Fazilet'te neler oluyor?
Recai Kutan "Avrupalı büyükelçilerle" öğle yemeği yedi... "Amerikalılar'la" kahvaltı yaptı... Bu haftanın sonunda da "temaslarda bulunmak üzere" Amerika'ya uçacak.

Fazilet ne yapmak istiyor?

Soruyu Nazlı Ilıcak'a sorduk.

Ilıcak "açılım" diye söze başladı:

- Fazilet, korkulacak parti değil... Bizler, korkulacak insanlar değiliz... Tanıtımda, belki, partinin de ihmali oldu... Amacımız, açılmak... Mesajımız "bizden korkmayın."

***

Recai Kutan, partiyi "dışa açmak... Anlatmak" için çalışırken...

Fazilet'te "bir başka çalışma daha" gözleniyor.

O da Recep Tayyip Erdoğan'ın "açılımı."

Recep Tayyip Bey de "medyayla... Çeşitli çevrelerle" temas kuruyor.

Kendisinin "korkulacak bir kimse olmadığı" mesajını veriyor.

***

Tabii Recep Tayyip Erdoğan'ın "bugün için" yasaklı olduğunu unutmamak gerek.

Zaten Erdoğan da "bugüne" değil...

"Yarına" oynuyor.

Bugün "onun adına çalışan" bir kadro var.

Abdullah Gül, Bülent Arınç, Azmi Ateş, Ali Coşkun, Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu... Ve daha pek çok isimden oluşan bir "ekip."

Bu ekibin, "bu kongre için" iki adayı mevcut:

Abdullah Gül ile Bülent Arınç.

Ama ikisi "birbirinin rakibi" değil.

Büyük kongre delegelerinin tamamının isimleri belli olunca...

"Zemin" yoklanacak.

"Yenilikçi taban" Recai Kutan'ın karşısına, bu iki isimden "hangisinin" çıkmasını istiyorsa...

O çıkacak.

"Yenilikçiler" sonuç alırsa.

Gül veya Arınç, Genel Başkan olursa...

Koltukta "ne kadar" oturacak?

Recep Tayyip Bey'in "yasağı sona erene kadar."

Burada bir "ayrıntı" çok önemli.

Gül de Arınç da "emanetçi konumunda" olmayacaklar.

Görüntü her ne kadar "emanetçi" görüntüsü ise de...

Hareket "kadro hareketi" olduğu için...

Konu "kadro içinde nöbet değişimi" olarak algılanacak... Uygulanacak.

***

Recai Kutan "benden... Partimden korkmayın" diyor ama...

Recep Tayyip Erdoğan "kavgacı değilim... Fazilet'i birinci yaparım... Türkiye'yi barış içinde yönetirim" diyor ama...

Fazilet'te lider kadar... Tayyip Erdoğan kadar... Hatta onlardan daha etkili bir "odak" var.

O odak ise "farklı bir söylem" sergiliyor.

Yumuşamıyor.

Uzlaşmıyor.

"Radikal bakış açısını" terk etmiyor.

Sözünü ettiğimiz odak "Fazilet'in medyası."

***

Recai Bey'e de, Recep Tayyip Bey'e de "şu soruları" sormak istiyoruz.

Soru bir:

- Kitle partisinin... Merkeze yönelme iddiasındaki partinin "böyle medyası" olur mu?

Soru iki:

- Fazilet gibi "disiplinli" bir partide... Parti sözcüsü konumundaki medya "partiye rağmen" radikal söylemde bulunabilir mi?

Soru üç:

- Medyanız, taban üzerinde "müthiş etkili" olduğuna göre... Sizin "başka yöne" tabanın "başka yöne" çekeceği bir Fazilet treni, nereye gider?

Ve son soru:

- Yoksa... "Gerçek Fazilet" medyanızdaki Fazilet de... sizler... Takiye mi yapıyorsunuz?

Kutan ya da Erdoğan "bir Devlet Bahçeli olmak ve Fazilet'i tırmandırmak istiyorlarsa..."

"Bu sorulara" inandırıcı yanıtlar vermek zorundalar.