kapat

15.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Avrupa treni

Yetmiş beşinci yıl "Cumhuriyet Treni" Türkiye'yi anlatan bir hiciv gibi.. Yani Türkiye, bir karatren organizasyonu.

Toplumları, devletlerinin yaşı değil, çağdaşlığı yakalama yeteneği yüceltiyor.

Bizim durumumuzu Mesut Yılmaz özetledi:

"Devlete kırgın bir millet.. Toplumu tehlike olarak gören bir sistem.. Vatandaşı hiçe sayan bir bürokrasi.. İnsanı dışlayan bir cumhuriyet.. Tüm bunlar karşısında acze düşmüş bir siyaset mekanizması.."

Yeni dünya düzeni enflasyonu, yolsuzluğu ve işkenceyi yenmiş, insan haklarını ve sosyal adaleti yerleştirmiş bir Türkiye istiyor.

Fakat siyaset, bu köhnemişlikten beslendiği için çare üretmiyor. Batı dünyası bu gerçeği gördü ve direksiyonu ele aldı.

Türkiye 2000 yılına..
1. Avrupa Birliği üye adayı ve..

2. IMF ile stand-by imzalamış bir ülke olarak girecektir.

Yani Çetin Altan'ın dediği gibi ite kaka globalleştirilecektir.

Türkiye'yi Helsinki zirvesine önkoşulsuz aday olarak öneren AB Komisyonu kararı, Yunan basınının dediği gibi Ankara'nın beklentilerini bile aşan bir adımdır.

Bu kararın anlamı açık:

"Türkiye'deki siyaset yapısı, değişimin engelidir. Türkiye bize lâzımdır, o halde bu ülkeyi çağdaş, ekonomik, siyasal ve sosyal normlara kavuşturmak, Türk politikacıların yardımı ile değil, ancak onlara rağmen mümkün olabilir!"

Çağdaşlık yolundaki asıl zorluk şimdi başlıyor. Karatrenin önüne AB ve IMF adlı iki hızlı lokomotif konuluyor.

Hedef; enflasyonu, yolsuzluğu, işkencesi olmayan bir hayal ülkesidir. Bu ülkede yaşama şansları kalmayacak olan siyasetçiler, din adına, milliyetçilik adına nifak ve vehimler üretecek, emperyalizm öcülerini hortlatarak yolumuza taş koyacaklardır.

Siyasetçinin halk katındaki itibarının en düşük seviyede bulunması, yarınlarımız ve çocuklarımız için şanstır!

Şaban'a haksızlık
Televizyonların zaptiyesi RTÜK'ün son kararı ile çocuklar artık Şaban filmlerini izleyemeyecek.

Bu kurulun elindeki "yasaklama" yetkisi, kolluk kuvvetinin belindeki silah gibidir.

İyi eğitilmemiş bir polis, işkence yapar, yargısız infaz yapar, hırsızın arkasından ateş ederken balkonda oturan masumu vurur.

RTÜK'ün yaptığı da bu!
Yasak kararı alanlar Kemal Sunal'ın Şaban filmlerini izlemişler ama anlamamışlar.

O filmler, köyden kente göçün doğurduğu uyumsuzlukları ve kültür çatışmasını, güldürü ağırlığı ile işleyen yapıtlardır.

Köy ve kent değerleri arasına sıkışmış insanı simgeleyen Şaban, saflığı, dostluğu, aşkı ve doğru yolu aramaktan vazgeçmeyen bir tiptir.

RTÜK televizyonlardaki bölücü ve mürteci yayınlara, şiddete, şehvete "dur" diyemiyor, zavallı Şaban'da güç gösteriyor.

"İnek Şaban"a yargısız infaz uygulayarak sözde çocukları koruyor..

Ben de bu karar için "Şabanlık" diyeceğim ama korkuyorum..

Şaban'a haksızlık olacak!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır