kapat

26.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Bağımsızlığın ölçüsü nedir?

Dünya, soğuk savaş dönemini aştı ama bazı kafalar hâlâ eski kavramlarla düşünmeyi sürdürüyor.

Soğuk savaş sırasında, birbirine ölesiye düşman iki kamptan birine ait olmanın ödülü vardı.

Mesela Amerika açısından ekonomik bir mantığı olmayan, siyasi çıkarlara yönelik Marshall yardımından yararlanabilirdiniz. Amerika'ya yakın durmanın bedeli olarak IMF ışıkları yeşile dönerdi.

Ya da Suriye örneğinde olduğu gibi, Sovyetler Birliği açardı kesenin ağzını.

Artık dünya, o dünya değil.

Siyasi tercihlerinizle halkınızın karnını doyuramıyorsunuz.

Bunu anlayamayan yöneticiler de Hafız Esat örneğinde görüldüğü gibi ülkelerini büyük bir felakete sürüklüyorlar.

***

Soğuk savaş sonrası dönemin en önemli gerçeklerinden biri de globalleşme.

Azgelişmiş ülke aydınları bu kavramı tartışıp duruyor ve bundan biraz da ürküyor ama dünya globalleşti bile.

Son zamanlarda olup bitenlere bakın:

Global dünya, Yugoslavya dramına seyirci kalmıyor. Miloseviç'e "Bu senin iç işindir." demiyor ve vuruyor.

Doğu Timor'a müdahale ediyor.

Çin'deki insan hakları ihlalleri, dünya sorunu haline geliyor.

Bu listeyi daha da uzatabilirsiniz.

***

Dünyadaki para karşılığının altın rezervi olmaktan çıkıp, Amerikan dolarına dönüşmesinden sonra herhangi bir ülkenin iki bankası arasındaki dolar işlemi ABD'den geçmek zorunda.

Yani Sirkeci'deki bir bankadan, Teşvikiye'deki bir şubeye göndereceğiniz dolar, New York'tan dolaşarak yerine varıyor.

Günde 1 trilyon dolar dönüyor böylece.

Bağımsızlığı, bu noktalarda tartışmak gerekiyor.

Sizin iki bankanız arasındaki muamele New York'tan geçmek zorunda ise, borç para bulabilmek için politikalarınızı IMF'nin masa şefine beğendirmeniz, hatta onaylatmanız gerekiyorsa, devletin bazı harcamalarını ve ihalelerini resmi açıklamalarda Amerikan doları olarak ifade ediyorsanız, yargı kararlarını da dünyayla pazarlığa tabi tutmanız normal sonuçtur.

Bu kadar derin bir bağımlılık içinde, bir tek Kopenhag Kriterleri'ne tepki göstermek ise akıl alacak iş değil.

Sonuçta Kopenhag Kriterleri "kendi yurttaşının insan haklarını koruma" anlamına geliyor.

Buna itiraz etmek ve bunca bağımlılık içinde kendi yurttaşının haklarına tecavüz etmeyi bağımsızlık ölçüsü haline getirmek olacak iş değil.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır