idarecilere duyurma şeklinde başlayan demokratik hareket zamanla bir çığ gibi büyümüş ve bu çığ halka saygıyı ve halkı halka rağmen idare etmeme erdemini siyasi hayatın mayası haline getirmiştir. Demokrasi için mücadele veren insanlar, siyasette saygı ve dayatmama mayasını çalmış ve insan haklarının hayat bulacakları bir siyasi ortam hazırlamışlardır. Onlar, insanlığın o karanlık günlerinde, büyük mücadelelerle bu demokrasi yoğurduğunu mayalarken, gelecek nesillere erdemli siyasetin, erdemli dünyasını bırakmayı amaçladılar. Onların sevdası, aşkı ve tutkuları, insan haklarının çiğnenmediğini ve insanın insana insanca muamele yapma mürüvvetini görmekti.

Belki onlar öldüler ama, demokrasi meşalesi onların hatırasını yaşatmakta ve insan olma onurunun ışığını geleceğe doğru taşımaktadır.

İşte bizim toplumumuzdaki cumhuriyet ve demokrasi devrimi, bu meşalenin elden ele taşınmasına bir yardım olarak doğmuş ve büyüyen bir delikanlı olmuştur. Bu delikanlının hastalanmaması için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Demokratik hayatın en büyük düşmanı ve mikrobu, cehalet, düşmanlık, tefrika ve aklı kullanmamaktır. Demokrasimize akıl, bilgi, hürriyet, kardeşlik haplarını içirterek onun semizlenmesini, gelişmesini ve olgunlaşmasını sağlamalıyız.

İdareciler halkın sesine, akılcı yaklaşımlarla karşılık vererek insan olma onuruna hizmet etmelidirler. Aklı siyasete hakim kıldıkları müddetçe, halkı dinleyecek, halkın sesine kulak verecek ve onların problemleri çözme gayretinde olacaklardır. Halktan idarecilere uzanan kanallar tıkanınca demokrasi yatağa düşer ve o fazilet rejimi rezilete dönüşür. Dökülen kolonya kendini nasıl etrafa hissettirirse, bir akıl, bir düşünce, bir saygı, bir hürriyet ve bir haklar rejimi olan demokrasi de kendini toplumda ve tüm insanlıkta öyle hissettirmelidir.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır