Hediye tartışması

"Deprem tanrının bir felaketi ancak toplumu yönlendirmek adına o gün kü talihsizce yazılmış yazınızda, Livaneli felaketi olarak promosyon sektörüne damgasını vurmuştur...Körler ülkesinde tek gözle kral olmak kolay. Ancak bu tek gözle 2000 yılının ötesini görmek imkansız. Biz sizden sadece şunu rica ediyoruz. Bırakın her işi erbabı yapsın."

***

"Bilmediğiniz konularda ahkam kesip kimseye zarar veren tavsiyelerde bulunmayınız."

***

"Siz, bugün ülkenin ve dünyanın sevilen bir sesi ve bestecisi, saygın bir köşe yazarı, hali vakti yerinde bir vatandaş olabilirsiniz. Ancak hediye sektörü ile promosyon sektörünü ayıramayacak kadar, bir kesime şirin gözükmek sevdasına en az o kesimin üç katı bir kitleyi etkeleyebilecek bir kampanyanın fikir babası olacak kadar da CAHİL BİR İNSANSINIZ."

***

Yukarıdaki alıntılar sadece birer örnek. (İmla hataları kendilerine aittir.)Bunun gibi çok elektronik mesaj ve faks aldım. Öfkeyle bu satırları yazanları utandırmamak ve toplum içinde güç duruma düşürmemek için firma ve kişi adlarını vermiyorum.

Bazı hediyelik eşya ve promosyon şirketleri iyice kızmış. Bir kampanya açmışlar. Aynı metinler ayrı ayrı şirketlerde imzaya açılmış.

Yani epey enerjik ve kızgın bir kapanya başlatılmış.

Bütün bunların nedeni de bu yılbaşında özellikle gazetecilere ve bürokratlara verilen trilyonlarca liralık hediye yerine, depremzedele bağış yapılmasını istemiş olmamız.

Bir Yunan vatandaşı depremzedelere yardım için böbreğini bağışlıyor, bizdeki bazı firmalar ise "rüşvet" tanımına girecek yılbaşı hediyelerinden gelecek para azalmasın diye çırpınıyor. Hiç bir şey söylemiyor ve durumu değerlendirmeyi siz okurlarıma bırakıyorum.

***

Bu ayın karanlık yüzü. Bir de aydınlık yüzü var: Aynı sektörde çalışan bazı kişi ve kuruluşlar yazımıza destek mesajları gönderdiler.

SUNA.R Reklam hizmetlerinden Suna Doranoğlu'nun kendi sektörüne seslendiği satırları şöyle:

"Sevgili meslektaşlarım, siz de lütfen Zülfü Livaneli'nin çağrısına insanlık adına uyun. Ne demek istediğini anlayın. Yazının tamamını anlayarak okuyun. Kendinize bir olumlu pay çıkarın. Çünkü kimin ne olacağı belli olmaz. hepimiz insanız, herşey bizlere çok yakın....Bu yazdıklarım belki bazı insanların işine gelmeyecek. Beni bağışlayın. Fazla para kazanmak yerine, şu anda gerçekten çok zor durumda olan insanları kazanın. Onları mutlu edin ki mutluluğu öğrenin. Görürsünüz çok işe yarayacak."

Suna hanım depremde ablasını, yeğenini ve eniştesini kaybetmiş. Enkaz altındaki bir yeğenine de 14 saat sonra ulaşmış.

***

Bu arada Hes Grup'tan Murat Uzunsokaklı, Günseli Toker, Ceyhun Araz, Sedat Cengiz, Soyut Reklam çalışanları gibi kişi ve kuruluşlar fikirlerimize katılmasalar bile, iyi niyetli ve uyarıcı mektuplar gönderdiler.

Lütfü Dağtaş, Özlem Tomaç, Süleyman Sakallı gibi okurlar desteklerini bildirmişler. Nihat Pulak ise yazıdan önce ve sonra gönderdiği mesajlarla konuya ışık tutuyor.

***

Durum apaçık ortada. Her aklı başında insan, promosyon sektörüne darbe vurmak gibi bir niyet taşımadığımı, her vicdan sahibi de depremzedelerin acılarını paylaşabilmek için bu teklifi yaptığımı bilir.

Yılbaşında üst düzey gazetecilere ve bürokratlara gönderilen trilyonlarca liralık hediyeyi savunmanın ise ne akılla ilgisi var ne de vicdanla.